Yrd.Doç.Dr. Fazıl Nacar


Aklı Kiraya Vermek


Cenabı Allah akıl denilen bir nimet vermiş ve bu nimeti verdiklerine bazı sorumluluklar yüklemiştir.Dindeki emir ve yasakların muhatabı akıl sahibi kişilerdir.Hukukta da aynı şekilde akli dengesi yerinde olmayan kişiler ceza-i ehliyete sahip değildirler.Bu yüzden akıl nimetinin kıymeti bilinmeli ve doğru kullanmak için çaba sarf etmeliyiz. Amacım elbette hukuk dersi vermek değil,ancak 15 temmuz da yaşadığımız darbe girişimi ve bu girişimden sonra bazı fırsatçıların kafalarının arkasındaki gerçek fikirlerini gösterdikleri süreci yaşarken bazı konulara dikkat çekmek istiyorum. Herkesin ahkam kesmekte kendince beis görmediği din konusunda yaşanan hadise nedeniyle dindar insanlara saldırı ve 28 şubat sürecini yaşamamış gibi laiklik vurgusu, geçmişte dinsizlik gibi uygulanan ve zulme dönüşen laiklik anlayışı geri getirilemez.Laiklik herkesin inancını özgürce yaşadığı ortamın devlet tarafından sağlanması şeklinde uygulanmalıdır. FETÖ nedeniyle ortaya çıkan tarikat ve cemaat düşmanlığı, her kes şunu bilmelidir ki; ne Firavunlar , Nemrutlar geldi-gitti Allah?ın dinini engelleyemedi. Ekmek , su gibi ihtiyaç olan tapınma ihtiyacı insanla birlikte var olmaya devam edecektir.Bizdeki İslam anlayışı çok güçlüdür , kimse bunu sökemez ,ayrıca torunu olmaktan gurur duyduğumuz üç kıtada hakimiyet kurup adalet dağıtan Osmanlı ,ehli sünnetin sancaktarlığını yapmış ve bu uğurda mücadele etmiştir. İstanbul`un fethinde Bolu`da metfun Akşemsettin hazretlerinin rolünü ve cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman`ın sarayın bahçesindeki karıncalar için bile Ebu Suud efendiden fetva aldığını biliyoruz. Benzer durumlarla ilgili bir çok hadise anlatılır. Yani din Osmanlı da yol gösterici olmuş adalet mekanizmasında önemli rol oynamıştır. Sorun aslında insanların dinini öğrenme ihtiyacının devlet tarafından sağlanmamasından başladı. İnsanlar dini yalan yanlış kişilerden sahte şeyhlerden öğrendi.Devlet geçmişte dini değiştirip modernleştirmek ve yozlaştırmak için bile çaba sarf etti.Başörtüsü zulmü sürerken bile diyanet işleri etkisizdi.Yani siyasetin etkisinde ve emrindeki din kurumu ne kadar bağımsız karar verebilir.Neticede sesini yükseltemedi ve seyretti. Sahte tarikatlar ve din bezirganları bu dine ve millete zarar vermektedir. İnsanların temiz inançlarını bilgisizliklerini kullanıp sömürmektedirler. Etrafımızda tanıdığımız bir çok kişi var. Bizim "efendi" diye başlıyor lafa , hayatını o şahsa adamış peki adam ne yaptı bunlara ev aldırdı.Müritler senet imzaladı adam evde otururken bizimkinin emekli maaşı gitti.Daha birçok hadise ,Konya da rastlamıştım milletin şeyh diye elini öptüğü kişinin cami duvarına yaslanıp otururken okunan ezanı hiç duymayıp namaza bile gitmediğini. Hülasa Allah bize akıl denilen bir nimet vermiş kullanmak durumundayız. Şeriatsız tarikat olmaz , kişi önce şeriatın kurallarını yaşayacak basit kuralları bile hiçe sayan kul hakkına, namaza v.s dikkat etmeyen şeyh ve tarikat olabilir mi? Türkiye de cemaatler dini açıdan insanları eğitimi ve irşadı için çalışmış ve çalışmaktadırlar. Kur`an Kerim ve ilmihal eğitimi vermektedirler. İsimleri kamuoyunca da malum olan bu cemaatlerin siyasete , ihaleye , atamaya ,medyaya velhasıl asli çalışmaları haricindeki işlere karışmaları sakıncalıdır.Onların böyle bir tavır içine girmesi maneviyatı süflileştirir ve bozar.Ya bu bizim cemaatten ,o müdür olmalı yada o ihale almalı anlayışı ne dine nede hukuka sığar. Sınav sorularını kendi elemanlarına veren malum yapının şimdi ne mağdurlar bıraktığı ortadadır. Tam bağımsız bir ülkede yaşamak hepimizin hedefi olmalıdır.Ülkemizi kimin yöneteceğini dış güçler belirlememelidir.Cemaatin başındaki şahıs insanlarının manevi duygularını sömürüp kendini dış istihbarat örgütlerinin oyuncağı haline getirmemelidir.Yaşadığımız hadise tam ve net olarak budur. Can ve ikbal korkusuyla vatanını satacak bir cemaatin dinle ilişkisi olamaz. Hangi cemaat olursa olsun böyle bir olayda acilen tasfiye edilmelidir. Ancak amacı sadece Allah`ın dinini insanlara öğretmek olan siyasetle , ticaretle ilgisi olmayan gerçek cemaatlere de devlet sahip çıkmalı önünü açmalıdır. Aslında bu temeli çok eskiye dayanan belki de siyasetin kendi çıkarı için kolaycılıkla cemaatleri kullanma isteğidir. Tek tek oy istemek yerine cemaat liderine bağlı itaatkar müritleri kullanmak daha kolaydır.Cemaatten bir iki kişiyi listeye koy , milyonlar oy versin ne güzel değil mi? Türkiye de yıllardır uygulanan budur. Anlaşılan dış güçlerde bu olayın farkına varıp , ülkeleri istikrarsızlaştırma politikasında bu durumdan faydalanmak istedi ve faydalandı.Ancak bizim akılını kiraya veren müritler hala şunun farkında değiller.Elimizde iki tane terazi var. Kur`an ve sünnet , bu rehberleri bilirsek yanlışa düşmeyiz. Ana sorunumuz belli " Okuduğumuz Kur`an Kerimi anlamamamız ve bilmememiz. Dolayısıyla aklımızı kiraya vermemizdir. Geldiğimiz noktada aklını malum yapıya kiraya vermiş etrafımızda birçok insan var. Şimdi mağdur durumdalar işlerinden oldular ,mallarına tedbir kondu ve perişan durumdalar.Bu insanların darbeyle ilişkili olduğunu düşünmüyorum.Onların manevi duygularını sömüren şahısların çoğu yurt dışında.Cumhurbaşkanımızın ibadet kısmı diye tanımladığı bu insanların aklını başına getirip çok fazla mağdur etmemek gerektiği kanaatindeyim.
  • Çarşamba 31.3 ° / 16.2 ° Güneşli
  • Perşembe 31.3 ° / 19 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.4 ° false