Prof. Dr. Mustafa Fedai Çavuş


Salgın ve Ekonomi

Ekonominin temel değişkenleri arz, talep ve gelir (para) olarak düşünülebilir. Bu üç değişken arasındaki ilişkiler ekonominin dengesini belirler. Kısaca bu üç kavramı açıklayalım.


Ekonominin temel değişkenleri arz, talep ve gelir (para) olarak düşünülebilir.

Bu üç değişken arasındaki ilişkiler ekonominin dengesini belirler. Kısaca bu üç kavramı açıklayalım.

Gelir: Belirli bir dönemde üretime katılmanın karşılığı olarak kişi ve kuruluşların elde ettikleri para ile ifade edilebilen değerlere gelir adı verilir.

Arz, mal veya hizmetlerin belirli bir piyasada, belirli bir zamanda ve belirli bir fiyattan satışa sunulmasıdır.

Talep: Belirli bir piyasada, belirli bir zamanda, belirli bir fiyattan, satın alınmak istenen ve satın alma gücü ile desteklenen mal ve hizmet miktarıdır.

Arz olabilmesi için hammadde, çalışanlar ve sermaye gibi unsurlar gerekir. İnsanlar/tüketiciler gelirleri nispetinde arz edilen mal veya hizmeti talep edip satın alır.

Arz sürecinde çalışanlar ücret geliri elde ederken satış sürecinde kar elde edilerek gelir yaratılır. Devlet ise bu piyasayı düzenleme görevini yerine getirir ve yapılan faaliyetler üzerinde vergi geliri elde eder.

****

Gelelim salgın/covit-19 meselesine.

Bildiğiniz üzere 2020 yılı başından itibaren dünya bir virüs nedeniyle teyakkuz halinde.

Hızlı bir şekilde bulaşan ve insanların solunum sistemine etki ederek ölüme sebebiyet verdiği ifade edilen bir virüs.

İnsanlar tedirgin, ülke yönetimleri tedbir üzerine tedbir alıyor.

Her gün açlık nedeniyle dünyada 25.000 civarı insan ölüyor ama kimsenin çok umurunda olmuyordu.

****

Yaşanılan süreç insanlar ve ülkeler üzerinde önemli etkiler bırakacak, önemli değişimlere yol açacak gibi.

İnsanların tüketim alışkanlıkları üzerinde önemli bir değişim yaşandı.

Temel yaşam ihtiyaçlarına yönelik tüketimde bir yoğunlaşma olurken diğer ihtiyaçlarda bir öteleme söz konusu.

Dolayısı ile bu durum arz talep dengesinde bir düzensizliğe yol açmış durumda.

Bunun yanısıra kapanmak ya da faaliyetlerine ara veren işletmeler nedeniyle, işletme sahipleri ve çalışanlar gelirlerini kaybetmiş durumda.

Bu durum toplam talebin düşmesine neden olacak.

Hastalığın yayılımı nedeniyle uluslararası tedarik zinciri de kopmuş gibi görünüyor.

Bunun sonucunda ekonomiler kendi kendine yeter duruma gelmeye ve daha fazla içe kapanmaya başlamış durumdalar.

Türkiye ekonomik anlamda zaten 2008'den beri yerinde sayıyor ve hatta son birkaç yıldır geriye doğru gidiyorken yakalandı bu salgına.

Yapılan değerlendirmeler Türk ekonomisinin 2020 yılında da küçüleceğini ifade ediyor.

Bu durumda;

Halihazırda yüksek olan issizliğin daha da artacağı bir gerçek.

 

İşsizlik demek gelirsizlik demek. Gelirsizlik, talep edememek demek.

****

 

Salgın birçok ülkeye tarım ve hayvancılığın ne kadar önemli olduğunu gösterdi.

Ekonomik anlamda katma değeri düşük ama hayati anlamada en fazla kıymet onun.

Bu süreçte en büyük atılım e-ticaret sektöründe yaşandı.

Sosyal hayata gelen kısıtlama internet üzerinde gerçekleşen ticareti canlandırdı.

Salgın, insanların uluslararası hareketliliğinin azalmasına yol açtı. Dolayısı ile ulaşım sektöründe de bir takım kırılmalar yaşanacak.

****

Türk toplumun dayanışmacı yapısı sayesinde çoğunlukla bu tür zorluklarla daha kolay başa çıkabiliyoruz.

Ama nereye kadar?

Salgın şunu gösterdi güçlü ulus devlet olmak lazım.

Bunun için her alanda milli düşünce, yerli üretim şart.

Ne diyorduk;

YERLİ MALI YURDUN MALI, HERKES ONU KULLANMALI

 

 

  • Cuma 23.4 ° / 11.5 ° Güneşli
  • Cumartesi 26.3 ° / 12.5 ° Güneşli
  • Pazar 26.5 ° / 13.3 ° false