ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye`de çıkan isyanların elebaşlarının avukatlığına soyunan Başbakan Erdoğan`ın anlayışına göre, Türkiye`nin etnik farklılıklar temelinde ayrışması halinde demokrat olacağını belirterek, Başbakan`ın her ortamda tekrarladığı bu garabete inanacak ve destek verecek kimse kalmadığı söyledi. Partisinin TBMM Grup Toplantısı`nda konuşma yapan MHP Genel Başkanı Bahçeli, demokratik açılım konusundaki eleştirilerini sürdürdü. Başbakan Erdoğan`ın, PKK açılımı ile başlattığı yıkım sürecinin, Türkiye`nin milli birliğinin temelleri üzerindeki sarsıcı etkilerinin her geçen gün ağırlaşarak ve derinleşerek sürdüğünü belirten Bahçeli, Türkiye`nin çok tehlikeli sonuçları olacak bir bunalım dönemine sokulduğunu öne sürdü. PKK açılımı ile terör örgütünün siyasi amaçlarının takipçiliğini yapan AK Parti`nin`Türkiye`yi Bölme Partisi` olduğunun yaşanan gelişmelerle şimdi daha iyi anlaşıldığını savunan Bahçeli, "Başbakan`ın yeni siyasi misyonunun yıkım taşeronluğu ve bölme simsarlığı olduğu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. AK Parti ve ihanet lobisinin başlattığı `bölünme sürecinin tanıtım ve reklam kampanyası`, Türk siyasetinde emsali görülmemiş bir siyasi dolandırıcılık ve kalpazanlık seferberliğidir. Bu kampanyada piyasaya sürmediği yalan ve iftira bırakmayan Başbakan`ın, geçtiğimiz hafta sonu partitoplantılarında söyledikleri, içine saplandığı bataklığın bir aynası olmuştur" diye konuştu. "BAŞBAKAN HİÇBİR AHLAKİ ÖLÇÜYE SIĞMAYAN HEZEYANLARA SARILMAKTAN BEİS DUYMUYOR"Başbakan`ın Türk siyasi hayatında nezaket ve üslup zarafeti tanımadığı, bu alanlarda yapısal sorunlar yaşadığının bilinen bir gerçek olduğunu belirten Bahçeli, buna karşılık, her telden çalan Başbakan`ın tuluat alanında da önemli bir kariyer yapma yolunda olduğunu kaydetti. Bahçeli, "Bizim konuşmalarımızda çocukların televizyonlardan uzak tutulması için uyarıda bulunan Başbakan, bu nitelikleriyle çocuklar için ilginç bir kaynak olmaya adaydır" dedi. Başbakan Erdoğan`ın teröre teslim olmuş ve terörün bölücü emellerinin sözcülüğüne soyunmuş bir Başbakan olarak tarihe geçmeyi içine sindirdiğini ifade eden Bahçeli, bunu savunmak telaşıyla da akıl ve mantıkla bağdaşmayan, ahlaki hiçbir ölçüye sığmayan hezeyanlara sarılmaktan beis duymadığını söyledi. Bahçeli, Başbakan`ın terörle mücadele ile terörle müzakere ve mütakere arasındaki farkı `statüko`nun devam etmesi veya sona ermesi` kavramlarıyla açıklamaya çalışmasının da, çarpık anlayışının çok hazin birdışa vuruşu olduğunu söyledi. Bahçeli, "Başbakan`a göre devletin meşru güçlerinin terörle mücadele etmesi, kabul edilemez bir statüko savunuculuğudur" dedi. "ABD ZİYARETİ BUNDAN SONRAKİ SÜRECİN YOL HARİTASINI BELİRLEYECEK"Bahçeli, Başbakan Erdoğan`ın önümüzdeki Aralık ayının başında Washington`a yapacağı ziyaretin, bu sürecin bundan sonraki yol haritasının ayrıntılarının belirlenmesinde önemli bir kilometre taşı olacağını söyledi. Türkiye Cumhuriyet Başbakanı`nın Beyaz Saray`da Başkan Obama ile yapacağı görüşmede, bu yıkım projesinin ilk uygulama aşaması konusunda ABD`ye tekmil ve ilerleme raporu vereceğini öne süren Bahçeli, "Başkan Obama`ya hediye olarak İznik çinisi yerine, Türkiye`nin çıkarmaya çalıştığı çivisinigötürmeyi amaçladığı anlaşılan Başbakan`ın telaşı ve acelesinin bir nedeni de budur" dedi. Bahçeli, bütün bu olumsuzluklara rağmen hesapların tutmadığını, özellikle Habur`daki teslim törenlerinin milletin gözünü açtığını ve AK Parti`nin gerçek niyetini anlamasını sağladığını kaydetti. Türkiye`de çıkan isyanların elebaşlarının avukatlığına soyunan Başbakan`ın anlayışına göre, Türkiye`nin etnik farklılıklar temelinde ayrışırsa demokrat olacağını, milli birlik ve kimlik yıkılırsa demokratikleşeceğini ve bölünürse, ayrışırsa, farklılaşırsa çağdaş hale geleceğini dile getiren Bahçeli, Başbakan`ın her ortamda tekrarladığı bu garabete inanacak ve destek verecek kimse kalmadığının anlaşıldığını söyledi. Başbakan artık sözde PKK projesinin ve yıkım sürecinin de izahını bıraktığını, her birimuhteşem eserler vermiş olan abide şahsiyetlerin arkasına sığınarak tam bir tarih istismarına soyunduğunu dile getiren Bahçeli şunları kaydetti: "Şerefin, haysiyetin, istiklalin ve inancın sembolü olmuş Sütçü İmam, Nene Hatun, Hasan Tahsin gibi kahramanların adını PKK açılımına bulaştırarak hatırlatmasını, acze düşmüş bir zihniyetin elinde kalmış son istismar alanları olarak görmek gerekmektedir. Hangi sebeple olursa olsun, dağdan inen eli kanlı PKK`lılarla, her biri ayrı ayrı değer olan tarihi kahramanlarımızın aynı karede anılması bile bizim için kabulü mümkün olmayan bir düşkünlük ve alçalma halidir. Bunun başka izahı yoktur. Başbakanın,ağzına asla yakışmayacak bu isimleri saymaya çalışması ne yaptığı işi aklamaya yetecektir, ne de yöneldiği tarihi sapmayı vicdanlarda düzeltmeye kâfi gelecektir. Yıkım projesi ve PKK açılımının birlikte anılacağı kişiler asla ve asla Alparslanlar, Mimar Sinanlar veya Mustafa Kemaller değildir ve olamaz." "BAŞBAKAN DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR YOLA GİRDİ"Başbakan Erdoğan`ın dönüşü olmayan bir yola girdiğini ve bu konuda her geçen gün yalnız kalmanın sancılarını yaşamaya başladığını ileri süren Bahçeli, vicdanları elvermeyen AK Parti kadrolarını, milli tarihten verdiği örneklere sığınarak doğrudan iknaya çalıştığını ve çırpındıkça da battığını savundu. AK Parti zihniyetinin, Türk milletinin yüksek hassasiyetleri ile oynamanın bedelini her geçen gün eriyerek ödemeye başladığını kaydeden Bahçeli, açılım denilen bütün oyunların bozulduğunu, aldatmakampanyalarının boşa gittiğini söyledi. Bahçeli, kafa karışıklığının Bakanlara kadar yansıdığını, Güroymağın eski adına ses çıkarmayan İçişleri Bakanı`nın, Tunceli`nin eski adının geri verilmesine karşı çıkmasının da bunun işareti olduğunu belirtti. Bahçeli, "Camileri etnik yapıya göre bölecek olan anadilde hutbe ve vaaza karşı çıkmayanların, uçakta Kürtçe anonsunu üniter yapıya aykırı bulmaya başlamaları da kendileri açısından hizaya gelişin bir göstergesi olmuştur" diye konuştu. Bir şehit anasının tepkisinden bile korkan, bunu terörist teslim töreniyle bir tutan Başbakan`ın yaşadığı panik halinin, hükümetin çözüm adı altındaki her payandaya tutunmak zorunda kalacağını, ahlaki olsun veya olmasın her fırsatı deneyeceğini gösterdiğini anlatan Bahçeli, bu çerçevede geçen hafta il başkanlarına bir genelge göndererek, önümüzdeki süreçte dikkat etmeleri gereken hususlar konusunda uyardıklarını bildirdi. Bahçeli, "Tekrarında fayda görüyorum ki Partimize gönül veren bütün davaarkadaşlarımızın, millet sevgisiyle dolu vatanseverlerin tahriklere kapılmamaları, çözüm ve çare yerinin sokaklar olmadığını bir kez daha ifade ediyorum. Bundan sonra yaşanılacak toplumsal gerilimlerin hazırlayıcısı ve tetikleyicisinin baş aktörü olarak, yanlışlarını örtme telaşında olan iktidar partisini kabul edeceğimizi özellikle vurgulamak istiyorum. Bu süreçte siyasi sorumluluk taşıyan iradenin, gözü dönmüş ve kontrolü kaybolmuş olduğundan her tezgahın içinde olması kuvvetli bir ihtimaldir" şeklindekonuştu. Başbakan Erdoğan`ın korkudan bahsetmesinin de, aslında kaçacak yer aramasının bir kanıtı olduğunu, sonunun ne olacağını azda olsa anlamasından ileri geldiğini iddia eden Bahçeli, "Ancak ne kadar cesur bir imaj vermeye çalışırsa çalışsın, bir balon gibi söneceği günler gelecektir ve inşallah da çok yakındır" dedi. MHP lideri Bahçeli, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla da değerlendirmelerde bulundu. Öğretmenlere hak ettikleri maddi ve manevi imkanlarını sunulamadığına işaret eden Bahçeli, bu kutlu mesleğin mensuplarının çözülemeyen sorunlarının, Türk milletinin geleceğinde ağır bir bedelinin olacağı uyarısında bulundu. Bahçeli, "Bugün, hangi gerekçeyle olursa olsun onlardan esirgeyeceğimiz imkanların yarın karşımıza çıkacak toplumsal faturası çok daha ağır olacak. Geleceğimiz, `huzursuz öğretmen, eğitimsizöğrenci, bocalayan ülke` döngüsünden maalesef kurtulamayacaktır. Bu itibarla hangi siyasal düşünce yönetirse yönetsin, ülkemizin önüne koyduğu hedeflere ulaşabilmesinin yolu, hızı ve kalitesi, öğretim kadrosunun niteliği ve huzuru ile doğrudan ilişkilidir" diye konuştu
