Değerli okurlar, bildiğiniz üzere 5 Haziran Dünya Çevre Günü’dür. Bugün genelde sosyal medya paylaşımları yapılır. Farkındalık yaratılmaya çalışılır, herkes çevreci olur ama 6 Haziran’a gelince çevre unutulur. Peki çevre kirliliği deyince aklımıza ne geliyor? Çoğumuzun aklına çevreye atılan şişeler, izmaritler, poşetler vs. gelir. Çevrenin bu şekilde kirlendiğini düşünürüz genelde. Bu kirlilikler genelde hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği olarak bilinir. Aslında doğaya zarar veren, insanları derinden etkileyen başka kirlilikler de vardır ve emin olun ki çevreye atılan atıklar kadar da tehlikelidir. Bunlardan kısaca bahsetmek isterim:
1.Işık Kirliliği: Işığın yanlış yönde, yanlış miktarda, gereksiz yerlerde ve zamanlarda kullanılmasıyla oluşur. Caddeleri aydınlatan ışıklar, reklam panoları ve endüstriyel ışıklar bu kirlikte başrol oynayan elemanlardır. Işık kirliliğinin insanlara, hayvanlara ve bitkilere zarar vermesinin yanı sıra ekonomiye de olumsuz etkisi vardır (boşa giden enerji miktarından dolayı). Aşağıdaki linki arama motoruna yazdığınızda 7 Nisan 2013’te Paris’in gece saatinde uydudan çekilmiş görüntüsünü göreceksiniz. Işık kirliliğinin bir numaralı kanıtıdır diyebilirm.
https://en.wikipedia.org/wiki/Light_pollution#/media/File:ISS35_Night_image_of_Paris,_France.jpg
2.Gürültü Kirliliği: Herhangi bir şeyin normal ses tonundan daha fazla ses çıkarmasıyla oluşan kirliliktir. İnsan sesleri, hayvan sesleri, trafikte motorlu araçların çıkardıkları sesler ve korna sesleri, bu kirlilikte rol oynayan temel faktörlerdir. Dünya Sağlık Örgütü, yerleşim alanlarında olması gereken maksimum gürültü sınırını 50 desibel olarak belirtmiştir ancak günümüzde bu gürültü seviyesi 98 desibeldir. Gürültü kirliliği insanlarda ve hayvanlarda kalıcı işitme kaybına ve bazı hastalıklara neden olmaktadır.
3.Görüntü Kirliliği: Genelde insan faaliyetleri sonucu oluşan, uyumsuz, düzensiz, negatif algı yaratan manzaralar görüntü kirliliği olarak adlandırılılır. Kirli sular, gecekondular, çevredeki renk uyumsuzlukları, basık ortamların çokluğu gibi faktörler bu kirliliğin başlıca sebepleridir. Görüntü kirliliği, insanlarda psikosomatik hastalıklara neden olmasının yanı sıra, öfke, sinir ve davranış bozukluğu gibi kötü sonuçlara da yol açabilmektedir.
Değerli okurlar, çevreyi korumak sadece yetkili birimlerin görevi değildir. Bu, hepimizin görevidir. Bu doğa, bu çevre bizim, çocuklarımızın, torunlarımızındır. Bundan dolayı da çevreyi korumak hepimizin sorumluluğudur.
GÜNÜN SÖZÜ
ÇEVRE, ÇEVRECİLERE BIRAKILMAYACAK KADAR CİDDİ BİR İŞTİR (Barış Manço)
