CHP`li Mustafa Özyürek Nevşehir`de

CHP`li Mustafa Özyürek Nevşehir`de

NEVŞEHİR - CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, Türkiye`de son günlerde ortaya konulan Kürt açılımı ile yapılan tartışmaların PKK terör örgütünü meşrulaştırır bir noktaya getirilmeye çalışıldığını belirterek, "Teröristin sırtını sıvazlanarak terörle mücadele yapılmaz" dedi. CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, CHP Nevşehir İl Başkanlığı`nı ziyaret ederek, partililerle görüştü. Burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Özyürek, terör örgütü PKK`lı bir grup militanın Silopi Sınır Kapısı`ndan Türkiye`ye gelerek teslim olacakları yönündeki gelişmeyi de değerlendirdi. Mustafa Özyürek, PKK`nın durmadan taleplerini dayatan bir kuruluş haline geldiğini öne sürerek, "Bunu 1999`da da yaşamıştık. Herhangi bir şekilde arananlar listesinde ismi yoksa elbette gelir,devlete teslim olurlar, kısa bir sorgudan sonra suçları yoksa serbest kalır. Dağda insan öldürmüş, insan yaralamış, herhangi bir şekilde suç işlemiş olan var ise bunlarla ilgili takibat yapılması, savcının soruşturma yapması, dava açılması doğaldır. Şimdi ne deniliyor,`Abdullah Öcalan istedi, bunlar Türkiye`ye geliyor.` Şimdi biz bir terörist başını muhatap alarak onun istediği şekilde mi davranacağız, yoksa Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak kendi kurallarımızı kendimiz koyarak mı davranacağız? Ne yazık kibu açılım tartışmaları PKK terör örgütünü meşrulaştırmaktadır. PKK durmadan taleplerini dayatan bir kuruluş haline gelmiştir. Ben Türkiye Cumhuriyeti`nin bir vatandaşı olarak 30 bin kişinin ölümünde rol oynamış birisinin isteklerinin devlete dayatılmasını kabul edemem" şeklinde konuştu. PKK İSTEKLERİNİ İÇEREN RAPOR HÜKÜMET TARAFINDAN MÜZAKERE EDİLDİ Özyürek, terörist Abdullah Öcalan tarafından istekleri içeren bir raporun hükümete verildiğini ve bunun müzakere edildiğini ileri sürerek, "Ama ne deniliyor, DTP Kongresi`nde de ifade edildi. Ağustos ayında isteklerini içeren bir raporu Abdullah Öcalan hükümete vermiş. Hükümet bunu müzakere ediyor, görüşüyor. Ama Türk milleti ile paylaşamıyorlar. Benim adıma, çocuğu şehit düşmüş analar babalar adına, onu öldüren örgütün başı ile pazarlık yapacaksınız, bunu bizden gizli yapacaksınız. Şimdi de AbdullahÖcalan`ın sempatik göstermek için `İşte gördünüz mü, işte bunlar sınırdan geliyorlar, DTP milletvekilleri gitsin karşılasın` Umarım AK Parti milletvekilleri bu karşılamaya gitmezler. Siz terörü meşrulaştırmış oluyorsunuz, bu teröristlerin silah bırakacaklarını, artık kan akıtmayacaklarına dair bir şey var mı elimizde, hayır. Siz teröristlerin sırtını sıvazlayarak terör ile mücadele edemezsiniz. Bu iktidarın hatası, teröristin sırtını sıvazlayarak onun bazı isteklerini kabul ederek sorunu çözeceğinizannediyor. Böyle bir şey olmaz. Terör ayrıdır, Kürt sorunu veya o bölgede yaşayan insanların sorunu ayrıdır. Siz çekip benim askerimi vurmuş, öldürmüş olan örgüt ile pazarlık yapamazsınız, konuşamazsınız. Bunlar yanlış, kabul edilemez şeylerdir. Eğer Kürt açılımının içerisinde bunlar var ise, terör örgütü ile müzakere yapmak varsa, biz kesinlikle bunu kabul etmeyiz. Terör örgütü ile müzakere edilmez, mücadele edilir. Böyle bir kolay yol yoktur. Yani gelin arkadaş 30 bin insan ölmüş, şehitlerin annesi babasıhiçbir şey olmamış gibi davransın, siz daha ne istiyorsunuz diye bir yaklaşımı bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Terörist ile hak ettiği şekilde mücadele edersiniz, hak ettiği dersi verirsiniz. Zaten bu kararlı gücü görürsün, terörden vazgeçerse o zaman susar. Hayır, ben silah kullanarak, insanları öldürerek bu noktaya geldim, devletin muhatap aldığı bir örgüt haline geldim, silahı bırakırsam itibarım azalır. Öyle ise silah kullanayım isteklerimi kabul ettireyim. Bu mümkün değil. Biz bütün çözümlerinTürk milletini ayrıştıran değil, birleştiren çözümler olmasını istiyoruz. Türk milletinin ulusal bütünlüğüne saygı duyan, devletin üniter yapısına saygı duyan, çözümlerin hepsine varız. Ama üniter devleti parçalayalım, bir federasyona doğru götürelim, Misak-ı Milli sınırlarımızı parçalayalım noktasına gelen çözümlerin hiçbirini bizim kabul etmemiz mümkün değil, Türk milletinin de kabul edeceğini zannetmiyorum" diye konuştu. ERDOĞAN-BAYKAL GÖRÜŞMESİ Özyürek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasında Kürt açılımının konu edileceği görüşmenin kayıt altına alınmasının Türk insanının doğru bilgi edinme isteğinin de karşılanması manası taşıdığını belirterek, "Konu yapılacak görüşmenin bir kamera ile kayıt edilme meselesi. Burada siz benim bu konuşmamı kayıt ediyorsunuz. Bir süre sonra ben desem ki, `Ben böyle bir şey söylemedim, nerden çıkartmış bu sözleri arkadaş desem` siz kaseti çıkartırsınız, bana gösterirsiniz. Bizdiyoruz ki tüm Türkiye`nin çok yakından ilgilendiği böylesine bir konuyu milletten gizli yapmayalım. Bunu kameraya kayıt edelim, bu Başbakan`ın güvendiği herhangi bir televizyonun kamerası olur. Oraya kayıt ederiz. Taraflar ne zaman isterse o zaman yayınlansın. İster istemez bu tartışma konusu olacak, herhangi bir tartışma konusu olduğunda yine kaseti gösterelim, millet izlesin. Kürt açılımı diye başlayıp sonunda Milli Birlik açılımı diye nitelenen bu açılımın içeriğini Türk milleti bilmiyor, benmilletvekili olarak bilmiyorum. Sizler de bilmiyorsunuz. Başbakan da, İçişleri Bakanı da bu açılımın içeriği ile ilgili hiçbir şey söylememiştir. Öyle ise bu önemli bir konuşma, muhalefet olarak bizlerin görüşlerini öğrenmek istiyorsa, kendi görüşlerini bize söylemek istiyorsa, bu milletin ilgisinde olmalıdır, bilgisinde olmalıdır. Saydamlık, şeffaflık bunu gerektirir. Bizim merakımız kamera merakı değil, bizim merakımız Türk milletinin doğru bilgi edinme merakıdır. Niçin çekiniyor ben anlayabilmiş değilim.Siz söyleyeceğiniz şeylerin duyulmasını, bilinmesini isterseniz, bundan kuşku duymazsanız, niçin kapılar ardında konuşasınız. Kaydedilir, kald or. Böyle bir şey olmaz. ı ki böyle önemli görüşmelerin hepsinde bir tutanak tutulur. Bu tutanak elde olabilir, teypte olur, iki kaset çıkar, birisi sayın Baykal`da kalır, biri Başbakan`da kalır. İleride isterlerse bütünüyle televizyonlara yayınlanır, ama bir belge olarak ne konuşulduğunu kanıtlayan bir belge olarak bunun herkesin elinde bulunmasında yarar var. AmaBaşbakan`ın bunu kabul etmediği anlaşılıyor. Kendi bileceği iştir, kendi takdirleri, görüşme talebi bizden gelmemiştir. Görüşme talebi Sayın Başbakan`dan gelmiştir. Sayın Başbakan bir yere ziyarete gittiğiniz zaman, ziyaret gittiğiniz evin sahibi sizi hangi şekilde, hangi koşullarda misafir edecekse, onu kabul edersiniz. Hayır ben geleceğim, bana pasta ikram etme, ben geleceğim bana kahve ikram et denilmez. Ev sahibi ne ikram ederse, misafir umduğunu değil, bulduğunu yer. Mektubu yazarken kamera koşulunusöyledik, yani sonradan ortaya çıkan bir şey değil. Ama Sayın Başbakan öyle anlaşılıyor ki uzunca bir süre daha Kürt açılımının özünü değil de şeklini tartıştırmak istiyor. Millet ikiye bölünüyor. Sezen Aksu, Kevin Costner, bu açılımdan yana olduklarını açıkladılar. O halde Aksu ve Costner`a sormak lazım. Nedir acaba bizim bilmediğimiz neyi biliyorlar ki destekliyorlar veya karşı çıkıyorlar. O nedenle bulanık suda balık avlamaya çalışıyorlar. Bunlara gerek yok. Böylesine önemli bir konuyu net birşekilde konuşalım. Ne yapmak istiyor hükümet, Kürt sorunu çözümü için hangi adımı atmak istiyor, açık seçik olarak bunu ortaya koyalım. Meclis`te ne yapmak istediklerini öğrenmek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Mustafa Özyürek, Ermenistan`a özel bir düşmanlıklarının olmadığını da ifade ederek, "CHP`nin bu konudaki tavrı çok net. Biz tüm komşularımızla iyi ilişkiler kurulmasından yanayız. Ermenistan`a özel bir düşmanlığımız yok, ama Ermenistan ile Azerbaycan iki komşu ülke. Ermenistan 1993 yılında Azerbaycanlıların yüzde 20 oranındaki toprağını işgal etti. Bunun böyle olduğu sadece CHP olarak bizim kanaatimiz değil, uluslararası pek çok kuruluşun da kanaati. Diyorlar ki işgal ettiniz, BM`de böyle diyor işgalettiniz, o topraklardan çekilin. Ve o işgalden sonra Türkiye sınırını kapamış ve Ermenistan ile ilişkilerini dondurmuştur. Şimdi biz diyoruz ki niçin biz Ermenistan ile ilişkilerimizi dondurup sınırımızı kapattık. Ermenistan Azerbaycan toprağını işgal ettiği için. Azerbaycan`ın Ermenistan tarafından işgal edilen toprakları boşaltılmadıkça, Ermenistan oradan çekilmedikçe bizim sınırı açmamız için hiçbir neden yok. Başbakan da böyle düşünüyor. Sayın Başbakan 13 Mayıs`da Azerbaycan Meclisi`nde dedi ki,`Ermenistan İşgal edilen topraklardan çekilmedikçe, Karabağ sorunu çözülmedikçe biz kapımızı açmayacağız` diyor. Bu protokolde kapının açılması öngörülüyor. Biz bekliyoruz ki AK Parti işgal kalkmadan bu protokolü Meclis`te gündeme getirmesin. Eğer getirirse bizim CHP olarak ret oyu vereceğimiz çok açık. Daha geçen gün Azerbaycan`dan bir grup milletvekili geldi, Başbakanımız, Baykal ve Bahçeli ile görüştü. Hem Başbakan, hem Bahçeli ve Baykal`dan Ermenistan Dağlık Karabağ sorununu çözmedikçe, işgal ettiğitopraklardan çekilmedikten sonra biz bu protokolü onaylamayız dediler. İnşallah Sayın Başbakan sözünde durur. Bizim oyumuz çok net, tir. Böyle bir şey olmaz. ek millet, iki devlet. Duygusal olarak birlikteliğimiz var. Aynı zamanda Azerbaycan`ın çok zengin petrol ve doğalgaz yatakları var. İşte Nabucco Proje`nin esası o gazı Türkiye üzerinden Avrupa`ya götürmektir. Ermenistan`ın bir şeyi yok. Fakir bir ülke, uzun zamandır da göç olduğu için de gençler terk etmiş. 2 milyon civarında yaşlıların yaşadığı biryer. Bizim onlardan bir ekonomik yararımız yok. Ama Azerbaycan ile hem ekonomik yararımız var, hem de çok yakın aynı milletin parçalarıyız. O bakımdan Ermenistan ile ilişkilerimizi düzelteyim, ama Azerbaycan`ı darıltmayalım, rencide etmeyelim. Son bayrak krizi hepiniz gördünüz. Bursa`da maça gelenlerin ellerinde Azeri bayrakları vardı, ama o bayraklar polisler tarafından alınarak yere atıldı. Hiçbir ülke bayrağının yerlerde sürülmesini istemez. Bizim bayrağımıza komşu ülkede böyle bir muamele gösterilsenasıl tepki gösterirsek Azerbaycan da aynı tepkiyi gösteriyor. Umarım bu dengeyi gözetecek bir şekilde iktidar bir politika izler, ama o izlemese de biz bu protokol Meclis`e geldiğinde ret oyu veririz" görüşünü dile getirdi.



Güncel 25.10.2016 05:47:41 0

İlginizi Çekebilir

1

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

2

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

3

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

4

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

5

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi

6

Mipo Türkiye'de akıllı telefon pazarının yeni markası oldu

7

Bakan Kacır, TÜBİTAK 31. Bilim Olimpiyatları Ödül Töreni'nde konuştu:

8

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Antalya'da konuştu:

9

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Antalya'da Türk Telekom'un toplantısında konuştu:

10

Çukurova 16. Kitap Fuarı'nın TEKNOFEST standına yoğun ilgi