"Yargıda tuz kokmuştur"

TUNCELİ - CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen`in yaptığı konuşmayı eleştirerek, "Yara kanamıştır. Sayın Öymen gereğini yapmalıdır" dedi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, annesinin 13 Kasım 2009 tarihinde düzenlenen cenaze törenine katılmak için geldiği Tunceli`de CHP Tunceli İl ve Merkez Başkanlığı`nda basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada, 10 Kasım 2009 tarihinde TBMM`de düzenlenen oturumda partisi adına konuşan Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen`in konuşmasını eleştirerek şunları söyledi: "Son oturumda CHP adına sayın Onur Öymen konuşma yaptı. Sayın Öymen`in yaptığı konuşmada Dersim isyanına vurgu yapmasıPKK terör örgütü ile Dersim isyanı arasındaki bağlantıyı kurmak istemesi çoğu çevrede gerçekten de ciddi tepkiler doğurmuştur. Şunun altını özenle çizmek isterim: Dersim coğrafyasında yaşanan olay bir insanlık dramıdır. Bu bölgede yaşayan insanlar o dönemin acılarını, o dönemin kaybolan hayatlarını, o dönemin ağıtlarını dinleyerek bugünlere geldiler. O dönemde yapılan çok ciddi, insanlıkla bağdaşmayan olaylar oldu. Ama bu olayları getirip günümüzde terör örgütüyle mücadelenin bir unsuruymuş veya benzeriymişgibi ifade etmenin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Bu coğrafyada yaşanan olayları yine bu coğrafyada yaşayan insanlarımız, `biz kimseye kin tutmayız` felsefesinin gereği olarak hiçbir zaman bir intikam duygusuyla geleceğe taşımayı düşünmediler. Büyük ozanın dediği gibi `Acıyı bal eylemiş, bağırlarına taş basmışlardır`. Elbette o dönenimde yanlışlar, hatalar olmuştur. Ama bunu günümüze taşıyıp o olayları kaşımak doğru bir olay değildir. Yara kanamıştır, bu süreçte yapılması gereken, bu tepkileridikkate almaktır. Tepkileri dikkate alması gereken de Sayın Onur Öymen`dir. Ve gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman hem CHP`yi hem CHP`deki parlamenterleri hem de çok sayıda CHP`liyi rahatlatmış olacaktır. Elbette ki Sayın Öymen yaptığı açıklamada hiçbir zaman Tuncelilileri üzmek istemediğini söylemiş, `Eğer üzdüysem özür dilerim` demiştir ve 2 kez de özür dilemiştir. Ama tepkiler dinmemiştir. Dolayısıyla bu tepkilerin gereğini de Sayın Öymen`in yerine getirmesi gerekmektedir" dedi. Kılıçdaroğlu, Onur Öymen`in yaptığı açıklamayı talihsizlik olarak değerlendirerek, "Keşke bu açıklamayı yapma olanağını bize hiç vermeselerdi. Sayın Onur Öymen böyle talihsiz bir açıklama yapmamış olsaydı. Hepimiz üzerimize düşen görevleri yaparak toplumun duyarlılık ve beklentilerini dikkate alarak gerekeni yapma durumundayız. Bunu yaptığımız zaman Türkiye`de demokratikleşmenin önünü açmış oluruz. Halkın tepkisine karşı politikacının duyarlılığının önünü açmış oluruz. Bu çok önemli bir olgudur, çokönemli bir olaydır. Sayın Öymen`in söylediklerinden daha çok kamuoyunun algılama tarzı önemlidir. Eğer kamuoyu Sayın Öymen`in anlatımlarını farklı algılamışsa ve benimsemişse Sayın Öymen bunun gereğini yerine getirmelidir" diye konuştu. Bir gazetecinin "Gereğini yapmasını istifa etmesi olarak mı değerlendirmemiz gerekiyor?