Özel Farabi Hastanesi Diyetisyeninden uyarılar

Özel Farabi Hastanesi Diyetisyeninden uyarılar

Özel Osmaniye FARABİ HASTANESİ Diyetisyeni Beslenme ve Diyet Uzmanı AYBALA KARABORAN Ramazan ayı nedeniyle sağlıklı beslenme ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu RAMAZANDA BESLENME Ramazan ayı denilince akla ilk gelen iftar için hazırlanmış ve bütün aile fertlerinin her akşam bir arada olduğu eşsiz sofralardır. Bütün günün açlığı ile oturduğumuz iftar sofları bazen bize hazırlanmış birer tuzak olabiliyor. Çünkü ihtiyacımızdan fazlasını tüketerek bedenimize eziyet ediyoruz .Bu durum bir ay boyunca devam ettiğinden vücudumuzun gösterdiği metabolik tepki sonucunda ramazan ayı bittiğinde bireyde sindirim rahatsızlıkları oluşuyor ,kilo almış, , kan yağları kolesterol,trigliserit gibi değerler yükselmiş olabiliyor. Burada unutulmaması gereken ramazanda bireyin enerji ve besin öğeleri gereksinimleri normal zamandakinden daha farklı olmuyor. Yani oruç tutulacak diye daha fazla besin tüketmemek gerekmektedir. Bir öğünde çok fazla besin tüketimi yapmanın ertesi gün yaşanacak açlık hissini azaltmayacağı unutulmamalıdır. İftarda sofraya oturup birden çok fazla miktarda tüketmek midede yanma hissi,şişkinlik,bulantı ve kabızlık gibi problemleri beraberinde getirir. Aslında orucun en önemli özelliği bedenen ve ruhen arınmaktır. Bu sıkıntıları yaşamamak için bir günde alınması gereken besin öğelerini iftar, sahur ve gece öğünlerine eşit ve dengeli bir biçimde paylaştırabilirse ramazanda çok sağlıklı beslenilebilir ve hatta kilo verilebilir. Örneğin ;su içilip iftar bozulduktan sonra, 1 kepçe çorba içildikten sonra ibadet yapılabilir veya biraz bekleyerek midenin rahatlaması ve kendini ana yemeğe hazırlaması sağlanmalıdır, ardından 1 tabak salata tüketilip, yine biraz zaman geçtikten sonra miktarları ayarlanarak ana yemek yenir. 1 saat sonra sütlü bir tatlı ve de yatmadan en az 1 saat önce de 1-2 porsiyon meyve yenilebilir. İftar yemeği yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenmelidir. Çok sevdiğiniz bir yemeği 10 tabak yemek yerine 10 kez fazla çiğneyerek yemeğin tadına ve zevkine daha iyi varmanızı sağlayabilirsiniz. Azar azar, ve sık aralıklarla besin tüketilmeli; ağır ve çok yağlı, çok tuzlu ve aşırı tatlı besinlerden kaçınılmalıdır. SAHURA KALMADAN TUTULAN ORUÇ GÜN İÇİNDE SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİR!!!Sıcağın çok yoğun hissedildiği ve açlık süresinin çok uzun olduğu bu dönemde sahura kalmadan tutulan oruçlar gün içinde ani şeker(hipogilsemi) ve tansiyon düşmesine ve kalp rahatsızlıklarına yol açabilir.Bu nedenle ;sahurda zeytin ,beyaz peynir, kepek ekmeği mutlaka tüketin. Çünkü esmer ekmek,gün içinde kan şekerini dengede tutup, tok kalmaya yardımcı olur. Ekmek yerine sahurda 5-6 yemek kaşığı yulaf ezmesi veya kahvaltılık gevrek , 2 tane ceviz, bir bardak süt içebilirsiniz.Bir ay boyunca sindirim sistemi kendini yeniler. Normalde tüketilen alkol sigara gibi maddelerin daha az alınması bunu hızlandırır ve kanın da temizlenmesi sağlanır. Mide bağırsak ve karaciğere kendini yenileme fırsatı verir. ÇOCUK BİREYLER ORUÇ TUTABİLİR Mİ?Okul çağı ve öncesi yaştaki yani 12 yaş altı çocukların da oruç tutmamasının gelişimleri yönünden sakıncalı olabilir.Okul çağındaki çocukların gelişimlerinin devam ettiği göz önünde bulundurulursa, uzun süre aç ve susuz kalmaları gelişimlerini olumsuz yönde etkileyecektir.Çocuklarda büyüklerin oruç tutmasından etkilenerek oruç tutmak isteyebilir çocuklarımızın bu isteklerini kırmamak ve ileriki hayatlarında orucu benimsemelerini sağlamak için yarım gün oruç tutmalarına izin verilebilir.GEBELİK DÖNEMİNDE; Annenin ve bebeğin sağlıklı bir dönem geçirebilmesi için annenin yeterli ve dengeli beslenmesi çok önemlidir. Bebeğin gereksinmesi ile birlikte annenin gereksinmesi artmaktadır. Böylelikle bir yandan annenin sağlık problemi yaşamamsı için var olan depoların korunması diğer yandan doğacak bebeğin normal büyüme ve gelişmesinin ,emzirme döneminde de sütün yeterli ve besleyici olması sağlanır. Ramazan ayında hamile kadınların ihtiyaçları tam olarak karşılanamayacağı için ve anne ve bebeğin sağlığının olumsuz yönde etkilenebileceği için oruç tutmaları önerilmemektedir.DİYABET HASTALARININ; genel olarak kan şekeri seviyelerini dengede tutabilmeleri için aç kalmamaları gerekiyor.Bu nedenle Diyabet hastalarından üç ana, üç ara öğünle günde altı öğün beslenme şekline uymaları istenir. Öğün atladığında hipoglisemiye kan şekerinin fazlasıyla düşmesine ve uzun süre aç kalındığında bir sonraki öğünde fazla yemek yenilmesi de hiperglisemiye yani kan şekerinin yükselmesine neden olacaktır. Sık aralıklarla yemek yendiğinde insülin dengesi de korunmuş olur.Kan şekeri diyetle kontrol altına alınan hastalarda oruç tutmanın ilaç ya da insüline geçişte ve diyabet hastalığının diğer komplikasyonlarının da ortaya çıkmasında etkilidir. Bu nedenle ilaç ya da insülin kullanan diyabet hastaları ara öğünleri kesinlikle atlamamalı ve ara öğünlerde proteine ağırlık vermelidir.Bu öneriler doğrultusunda hazırlanan sağlıklı sofralarınızın keyfe ve huzura dönüşmesi umuduyla hayırlı ramazanlar diliyorum.



Güncel 25.10.2016 05:16:10 0