TBMM`deki grup toplantısı

TBMM`deki grup toplantısı

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan`ın `Orgeneral Başbuğ ile paslaşıyoruz` sözlerine göndermede bulunarak, "Çok fazla paslaşmayın Sayın Başbakan, kendi kalene gol atarsın" dedi. Partisinin TBMM`deki grup toplantısında konuşan Baykal, konuşmasına Abdi İpekçi ve Muammer Aksoy`u anarak başladı. Baykal, "Türkiye`yi bu günlere taşıyan bu karanlık dönem. Bu kaybettiğimiz insanlar. Onları daha çok saygıyla anıyoruz. Onların değerini milletçe daha iyi biliyoruz. Onların uğruna mücadele ettikleri bu Türkiye`ye CHP olarak sahip çıkıyoruz" dedi. Türkiye`yi bugün karşı kaşıya kaldığı sorunlara taşıyan sürecin içinde çok temel ekonomik yanlışların olduğunu savunan Baykal, "Son dönemde AK Parti`nin başında olduğu bu dönemde Türkiye`nin iyi yönetilemediğini, tarihi şansı değerlendiremediğini, dünyada büyük atılımları ülkemiz yaparken, refaha hızla yaklaşırken bizim bu şansı yeterince kullanamadığımızı rakamlarla ortaya koyduk. 2007 sonuna kadar dünya rahat bir konjonktür geçti. Bu dönem bütün ülkeler için bizim konumumuzdaki bütün ülkeler içinkalkınma fırsatıydı. Bütün ülkeler kalkınma sorunlarını çözdüler. Ne yazık ki biz ne o dönemde paranın bol olduğu, enflasyonun düşük olduğu o dönemde de o fırsatı kullanamadık. Dünyanın içine girdiği son bunalım döneminde de doğru yönetilmedi. Gereken önlemleri alamadı ve bu dönemde de Türkiye diğer ülkelerin gerisinde kalan bir ülke konumuna geldi. Borçları katlandı, iç borçları dış borçları katlandı. Cumhuriyet tarihindeki en büyük borcu bu iktidar gerçekleştirdi" diye konuştu. DENİZ FENERİ SORUŞTURMASI Konuşmasında Deniz Feneri soruşturmasına da değinen Baykal, "Bir yıl oldu bu konuyla ilgili dosyalar Türkiye`ye geleli. Zorla dosya geldi. Ne oldu? Bir yıla yakın süredir dosya savcılıkta. İddianame hazırlandı mı? Almanlar konuyu inceledi, soruşturmayı yaptı, ifadeleri aldılar. Savcılık iddianame hazırladı. Hüküm verildi. Türkiye`ye her türlü belgeyi aktardılar ve dediler ki asıl sorumlular sizin orada. İsimleri de verdiler. Ne yatıyor bunun altında? Adalet mi yatıyor. Bunun altında hukukun kimseyirencide etmeyelim özeni, dikkati, gayreti mi yatıyor? İnşallah o yatıyordur. Yoksa başımıza iş açmayalım. Bunlar Başbakan`ın yakınları. Geciktir. Yoksa böyle mi? Ne karmaşık işmiş bu? PKK ve Öcalan davası bu kadar uzun sürmedi. Bu ihtimal aklınıza gelmiyor mu? Herkesin aklına geliyor da kimse benim gibi söyleyemiyor. Benim işim söylemektir. Ben sizin aklınızdan geçen üzerime düşenleri söylemek için buradayım. Sorumluluğumu, görevimi unutmadan işimi yapmaya çalışıyorum" dedi. Türkiye`de siyaset ile şirket ilişkilerinin laubali hale geldiğini söyleyen Baykal, "Bazı şirketler devlet şirketi muamelesi görmektedirler. Onlara göre medya kuruluşları satın alınmakta. Türkiye etki altında bırakılmak istenmektedir. Bunların altında Başbakan`ın bilgisinin olmadığını söyleyebilir miyiz?" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan`ın CHP`nin politikalarına yönelik eleştirel sözlerini hatırlatan Baykal, "Yeni Türkiye ortamında bir şeyler değişecek. Bunun için siyaset yapıyoruz. Önümüzdeki iktidarda bunlar değişecek. Öncelikli konumuz emekliler. Emeklilerin yeri konumu değişecek. Emekliler Türkiye`deki sorunların yoksulluğun sahipsizliğin aşılması konusunda çok özel bir noktada duruyorlar. Emeklilere verilecek destek sadece onlara verilmiş destek değildir. O emeklilerin etrafındaki insanlar, aileler emeklilerdenmedet umar hale gelmiştir. Onlara verilecek destek herhangi bir devlet memurunun dağıtacağı adaletten çok daha fazla gerektiği yere gider. Herkes acaba o emeklinin kısıtlı aylığından bize de bir şey damlar mı diye analarına babalarına özlemle bakmaktadırlar. O insanları boynu bükük bırakmaya kimsenin hakkı yok. Bu bizim temel