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Bir politikacı bir olayın gereğinin ne olduğunu çok iyi bilir. Bunu en iyi bilmesi gereken de uzun yıllar devlette çalışmış, parlamentoda görev yapmış bir kişi daha iyi algılayacaktır kanısındayım" şeklinde yanıtladı. Bazı basın yayın organlarında CHP`li Öymen`in konuşmasını alkışladığı yönünde çıkan haberlere tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Yandaş medyada verildiği gibi Onur Öymen`in konuşmalarının o bölümünü hiçbir zaman alkışlamadım. CHP grubundan da kimse alkışlamadı" dedi. 1938 yılında meydana gelen Dersim olaylarıyla ilgili dönemin bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil`le görüştüğü yönündeki bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, görüşmeyi doğrulayarak "Tunceli tarihiyle ilgili çok sayıda bilgi ve belge toplayan bir arkadaşınızım. Bu benim özel merakım. Çok sayıda bilgi ve belge topladım. Dersim tarihiyle ilgili bende bulunan doküman ve kayıtların başka birinde olduğunu sanmıyorum. Bu tamamen kişisel bir merak. Amaç gerçekleri açığa çıkartmaktır" dedi. Güncel konulara da değinen Kılıçdaroğlu, "Yargıya duyulan güvenin azalması tuzun kokması demektir. Dinlemeler artık çığırından çıktı. Sokaktaki vatandaş bile acaba ben dinleniyor muyum kaygısı içine girdi. Adalet Bakanlığı müfettişlerine telefonları dinleme konusunda bir yönetmelikle izin veremezsiniz. Yasanın vermediği bir yetkiyi yasayla verilmeyen bir yetkiyi Adalet Bakanlığı bir yönetmelikle alamaz. Hukuk sistemine aykırıdır. Hukuk kurallarına aykırıdır. Gelir İdaresi Başkanı`nın telefonları dinlenipyandaş medyaya servis yapıldığı zaman Sayın Başbakan çıkıp bunu eleştirmedi. Ulaştırma Bakanı siz de çekiniyorsanız telefonla konuşmayın demiştir. Hukuku dile getiren, demokrasiyi, hak ve özgürlükleri dile getiren bir iktidarın Ulaştırma Bakanı tarafından söylenmiştir ve biz bunlara demokrasi deyip inanacağız. Aynı Başbakan`ın Sayın Remzi Gür`le yaptığı konuşma da medyada yer almıştır. Aydınlık Dergisi`nde yer almıştır. Aynı Başbakan`ın Sayın KKTC Cumhurbaşkanı Talat`la yaptığı konuşma da yayınlanmıştır. Okonuşmayı yayınlayan 2 gazeteci şu anda Silivri cezaevindedir. Peki, Gelir İdaresi Başkanı`nın konuşmasını yayınlayan gazeteciler nerededirler? Hapiste değil, AK Parti`nin saflarındadırlar. Onların sırtları sıvazlanmıştır. O zaman bu ülkede kimse demokrasi var diyemez, çifte standart yoktur diyemez. AK Parti, hukuku kendi lehine kullanarak, yasaları kendi lehine kullanarak hak ve özgürlükleri kendi lehine kullanarak aleyhine yayın yapanları baskılayarak, köşe yazarlarını gazetelerden atmanın yolunu arayarakbizlere hak ve özgürlükler dersi vermeye kalkışıyor. AK Parti bu ülkede sivil darbe yapmanın yollarını ve altyapısını oluşturuyor. Kendi derin devletini kuran tek siyasal parti vardır o da AK Parti`dir" şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasında yargının bir ayrışma sürecine sokulmak istendiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Yargı bir ayrışma süreci içine sokulmak isteniyor. Bununla güçler ayrılığı ilkesinin üçüncü ayağına ciddi darbe vurmuş olunur. Yargıya duyulan güvenin sarsılması tuzun kokması demektir. AK Parti eğer Türkiye`yi bu noktaya getirmişse önümüzdeki günlerde nereye götüreceğini de çok iyi bilmemiz gerekir."



Güncel 25.10.2016 05:47:25 0

İlginizi Çekebilir

1

TÜBİTAK Araştırma Projeleri Adana Bölge Yarışması Sergisi açıldı

2

Çocuklar Akkuyu NGS'yi gezerek, nükleer enerji hakkında bilgilendirildi

3

Antalya'da denizde mahsur kalan genç, insansız cankurtaran ile kurtarıldı

4

Antalya'da "Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Programı" düzenlendi

5

Yeni Renault Captur'un dünya lansmanı gerçekleştirildi

6

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

7

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

8

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

9

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

10

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi