“Halk rehberini 15 Temmuz gecesi buldu”

“Halk rehberini 15 Temmuz gecesi buldu”

“Halk rehberini 15 Temmuz gecesi buldu”

15 Temmuz’da halkın darbe karşısındaki tavrının Türk siyasetinde yeni bir dönem açtığına dikkat çeken Prof. Dr. Şenol Durgun, “Bu türlü gayri meşru müdahale durumlarında halk daima nasıl davranması gerektiği konusunda tereddüt yaşıyordu. Aslında her darbe teşebbüsünde halk, nasıl hareket etmesi gerektiği noktasında tereddüdünü giderecek bir rehber, ses aradı ve rehberini 15 Temmuz gecesi buldu. Lider tavırları da takdire şayandır” dedi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şenol Durgun, 15 Temmuz hain darbe girişimini değerlendirdi. Durgun, “Halkın darbe teşebbüsünde bulunan güçler karşısındaki pasif varlığının bu zamana kadar gerçekleştirilen darbelerde olduğu gibi aynen devam edeceği düşünüldü. Türk toplumunun devletiyle olan ilişkisi ve devletine karşı geleneksel saygısı, sistemi bozmaya dönük böylesi müdahalelerde nasıl davranacağını bilememesine sebep oluyordu” dedi. Durgun, “Zira kadim Türk kültüründe ‘devlete isyan babaya isyan’ anlayışı ile özdeşleştirildiğinden, bu türlü gayri meşru müdahale durumlarında halk daima nasıl davranması gerektiği konusunda tereddüt yaşıyordu. Aslında her darbe teşebbüsünde halk, nasıl hareket etmesi gerektiği noktasında tereddüdünü giderecek bir rehber, ses aradı ve rehberini 15 Temmuz gecesi buldu” diye konuştu.

“Siyaset, medya, yargı aktif rol aldı”
Halkın darbe karşısında aktif olmasında ve daha organize hareket etmesinde siyaset kurumlarının öncü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Durgun, “Darbe teşebbüsü duyulduğu vakit önceki müdahaleler gibi bir an için halk tereddüt duydu. Fakat siyaset, medya, yargı kesiminin süreçte aktif rol alması veya yol göstermesiyle halkın nasıl hareket edeceği noktasında tereddütlerinden sıyrılmasına, ülkesine ve siyaset kurumuna sahip çıkmasıyla sonuçlandı” diye konuştu.
"Lider tavırları takdire şayandır”
Darbe teşebbüsünde muhalefet cephesinden yapılan açıklamaların önemli olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Durgun, “Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın daha önceki yıllarda olduğu gibi şapkasını alıp gitmemesi, kendilerinin de meydanlarda olacağını belirtmesi ve halkı meydanlara inmeye çağırmasının rolü göz ardı edilemez. Bu konudaki lider tavırları takdire şayandır. Darbe teşebbüsünün iktidar partisi ve onu destekleyen bir kesime değil, tüm millete karşı yapılan bir kalkışma olduğu görüntüsü kazanmasında en önemli katkı, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nindir. Bu şekilde darbe teşebbüsü sadece iktidar kesimi çevrelerinde değil, Bahçeli’nin de katılımıyla teşebbüsün meşruiyetini yitirmesine yol açmış oldu” ifadelerini kullandı.
“Tüm kalkışmalardan farklı”
15 Temmuz’un Türk modernleşme tarihi boyunca görülen tüm kalkışmalardan daha farklı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şenol Durgun, “15 Temmuz darbe teşebbüsü, Türk modernleşme tarihi boyunca görülen modern geleneksel ya da laiklik dindar çatışması bağlamında değil, dini iddialar ya da dini görünüm içinde olduğu söylenen bir grubun siyasete, siyaset dışı yollarla müdahale etme ve siyaseti yeniden düzenleme arayışıdır. Böyle bir durum Cumhuriyet tarihi açısından bir ilk olmasının yanında, darbe teşebbüsüne kalkışanların niteliği açısından da oldukça düşündürücüdür” şeklinde konuştu.


Güncel 14.07.2020 12:41:30 0