tercihimizdir. Türkiye`nin böyle bir tercihe ihtiyacı var. Bu anlayışı iktidara taşımak lazım. Elbette Türkiye`de gün olacak bir iktidar gelecek Türkiye yüzünü emekliye dönecek, işsizinsanlara dönecek. Siyaset bunun için var. Bundan niye rahatsız oluyorsun? Türkiye`nin talebi bu. Bu israf değil. Haksızlık değil. Tam tersine toplumun bekleyişi. Bunu yapacak birisi çıkacaktır. Başbakan bunlardan rahatsız oluyor. Ama emeklilere sahip çıkacağız" dedi. Öğretmenlik mesleğini kariyer meslek haline getireceklerini ifade eden Baykal, "Öğretmenliği böyle sözleşmeli, parça başı iş yapan bir meslek olmaktan çıkaracağız. Saygın bir meslek yapacağız. Bunları yapamayacağımızı düşünüyor. İktidarı sen almadan önce bu böyle miydi? Bugün 300 bin insan tayin bekliyor. 200 bin öğretmen açığı Türkiye`de bekliyor. Öğretmenliğin kariyer olarak ele alınması gerektiği her türlü tartışmanın ötesinde bir ihtiyaçtır. CHP iktidarında bu olacaktır" diye konuştu. `SENİ ASKER DEĞİL AMA TEKEL İŞÇİSİ GÖTÜRÜR` Konuşmasında TEKEL işçilerinin durumuna da değinen Baykal, "20-25 yıl ülkeye hizmet vermiş, birden bire gel seni 4C`li yapalım. Böyle bir şey var mı? Kazanılmış hakları insanların elinden almaya senin hakkın var mı? Sen buna hakkım var diyebiliyorsan senin karşında bu hakkımı geri alacağım diyen işçilerin de hakkı var. TEKEL`i perişan etmişsin. Ucuz ucuz satmışsın. Dönmüşsün orada 20 yıl çalışmış, çocuk yetiştirmeye başlamış insanlara orayı kapattık diyorsun. Hadi bakalım siz 4/C`ye. Bu insanların dakendi işçi statüleri içinde özlük haklarını koruyarak çalışma olanağına sahip olma hakları vardır. Bu olanağı sağlamak devletin görevidir. Oradaki emekçinin hakkını alacaksın. Sonra da sesini çıkarma diyeceksin. Öyle bir şey yok. Bu konuyu Başbakan`ın anlaması lazım. Seni asker değil ama TEKEL işçisi götürür. TEkEL işçisi götürmez diyorsan. Beni milletim iktidara getirdi diyorsan bu kafayla daha çok hata yaparseme düşenleri söylemek iın ki yapmaya başladı. Şimdi de bakkallara taktı. TEKEL işçisinin yanındabakkallar da seni götürür" dedi. `BAŞBAKAN NEDENSE HAKKINI İSTEYEN İNSANLARDAN HOŞLANMIYOR` Başbakan Erdoğan`ın bakkallarla ilgili sözlerine de değinen Baykal şunları söyledi: "Başbakan nedense hakkını isteyen insanlardan hoşlanmıyor. Şimdi anladık bakkalları da sevmiyor. Neymiş efendim onlar artık demode, günümüzde anlam taşımayan küçük işletmelermiş. Onları ekonominin gelişmesi yok edecekmiş, AVM`ler artık onların yerine geçecekmiş. Yapacakları şey bir araya gelip AVM açmakmış. Esnaf, bakkallar, manavlar, kasaplar bir araya gelecek AVM açacak. Onlara sen mi arazi vereceksin? Onlara gerekli krediyi sen mi vereceksin? Dünyanın her yerinde küçük işletmeler, esnaf, dükkan daimavardır ve daima var olacaktır. Bugün Avrupa`da, ister Amerika`ya bakın, ister Avrupa`ya küçük işletmeler her zaman vardır. Yapılan işlerin ötesinde küçük işyerlerinde çalışan iş veren arasındaki yaklaşımı, ilişkiyi hiçbir zaman kaldırmak mümkün değildir. Fransa, İtalya böyle işletmelerin çok fazla olduğu ülkelerdir. Bunları yok saymak mümkün değildir. Başbakan hata yapıyor. Çevrenin sorunlarını bilen, gerektiğinde onlara veresiye alışveriş yapma imkanı sağlayan, kapıya icra memurunu taşımayan, sıkıntısınıbilen insanlardır. Aile yaşamının güvencesidir. Sen onları kaldırıp insanları robot haline getirdiğin zaman hata yaparsın. Senin görevin esnafa sahip çıkmak. Onlara AVM kur demektense el uzatmak lazım." ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ Anayasa değişikliğine de değinen Baykal, "Kısa bir süre önce hükümet büyük bir iddia ile çıktı dedi ki anayasa değişikliklerini gündeme alacağız. Anayasa Mahkemesi`nin aldığı kararla bunu söyledi. Yargı bağımsızlığı konusundaki tedirginliğini ortadan kaldırmak, savcılarla hakimlerle sürtüşme konusunu kaldırmak için büyük bir iddiayla çıktı bu çerçevede referandum süresini azaltarak değiştirmeyi öngördü. Biz görüşmelerimizi söyledik. Siyasetin yargıya hükmetmesinin geride kalmış olması gerektiğini ifadeettik. Buna karşı en etkili şekilde mücadele edeceğimizi söyledik. Anayasa Mahkemesi`ne yargıç atayan siyasete el uzatacağız diyenlere uzatamazsın diyenlere gerekeni söyledik. Gerekçemiz şu idi; HSYK`ya iktidar üye seçecek. Milletvekili olan kişilerin yargıyla ilişkisi ne durumda? Yargıdan uzak yargı hakkında tarafsız bakacak konumdalar mı? 608 adet fezleke savcılığın talebi milletvekilleri hakkında TBMM Başkanlığı`na gelmiş, ama milletvekilinin dokunulmazlığı olduğu için harekete geçilemiyor. İfadealınamıyor. Soru sorulamıyor. Hakkında iddianame yapılamıyor. Manzara bu. Böyle bir heyete sen hakimini seç diyeceğiz. Bu kesinlikle olamaz. Dedik ki referandum millete karşı tuzaktır. Referandum tuzağını kuranlar da o tuzağa düşebilir. Seçimden kaçıyorsunuz ama bir referandum düğmesine basarsanız bu milletin beklediğini gerçekleştirme fırsatı haline geliverir. Bütün millet bu iktidar hüküm verme fırsatı elime geçti der ve gereğini yapar. Bıçak sırtı denge var. Şimdi görüyorum ki Başbakan bu hesabıyapmış, artık referandumun da o kadar kolay olmadığını anlamış. Şimdi anayasa değişikliği konusu bir niyet beyanı tehlikesiyle karşı karşıyadır. Artık milletin referandumda ne yapacağı konusunda güven duymadığı için referandumu millete götürmeye cesaret edemeyecektir" diye konuştu. Baykal, demokratik açılımla ilgili olarak ise, "Açılımda ne noktadayız? Türkiye`yi ayağa kaldırdınız. Yaraladınız, toplumu ayrıştırdınız. Kendi zihniyetinizi ortaya koydunuz. Millet gördü orada durdu kaldı. Bu ne politika. Türkiye bundan bir şey kazandı mı?" diye sordu. Konuşmasında Balyoz darbesi iddialarına da değinen Baykal, "Günümüzdeki olaylar bitti geçmişten tutanak aramaya başladılar. 7-8 yıl öncesinden medet umar hale geldiler. Nedir manzara? Bakıyoruz inceliyoruz. Bakıp inceleyeceğiniz hiçbir şey yok" dedi. Erdoğan`ın `Orgeneral Başbuğ ile paslaşıyoruz` sözlerine atıfta bulunan Baykal, "En son biz paslaşıyoruz kendi aramızda dediler. Çok paslaşmayın Sayın Başbakan, kendi kalenize gol olur. Öyle kale önünde, tehlikeli sahada paslaşmak tehlikelidir. Ne olacağıbelli olmaz. Geçmişi birlikte mi suçlayacağız yoksa ben tek taraflı mı suçlayayım mutabakatı mı yapacağız?" dedi. Ergenekon davası ile Danıştay davasının birleşmesine neden olan CD`lerin kaybolduğunu belirten Baykal, "Bir CD ve bir DVD kayboldu deniliyor. Danıştay cinayetiyle Ergenekon bağlantısı kuracağı iddia edilen bir DVD kırıldı deniyor. O DVD`de ne var? O DVD`de Türkiye`nin bütün siyasetini allak bullak edecek belgeler var. Şimdi mahkeme sürecindeyiz, birileri dedi ki bu DVD`yi biz de görelim dediler, DVD kırıldı denildi. Bu DVD`yi inceleyemeyeceğiz. Senaryoyu kim hazırlamış? Kayıp. İçinde bunlar var, siziçindekine bakın. Bakalım da içindekini kim hazırladı bir de ona bakalım. Böyle hukuk olur mu? Bazı davalar vardır ki insanlar o davalarda savcı olmaktansa bırakın avukat olmayı sanık olmayı tercih ederler" ifadelerini kullandı.



Güncel 25.10.2016 05:46:58 0

İlginizi Çekebilir

1

TÜBİTAK Araştırma Projeleri Adana Bölge Yarışması Sergisi açıldı

2

Çocuklar Akkuyu NGS'yi gezerek, nükleer enerji hakkında bilgilendirildi

3

Antalya'da denizde mahsur kalan genç, insansız cankurtaran ile kurtarıldı

4

Antalya'da "Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Programı" düzenlendi

5

Yeni Renault Captur'un dünya lansmanı gerçekleştirildi

6

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

7

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

8

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

9

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

10

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi