Tarih: 03.04.2023 12:55
ATSO Başkanı Ali Bahar “2000 yılında 273 milyon dolar olan ihracatımız bugün 2,5 milyar”
Antalya’nın köklü kurutuluşlarından 58 bin üyesi bulunan ATSO’nun 141. kuruluş yıl dönümü kutlandı. Törende konuşan ATSO Başkanı Ali Bahar, “2000 yılında ihracatımız sadece 273 milyon dolardı, bugün 2,5 milyardayız. 2000 yılında odamızın üye sayısı 25 bin iken bugün 58 bine yükselmiştir. Antalya bugün şirket kuruluşu, yabancı yerleşimi, inşaat sektörü, mevduat büyüklüğü gibi çeşitli alanlarda artık Türkiye’nin dördüncü, hatta bazı alanlarda üçüncü ili konumuna yükselmiştir” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odasının 141. Kuruluş Yıldönümü dolayısı ile bir dizi etkinlik düzenlendi. Etkinlikler çerçevesinde önce Cumhuriyet Meydanında bulunan Atatürk Anıtı önünde çelenk sunumu gerçekleştirildi. Ardından ise ATSO hizmet binasında tören düzenlendi. Törende katılımcılara ATSO’nun hizmetlerinin anlatıldığı kısa film izletildi. Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, ”Ticaret ve sanayi odaları büyük iş insanı ile küçük esnafı ülkenin ortak menfaatlerinde buluşturan kurumlardır. Bu söz konusu birlikteliği sağlanmasında odaların önemi büyüktür. Aksi takdirde sektörler kendi menfaatleri peşinde bölünmüş özel sektör ile ülkemizin ekonomik sosyal istikrarını korumamız mümkün olmaz. Odamızdan dönem dönem başarılı siyaset adamları çıkmıştır. Ama bu durum odamızın her türlü faaliyetlerine ve söylemlerine siyasetin dışında herkesi aynı mesafede duruş sergilemesine mani olmamıştır. Odamız bu geleneği hep korumuştur, bundan sonra da koruyacağına inanıyorum. Cumhuriyetimizin 100.’yıla sayılı günler kaldı. Ülke olarak bu anlamlı yıla birlik ve heyecanla hazırlanmalıyız. Nasıl ki deprem gibi felaketlerden sonra bir olabiliyorsak bunu her alanda gerçekleştirmeliyiz. Son afetler bize gösterdi ki yerel yönetimler başta olmak üzere planlı adımlar atılmalı ve bundan taviz verilmemelidir. Artık ülkemizde kısa dönemde planlar yerine uzun dönemleri içeren projelere ihtiyaç vardır. 141. yılımız hayırlı uğurlu olsun” dedi.
“141. yıldönümümüz vesilesiyle ATSO ailesinin her bir ferdini kutluyorum”
ATSO Başkanı Ali Bahar ise “Yıldönümü günlerinde bir araya gelmek, eski üyelerimizi davet ederek hatıraları tazelemek ve bir durum değerlendirmesi yapmak odamızın eski bir geleneğidir. Tabi gönül ister ki bugünümüzü bütün üyelerimizle birlikte kutlayabilelim. Bu itibarla, 141. yıldönümümüz vesilesiyle ATSO ailesinin her bir ferdini kutluyorum. ATSO ailesi dediğimizde aslında 58 bin üyemizle birlikte onların aileleri, çocukları, çalışanları da Odamızın sorumluluğunu hissettiği büyük aileyi oluşturmaktadır. Bu büyük ailemizin her üyesine nice başarı, birliktelik, refah ve mutluluk dolu yıllar diliyorum. Bu vesileyle 1882 yılında Odamızı kuran Antalyalı iş insanlarını da rahmetle anıyorum. 100 yıl önce Cumhuriyetimizi kurarak milletimizin, Antalya’nın ve ATSO’nun tarihine anlam ve değer katmış büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, Cumhuriyetimizin kurucularını, bu vatanı bize emanet eden şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum” dedi.
