İç güvenlikte polisin görev alması

İç güvenlikte polisin görev alması

ANKARA - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, iç güvenlikte polisin görev alacağı yönündeki açıklamasının terörle mücadelede sorumluluğu asker ya da polise havale etme anlayışı olduğunu belirterek, "Yani suçlu terörle mücadele edenler mi? Bir dön aynaya bak; iğneyi kendine batır bakalım. Terörle mücadele yerine terörle müzakere eden sen değil misin?" dedi. Vural, TBMM`de gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, iç güvenlikte polisin görev alacağı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması ve bunun da terörle mücadelede asker yerine polisin kullanılacağı anlamına gelip gelmediğinin sorulması üzerine, terörle mücadele konusunda hükümetin ne dediğini ve ne yapmak istediğini kimsenin anlayamadığını söyledi.Hükümetin terörle mücadele iradesi olmadığını belirten Vural, şöyle konuştu: "Bu anlayış doğrudan doğruya, terörle mücadele konusunda, terör örgütünün aldığı cesaret karşısında, acze düşmüş bir hükümetin, sorumluluğu terörle mücadele edenlere havale etme noktasındadır. Yani suçlu terörle mücadele edenler mi? Bir dön aynaya bak; iğneyi kendine batır bakalım. Terörle mücadele yerine terörle müzakere eden sen değil misin? İmralı ile müzakere eden sen değil misin? Kandil`de beslenmelerine müsaade eden sendeğil misin? Onların siyasi amaçlarını meşru gösteren sen değil misin? Terör örgütünün lojistik destekleri mi kesildi, finansman destekleri mi kesildi? Uluslar arası destekleri mi kesildi? Yani iğneyi kendilerine batırsınlar. Stratejik alanda yapılan yanlışlıkların bedelini terörle mücadele edenlere havale etme işgüzarlığından başka bir şey değildir." Devletin terörle topyekün mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Vural, şunları söyledi: "Polisi, askeri mi olur bu işin. Nerede ihtiyaç varsa, imkan, güç, kuvvet, kabiliyetlerini orada kullanacaksın. Dolayısıyla stratejide yaptıkları yanlışların bedelini bugün ödüyoruz. Demokratik özerklik bu yanlışlıkların sonucudur. İmralı ile müzakere bu yanlışlıkların sonucudur. Kandil`de terör örgütünü besleyen Barzani`nin altına kırmızı halı serenler bunlar değil mi? Türkiye stratejik, taktik ve teknik anlamıylamaalesef terörle mücadeleden vazgeçmiştir. Şimdi asker mi polis mi?" BU DÜZENLEME SORUMLULUKTAN KAÇMAKTIR Anayasa`ya göre milli güvenliğin sağlanmasında TBMM`ye karşı Bakanlar Kurulu`nun sorumlu olduğunu belirten Vural, şunları kaydetti: "Bakanlar Kurulu `ben nerede yanlış yaptım` diye açıp bakmalı. Terör örgütü ile müzakere edenler, 13 şehidimiz olduktan sonra giderler terör örgütünün başıyla görüşürler, iletişim kaynakları devam eder, ağaçların altında gazeteciler gider terör örgütü ile müzakere eder, görüşür; kılı kıpırdamaz. Ondan sonra asker mi, polis mi?"2002 yılında bitmiş bir terör örgütünü bu safhaya getirenlerin bunlar olduğunu anlatan Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yaklaşımlar Bakanlar Kurulu ve AKP`nin sorumluluktan kaçarak, sorumluluğu asker ya da polise havale etme anlayışından kaynaklanıyor. Adama da sorarlar? Özel harekat timlerini oradan uzaklaştıran sen değil miydin? Bedelini milletimiz ödüyor. Hükümet siyasal çözüm arayışlarından vazgeçmeli ve terörle mücadele etmelidir."ZIRVA TEVİL GÖTÜRMEZ BDP Van Milletvekili Aysel Tuğluk`un 13 askerin şehit olduğu gün açıkladığı `demokratik özerklik` ilanının zamanlamasının yanlış olduğuna ilişkin sözleri hatırlatılan Vural, şunları kaydetti: "Zırvayı ne zaman açıklarsan fark eder mi? O gün açıklaması ile başka gün açıklamasının bir anlamı var mı? Yani Türk milletinin egemenliğinden kopmak, buradan kopmak, bir özerklik talep etmek bunun meşru, haklı bir tarafı var mı? Dolayısıyla bu yaklaşım tarzı, özellikle 13 askerimizi şehit eden bir eylem karşısında, o eylemi mazur gösteren bir yaklaşım tarzının ayrı bir örneğidir. Demokratik özerklik taleplerini sonra yerine getirmeleri, sonra ifade etmelerinin hiçbir anlamı yoktur. Bu milletin, devletin, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne yönelik girişimleri silah zoruyla millete kabul ettirmek isteyen bir siyaset anlayışının bunu ne zaman, hangi ortamda söylediğinin hiçbir anlamı yoktur. Geldiğimiz bu noktada, PKK terör örgütünün etekleri altında siyaset yapanların, PKK`nın istek ve arzularını yerine getirmek için bunları dile getirenlerin söylediklerinin bence hiçbiranlamı yoktur. Zırva tevil götürmez. Demokratik özerklik talebi bu milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik girişimin bir parçasıdır, yeni bir senaryodur. Böyle bir hususun kabul edilmesi mümkün değildir."



Güncel 25.10.2016 05:44:55 0

İlginizi Çekebilir

1

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

2

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

3

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

4

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

5

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi

6

Mipo Türkiye'de akıllı telefon pazarının yeni markası oldu

7

Bakan Kacır, TÜBİTAK 31. Bilim Olimpiyatları Ödül Töreni'nde konuştu:

8

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Antalya'da konuştu:

9

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Antalya'da Türk Telekom'un toplantısında konuştu:

10

Çukurova 16. Kitap Fuarı'nın TEKNOFEST standına yoğun ilgi