Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
Osmaniye’nin en büyük hastalığı, eleştiriye kapalı oluşumuzdur. Bu sadece bireysel düzeyde değil, kurumsal ve yönetsel alanda da karşımıza çıkan ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bu yazıda dile getireceğim eleştirileri kişisel bir zemine çekmek istemem, zira bu mesele bireylerden bağımsız olarak, genel bir kültürel problem haline gelmiştir.
Maalesef Osmaniye’de birçok yönetici, eleştiriye tahammül edemiyor. Oysa gelişmiş toplumlarda eleştiri; ilerlemenin, gelişmenin ve hatalardan ders çıkarabilmenin en önemli araçlarından biridir. Yönetici pozisyonundaki kişilerin göremediğini vatandaş görür; eleştirir, uyarır ve hatta bir nevi rehberlik eder. Bu yönüyle eleştiri, bir saldırı değil; bir gelişim çağrısıdır.
Ancak ne yazık ki bizde işler böyle yürümüyor. Bir yöneticiyi eleştirdiğinizde, bunu onun onurunu kırmak, kişiliğine saldırmak ya da düşmanlık göstermek olarak algılıyorlar. Oysa hiç alakası yok. Eleştiri; doğruyu bulmak, hatayı düzeltmek ve daha iyiyi inşa etmek için bir fırsattır. Eğer Osmaniye’deki yöneticiler eleştirilere biraz daha yapıcı yaklaşabilseler, bu memleket bugün çok daha ileri bir noktada olabilirdi.
Buradan açık bir çağrı yapmak istiyorum: Lütfen sizi eleştiren insanlara düşmanlık beslemeyin. Onları yerin dibine sokmak yerine baş tacı edin. Çünkü kimse kimseyi durduğu yere eleştirmez. Eleştiren kişi de bu memleketin bir ferdi, bir evladıdır. Sorunları görmezden gelmek yerine, sizi eleştirenlerle uğraşmak ne insani, ne de vicdani bir davranıştır.
Ben bu mesleğe 40 yılımı verdim. Gün geliyor, sosyal medyada öyle ağır eleştiriler alıyorum ki; bu eleştiriler başka birine yapılsa, belki de büyük tartışmalara, kavgaya neden olurdu. Ama ben, kişisel hakaret içermedikçe kimseyi engellemem, kimseye kötü söz söylemem. Çünkü bana yöneltilen her eleştirinin, eğer samimiyse, beni daha iyiye taşıyacağına inanırım. Benim göremediğimi, bazen beni takip eden bir vatandaş daha net görebilir. İşte bu yüzden bana yapılan yapıcı eleştirileri büyük bir fırsat olarak görüyorum.
Bu memleket için gece gündüz çalışan, kalemini sadece halkın menfaati için kullanan biri olarak, beni eleştiren herkese teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Çünkü hatalar, ancak eleştiriyle düzeltilir. Birbirimize çamur atarak değil; empati kurarak, anlayarak, dinleyerek çözüm üretebiliriz.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Eleştiren insanın da amacı üzüm yemek, bağcıyı dövmek değilse; ona kulak verin. Çünkü hepimiz bu şehirde yaşıyoruz. Bu memleket hepimizindir. Lütfen anlayışlı olalım.