“2000 yılında ihracatımız sadece 273 milyon dolardı, bugün 2,5 milyardayız”
Bahar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu Ramazan gününde yıldönümü töreni yaparken, kuşkusuz aklımız, kalbimiz bir tarafı halen deprem bölgesinde çadırlarda yaşayan vatandaşlarımızla birliktedir. Deprem felaketi ve günlük ekonomik sıkıntılar hepimizi yormuştur, yormaya devam etmektedir. Bugün buradan her vatandaşımıza biraz güç, ümit, güven vermenin görevimiz olduğunu düşünüyorum. Türkiye, tarihi boyunca zor zamanlar yaşamış, her zaman zorlukları aşabilmiştir. Bu zorlukları da aşacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Türkiye’nin tarihi, 100 yıl önce sadece 100 üyesi bulunan ATSO’nun tarihi, 100 yıl önce sadece 200 bin nüfusu bulunan Antalya’mızın tarihi, her üyemize ve genç nesillerimize bu güveni vermelidir. 100 yıl önce Türkiye’nin 29. ili olan Antalya’nın, bugün 5. İl olması her Antalyalı için büyük bir gururdur. 1990 yılında toplam nüfusu turistik yatak sayısı 70 binlerde, turist sayısı 1992’de 1 milyon olan Antalya bugün turizmin başkentidir. 2000 yılında 142 bin dekar serası olan Antalya bugün 327 bin dekarla tarımın başkentidir. 2000 yılında ihracatımız sadece 273 milyon dolardı, bugün 2,5 milyardayız. 2000 yılında odamızın üye sayısı 25 bin iken bugün 58 bine yükselmiştir. Antalya bugün şirket kuruluşu, yabancı yerleşimi, inşaat sektörü, mevduat büyüklüğü gibi çeşitli alanlarda artık Türkiye’nin dördüncü, hatta bazı alanlarda üçüncü ili konumuna yükselmiştir.”
Bu gelişmelerden ATSO üyelerinin gurur duyması gerektiğini belirten Bahar, “Çünkü bu gelişmede ATSO’nun rolü, katkısı çok büyük olmuştur. Genç nesiller ve bilmeyenler için bu şehrin her yerinde, her sektöründe, her konusunda ATSO’nun girişimlerinin, öncülüğünün, desteğinin olduğunu hatırlatmak isterim. Antalya tarihine, Kurtuluş Savaşı dönemine, 1950’lere, 1970’lere, 1990’lara, sağlık yatırımlarına, üniversite kuruluşuna, eğitime, turizm yatırımlarına, organize sanayi bölgesine, serbest bölgeye, doğal gaz yatırımına, fuar merkezine, EXPO’ya, kültür ve sanat hayatına, bunun gibi birçok alana bakanlar ATSO’nun katkılarını göreceklerdir” sözlerine yer verdi.
“Bu gurur adına bu görevi üstlenmiş bulunuyoruz”
ATSO’nun, Antalya’da özel sektörün dünyadaki temsilcisi olduğunu belirten Bahar, “Antalya ticaretinin belge ve veri merkezidir, Antalya ekonomisinin vizyonudur, projelerin ve yeniliklerin öncüsüdür, lobi gücüdür, çözüm ortağıdır, eğitim kurumudur, 58 bin üyesine her anlamda destek veren lider kuruluştur. Biz bu büyük kurumun ve güzel şehrimizin geleceğinin sorumluluğunu düşünerek, bu gurur adına bu görevi üstlenmiş bulunuyoruz. Bu gururu, bu sorumluluk ve güveni her üyemizin, her Antalyalının da hissetmesini gönülden ümit ediyorum” dedi.
"Bugün bu hedeflerin halen çok uzağındayız"
“Büyük önder Atatürk “övün, çalış, güven” diye öğüt veriyordu. Tarihimizle, şehrimizle, kurumumuzla elbette övüneceğiz, ama sadece övünmekle kalmayacağız, kendimizi değerlendirerek hep daha iyisini, en iyisini yapmaya çalışacağız” sözlerine yer veren Başkan Bahar, “Çünkü biz burada kendi kendimizle değil, dünya ile yarışıyoruz. Bu nedenle Cumhuriyetimizin 100. Yılının, Odamızın 141. Yıldönümünün, aynı zamanda, ülkemizi ve Antalya’yı bu açıdan yeniden sorgulama ve değerlendirme zamanı olduğunu da düşünüyorum. Bir zamanlar Türkiye’nin 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelir, 25 bin dolar kişi başına gelir, 500 milyar dolar ihracat seviyesine geleceğini konuşuyorduk. Bugün bu hedeflerin halen çok uzağındayız. Odamızın 2012 yılında yaptığı toplantıda 2023 yılı Antalya’sı için 40 milyar dolar il milli geliri, 20 milyon turist, 20 milyar dolar turizm geliri, 5 milyar dolar ihracat gibi hedefler açıklanmıştır. Ayrıca, 2023 yılında Doğu Akdeniz sahil yolunun tamamlanması, Antalya-İstanbul ve Antalya-Konya hızlı treninin tamamlanması, Kruvaziyer liman ve salonu yapılması, Aksu’da yat ve çekek limanı yapılması, şehrimizde imar planlarının revizyonu, ticaret alanlarının planlanması, görüntü kirliliğinin önlenmesi gibi hedefler de konulmuştur” dedi.
“Türkiye ve Antalya olarak topyekün bir kalkınma ve hamlesini hep birlikte başlatmalıyız”
Hedeflere ulaşılamadığını belirten Bahar, “Ya hedefler hatalıdır ya da gerekenleri yapamamışız demektir. 2023 yılı bu konuları sorgulama, yeni, gerçekçi hedefleri belirleme ve yeni bir heyecanla güçlü bir yürüyüş başlatma yılı olmalıdır. Çünkü 2023 yılı Cumhuriyetimizin 100. Yılıdır, ikinci yüzyıla hazırlanmalıyız. Depremle yıkılan şehirlerimizin inşasını, riskli şehirlerimizin hazırlanması çalışmalarını hızla gerçekleştirmek zorundayız. 2 milyona yakın vatandaşımız Şubat ayından sonra şimdi de Ramazan ayını çadırlarda geçiriyor, gelecek kışı da çadırda geçirme riskiyle yaşıyorlar. Bu bakımdan Türkiye ve Antalya olarak topyekün bir kalkınma ve hamlesini hep birlikte başlatmalıyız”
“Dünya ekonomisinde ve Türkiye ekonomisinde risklerin ve finansal sorunların arttığı bir dönemdeyiz”
Başkan Bahar, “Türkiye sanayinin yarıdan fazlası İstanbul ve çevresindeki 5 ilde toplanmıştır. Giyim, ilaç, otomotiv, makine gibi sektörlerin yüzde 70-80’i bu illerdedir. İstanbul ve Marmara bölgesindeki sanayinin bir kısmını içerisinde üniversitesi, teknoparkı, sosyal konut ve yurt alanı, spor ve kültür alanları olan, güneş enerjisi kullanan, bütün katı ve sıvı atıkları yeniden kazanan, yeni OSB’lere taşımalıyız. Bu OSB’leri üretimde ve ihracatta sıçrama yapacak şekilde teknoloji şehri gibi kurmalıyız. Biz Antalya OSB’de çevreci yatırımlarımızla, teknik kolejimizle, teknoparkımızla bu yeni modelin bir örneğini oluşturmaya başladık. Bizim modelimizin bir üst versiyonu olan teknoloji şehirlerine geçerek ilerlemeliyiz. Bu sürecin kolay olmayacağı, topyekun bir çaba, ciddi bir finansman gerektireceği ortadadır. Dünya ekonomisinde ve Türkiye ekonomisinde risklerin ve finansal sorunların arttığı bir dönemdeyiz. Depremin maliyeti, EYT maliyeti, bunların enflasyon, bütçe ve cari açık etkisi şu anda gündemde olmasa da önümüzdeki aylarda çok daha fazla konuşulacaktır. Hem bu sorunları çözmek hem de gerekli yatırımları yapmak için dünya finansmanı ile barışık olmalıyız” açıklamasına yer verdi."
“Hedeflerimizi ve eylem planlarımızı birlikte belirlemeliyiz”
“Türkiye bunu yapabilecek güçtedir, ama bunun için milli birlikle, bilimsel planlamayla, teknoloji şehri gibi yeni modellerle ilerlemeliyiz” diyen Başkan Bahar, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Cumhuriyetimizin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak milletimizi çağdaş uygarlığın üzerine çıkarma hedefi, 100. Yılda hepimizin ortak hedefi olmalı, bu hedefi ve buna yönelik politikaları siyaset üstü bir anlayışla ele almalıyız. 15 yıl önce dijitalleşmenin bugünkü düzeye geleceğini, çevre risklerin, kuraklığın böyle artacağını çok az kişi görebiliyordu. Artık dünya ekonomisinin yeniden şekillendiğini, yakın gelecekte yapay zekanın işleri, meslekleri, şehirleri nasıl dönüştüreceğini görebiliyoruz. Bu dönüşümü, teknoloji ve çevre faktörünü dikkate alan ortak vizyonumuzu, hedeflerimizi ve eylem planlarımızı birlikte belirlemeliyiz. Kentsel dönüşüm, konut ve kira sorunu, imar planlaması, toplu konut ve toplu iş yerleri sorunlarını ivedi biçimde ortak akılla ele almalı ve çözüme kavuşana dek takipçisi olmalıyız.”
“Antalya’da Türkiye’ye örnek olacak, kentsel dönüşüm modeli başlatmalıyız”
Kentsel dönüşüm 2012 yılında Afet ve Riskli Yapıların Yenilenmesi amacıyla çıkarıldığını hatırlatan Bahar, “Bu durumun ne kadar gerçekleştirildiği, depremin ardından çok münazara edilmektedir. Kentsel dönüşümün dikey mimari ile değil yatay mimari yapıda ele alınması gerektiği farklı gruplar tarafından ifade edilmektedir. Sadece bina olarak tek başına düşünülmemelidir. Toplumsal, kültürel değişim ile sürdürülebilir çevre politikalarını da birlikte ele alarak “akıllı şehirler” oluşturulmalıdır. İmar planlarımızı 20-39 yıllık bir vizyonla çevre risklerini dikkate alarak, sanayi ve ticaret ihtiyaçlarını, lojistik-ulaşım ihtiyaçlarını dikkate alarak gözden geçirmeliyiz. Antalya’da Türkiye’ye örnek olacak, konut sorununu, kira sorununu çözecek çevreci kentsel dönüşüm modeli başlatmalıyız. Serbest Bölgemiz ve Sanayimiz için yeni genişleme alanını teknoloji şehri gibi, soysal alan ve konut alanıyla birlikte, çalışanlarımızın barınma sorununu çözecek şekilde kurmalıyız.
“Antalya bu hedefe güçlü birliktelikle yürümelidir”
Tarım alanlarını ve su kaynaklarını korumaması gerektiğini belirten Bahar, “Altyapısı olmayan, yeterli yeşil alanı, sosyal alanı, ticaret alanı olmayan yerleri yapılaşmaya açmamalıyız. Ulaştırma projelerimizin gerçekleşmesi için birlikte çalışmalıyız. İhtisas ticaret merkezleriyle ticaret sektörümüzün plansızlığını, dağınıklığını aşarak ticaret sektörüne hak ettiği gücü kazandırmalıyız. Bu hedef sadece ATSO’nun değil, bütün kurumların ortak hedefi olmalı ve Antalya bu hedefe güçlü birliktelikle yürümelidir. Çünkü şehir sadece bir yerleşim yeri değildir, bir kültürdür, ortak tarih ve değerlerdir, bütün kurumların uyumlu ve koordineli çalıştığı bir sistemdir. Antalya’da şehir kültürü ve sistemi olarak eksiklerimizin ve sorunlarımızın varlığını inkar edemeyiz. Bu konuları konuşup bırakırsak, sonra herkes arkasına döner, aynı şekilde devam ederse 20 yıl sonra aynı şeyler tekrar konuşulur. Bu sorunları birlikte aşmalı ve Antalya’yı, ortak hedeflere bilimin ışığında yürüyen, bütün kurumların demokratik, katılımcı, şeffaf ve birlikte çalıştığı, ortaklaşma kültürünü geliştiren, yenilikçi, insana ve doğaya saygılı önem veren bir kent kültürüne birlikte kavuşturmalıyız” ifadelerine yer verdi.
"ATSO’nun 141. yılı, cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun”
Antalya ekonomisinin, sanayisi, turizmi, tarımı, ticareti, kültür ekonomisi ve teknoloji alanlarıyla birlikte 6 motorlu bir uçak olması gerektiğini belirten Bahar, “Sağlık turizmi, kültür turizmi, tıp teknolojisi, biyoteknoloji, yazılım, yapay zeka, tarım teknolojileriyle Antalya ekonomisi, iklim değişikliği ve afetlere dirençli, tamamen dijital ve akıllı, üreticisi ve çalışanlarıyla mutlu, güvenli bir rotada hızla ilerlemelidir. ATSO olarak vizyonumuz, hedefimiz, projelerimiz bu iddiayı en üst düzeyde taşımaktadır. Kurum kültürümüzü, iş kültürümüzü, kent kültürümüzü, uluslararası ilişkilerimizi bu istikamette şekillendirmek suretiyle var gücümüzle çalışacağız. Odamız tarafından geleneksel olarak her yıl gerçekleştirilen ödül töreni, son yıllarda odamız kuruluş yıl dönümü ile birleştirilerek 3 Nisan tarihinde düzenlenmekteydi. Cumhuriyetimizin 100. Yılı olması nedeniyle, bu yılki ödül törenimizi 29 Ekim haftasında, Cumhuriyetimizin 100. Yılına yakışacak bir şekilde gerçekleştirmeyi kararlaştırdık. Bir son dakika gelişmesi yaşanmaz ise 23 Ekim 2023 akşamı, ATSO Cumhuriyetin 100. Yılı Ödül Töreninde yine hep birlikte olacağız. Şimdiden davetimizi sizlere iletmiş olmak istedim. ATSO ailesi olarak bizim hedefimiz can cana, gönül gönüle, akıl akıla, hep beraber olmak, birlikte çalışmaktır. Hepinizin katkısı ve desteğiyle, bu anlayış ve sorumlulukla çalışacağız ve bu güvenle Ne Mutlu Türküm, Ne Mutlu Antalyalıyım, Ne Mutlu ATSO Üyesiyim diyeceğiz. ATSO’nun 141. Yılı, Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun” diye konuştu.
"Bu şehir İstanbul’dan sonra dünyada en çok bilinen şehirdir"
Antalya Valisi Ersin Yazıcı ise konuşmasına şu sözlere yer verdi: “ATSO’nun 141. yıl dönümünü kutluyorum. Depremde 50 binin üzerinde insanımızı kaybettik, bir kez daha rahmetle anıyorum. 15 milyon nüfus etkilendi. Depremin travmasının ağır olduğunu hepimiz biliyoruz. ATSO’nun bölgeye olan katkılarının da biliyorum, bir kez daha sizlere teşekkür ederim Bu şehir İstanbul’dan sonra dünyada en çok bilinen şehirdir. 3 yıldır burada görev yapıyorum. Bu şehrin en küçük esnafından en büyük şirketine kadar bu sorumluluk ile hareket ettiğinin bilincindeyim. Bu şehir hem tarım hem da turizmde hizmet üretmeye devam ediyor. Görmediğim tarla ve urun kalmadı. Ama buradaki tarımın Türkiye’nin çok önünde olduğunu biliyorum, bundan dolayı çok mutluyum. Antalya’nın tohum üretimde lider olduğunu burada görmek beni mutlu etti. Turizm ile ilgili zaten herkes biliyor. Turizm hizmetinin kalitesini gelen her kesim anlatıyor, ülkem adına şehrim adına sizin sayenizde gururlanıyorum. Bu yükü gururla taşıyan bir şehiriz. Bu liderliğimizi kaybetmeden teknolojiyi de kullanarak her alanda yolumuza devam edelim. Biz büyük bir devlet ve milletiz. Biz bu kurumlarla buyuyoruz, kanunlarla büyük olunmuyor. Bu güzel kurumların yaşamasını, bu şehrin yükünü alarak yoluna devam etmesini diliyorum."
Tören 10 yıl ve daha fazla görev yapanlara verilen plaket taktiminim ardından sona erdi. Töre Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, , meclis üyeleri, STK Başkanları, ve çok sayıda davetli katıldı.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —