TBMM Genel Kurulu`ndaki 2010 yılı mali bütçe görüşmeleri

TBMM Genel Kurulu`ndaki 2010 yılı mali bütçe görüşmeleri

ANKARA - Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Türkiye`nin terör sorunundan kurtulması durumunda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çok ciddi bir sıçrama olacağını belirterek, "Muhalefetin, Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci`ni desteklememesi, hatta karşısında durması işte bu açıdan da son derece önemlidir" dedi.TBMM Genel Kurulu`ndaki 2010 yılı mali bütçe görüşmeleri devam ediyor. Hükümet adına konuşan Başbakan Erdoğan, hiçbir zaman muhalefetin `iktidar başarılı olmuştur` demesini beklemediklerini belirten Erdoğan, "Böyle bir şeyi kim bekler. Böyle bir şey olduğu zaman zaten bu koltukların boş kalması lazım. Ona ihtiyacımız yok. Biz bu noktada iktidarın ne denli doğru yapıp yapmadığını sandıkta milletimizin huzurunda görüyoruz. Onun için de dört seçimde milletimiz zaten iktidara doğru mu yaptı, yanlış mı yaptı,gereken değerlendirmeyi yaptı. Evelallah bundan sonda da yapacak. Bundan hiç endişemiz yok. Bu konularda rahatız" dedi.Bütçe görüşmelerinin sadece bütçe rakamlarının değerlendirildiği değil, aynı zamanda ülke gündeminin ele alındığı, partilerin vizyon ve ufuklarının ortaya konulduğu, yapılanların, yapılacakların teklif edildiği görüşmeler olduğunu kaydeden Erdoğan, "Aziz milletimizin yapılan her değerlendirmeyi, söylenen her sözü, ortaya konan üslup ve tarzı, düzeyi en iyi şekilde değerlendireceğin adalet terazisinde herkesin notunu vereceğine doğrusu ben ve grubum inanıyoruz" diye konuştu.Türkiye`nin her alanda tarihinde görülmemiş gelişmelere imza attığını, rekorlar kırdığını, küresel ve bölgesel roller üstlendiğini, takdirle adından bahsedilen bir ülke konumuna geldiğini savunan Erdoğan, "Biz burada bütün değerlendirmeleri yaparken, ebediyete intikal etmiş büyüklerimizin gerçekleştirdiği rakamlardan öte onları hedef olarak alalım ama, biz kendimiz yaşıyoruz. O hayatı yaşayanlar olarak bu hesabı biz vereceği biz. Siz ne yaptınız Sayın Baykal? Siz ne yaptınız Sayın Bahçeli? Bunu söyleyin"dedi.Başbakan Erdoğan, çatışmalarla, terörle, gerilimle, umutsuzlukla gündemde kalan meselelere cesaretle el atamayan, sorunlarının çözümü için samimiyetle, kararlılıkla, risk alamayan bir ülkenin, her alanda olduğu gibi ekonomide de geri kalmaya mahkum olduğunu belirtti. Erdoğan, "2002 yılında milletimizin, devletimizin ödediği yüzde 62.7 oranındaki faizin, onun öncesinde ödenen, yüzde 5 bin, yüzde 7 bin faiz oranlarının anlamı budur. Bu yüksek oranların anlattığı işte budur. Kim vardı iktidarda?MHP-DSP-ANAP vardı" diye konuştu."SİZİN YAPTIĞINIZ İHANET, HIYANET DEĞİL Mİ"İktidarda MHP-DSP-ANAP`ın olduğu 20 Şubat 2001 tarihinde, bazı bankaların, ulusal ya da uluslararası bankaların, `mesai saatleri dışında` Merkez Bankası`ndan çok yüklü miktarlarda döviz alımı yaptıklarını söyleyen Erdoğan, bir bankanın 1 milyar 63 milyon dolar, bir başkasının 764 milyon dolar, bir başkasının da 426 milyon doları, 685 bin TL`den aldıklarını, bu alımların hemen ardından krizin patladığını ve doların 1 milyon 80 bin TL`ye yükseldiğini anlattı. Erdoğan, milli servetin, milli kaynaklarınbasiretsiz yöneticilerin ürettikleri kriz sebebiyle yok olup gittiğini savundu. Başbakan Erdoğan, kendilerini ülkeyi satmakla, ihanetle, hıyanetle suçlayanlara seslendiğini belirterek, "İhanet diyorsunuz, peki bu nedir? Milliyetçiyim diyerek ortalıkta dolaşanlara sesleniyorum; Milliyetçiydiniz de, bu ülkenin böyle göz göre göre soyulmasına neden seyirci kaldınız? Neden sesinizi çıkarmadınız. Akşam karanlığında Merkez Bankası soyulurken, milletimin imkanları soyulurken milliyetçiliğinizi neden o günhatırlamadınız. `Milliyetçiyim` diye diye bu millete bu ağır bedeli ne hakla, hangi vicdanla ödettiniz. 2001 krizi işte Türkiye`nin böyle kötü yönetilmesinin bir sonucuydu" şeklinde konuştu.MHP-DSP ve ANAP koalisyonu iktidara geldiğinde Türkiye`nin IMF`ye borcunun sadece 241 milyon dolar olduğunu, AK Parti iktidara geldiğinde ise borcun 23.5 milyar dolara yükselmiş olduğunu ve bu borcu bugün 8 milyar dolara kadar indirdiklerini belirten Erdoğan, 2 yıldır IMF ile anlaşma yapmadıklarını söyledi. Erdoğan, "Biz masaya adam gibi oturduk, adam" dedi."MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK KAVRAMINI DUYUNCA HOPLUYORSUNUZ"Milli birlik ve kardeşlik sürecinin birçok hedefi olduğunu, ama en önemli hedeflerinden birinin de Türkiye`nin risk primini azaltmak ve Türkiye`yi bölgesinde bir istikrar adası, bir güven adası haline getirmek olduğunu belirten Erdoğan, "Türkiye terör belasından kurtulursa, Doğu ve Güneydoğu`da çok ciddi bir sıçrama olacağı net. Muhalefetin, Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci`ni desteklememesi, hatta karşısında durması işte bu açıdan da son derece önemlidir. Bakın Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci; insan bukavrama bile saygı duyar saygı. Bak bu kavramı duyduğunuz gibi hopluyorsunuz. Kitabınızda kardeşlik yok, birlik yok, beraberlik yok, ne yapayım? 2000 ve 2001 krizlerinde bu millete çok ağır bedeller ödetenler, milletin kaynaklarını çar çur edenler, elbette bu boyutu düşünemezler, bu kavramlarla bütünleşemezler. 2001`de Merkez Bankasının içini boşaltanlar bugün elbette Türkiye`nin risk primini, Türkiye`nin kardeşliğini, huzurunu dert edinmezler. O gün Türkiye`nin işçisini memurunu, hatta esnafını mağduredenler, bugün elbette Türkiye`nin geleceğine ilişkin plan, proje, umut taşımazlar. O gün IMF kapısında borç almak için sıra bekleyip, Türkiye`nin borcunu daha da artıranlar, bugün geldiğimiz noktayı anlamazlar. Ama biz bunları dert ediniyoruz. Biz Türkiye`nin geleceğini düşünüyoruz. İşte onun için inadına kardeşlik diyoruz, inadına demokrasi diyoruz, inadına milli birlik ve beraberlik diyoruz."STALİN`E ATIFStalin`e atfedilen `Bir kişinin ölümü trajik, bir milyon kişinin ölümü istatistiktir` sözünü dile getiren Başbakan Erdoğan, muhalefet sıralarından gelen tepki üzerine, "Şaşırdın değil mi, ben de şaşırdım. Evet 40 bin kişi hayatını kaybettiği zaman yeterince vurucu olmuyor. Ama ben haftalardır, aylardıe, yıllardır ta partimizi kurduğumuz andan beri diyorum ki; `sizin hiç oğlunuz, yavrunuz öldü mü? Sizin hiç babanız, kardeşiniz öldü mü? Siz kendinizi bir şehit annesinin, bir şehit babasının, evladınıyitirmiş bir ananın yerine koydunuz mu?` Dersim`i bir istatistik gösterge olarak görenler, kronolojide bir cümle olarak görenler, gündelik ifadelerle aşağılayanlar, kendinizi hiç Dersimli bir ananın, babanın, evladın yerine koydunuz mu" diye konuştu."HER ÖLÜM ERKEN ÖLÜMDÜR" ALINTISIKonuşmasında Cemal Süreyya`nın bir şiirinden alıntı yapan Erdoğan, `Her ölüm erken ölümdür` dedi. Hele de gençlerin ölümünün tahammül edilemeyecek, kendi haline bırakılamayacak, görmezden gelinemeyecek kadar acı ve trajik olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunun bu şekilde gitmesine bizim tahammülümüz yok. Biz ne ekonomiye salt bir istatistik olarak bakıyoruz, ne güvenlik meselesini sadece bir istatistik olarak görüyoruz. Biz sofranın diliyle konuşuyoruz. Biz, anaların diliyle konuşuyoruz. Biz hesabi değil,biz hasbiyiz, samimiyiz. İşte onun için demokratik açılım süreci dedik, işte onun için milli birlik ve kardeşlik süreci dedik" ifadelerini kullandı.Böyle anlamlı bir süreçte muhalefetin de yanlarında olmasını ve katkı vermesini istediklerini belirten Erdoğan, CHP`li Kemal Anadol`un sözleri üzerine, "Sayın Anadol, biz senin geçmişini biliriz. Senin oradakilerden pek farkın yok, iyi biliriz seni iyi" dedi.



Güncel 25.10.2016 05:47:13 0

İlginizi Çekebilir

1

TÜBİTAK Araştırma Projeleri Adana Bölge Yarışması Sergisi açıldı

2

Çocuklar Akkuyu NGS'yi gezerek, nükleer enerji hakkında bilgilendirildi

3

Antalya'da denizde mahsur kalan genç, insansız cankurtaran ile kurtarıldı

4

Antalya'da "Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Programı" düzenlendi

5

Yeni Renault Captur'un dünya lansmanı gerçekleştirildi

6

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

7

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

8

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

9

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

10

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi