Değerli okurlar, başlığa baktığınızda çoğunuz böyle bir sıkıntının olmadığını, her yerde suyun olduğunu, ucuz olduğunu ve rahatlıkla kullanabildiğinizi düşünüyorsunuzdur. Haklısınız evet. Ama bugün haklısınız YARIN değil !!!
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 2025 yılında su stresi yaşayan ülkelerin oranı %34; su kıtlığı yaşayan ülkelerin oranı ise %15 olacak. 2050 yılında ise dünya nüfusunun %40’ının su sıkıntısı çekmesi bekleniyor.
Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) tarafından yapılan bir araştırmada da Türkiye 2040 yılında ciddi anlamda su sıkıntısı çekecek ülkeler arasında gösteriliyor.
Geleceğin savaşlarının su kaynaklarından dolayı çıkacağı teorileri de oldukça güçlü bir şekilde konuşulmakta.
Peki bu su sıkıntısının sebepleri neler? Bilinçsiz tarımsal sulama, su kirliliği, artan nüfus ve su israfı. Artan nüfusa engel olmak mümkün olmayabilir ama diğer faktörler insan elinde olan ve düzeltilebilecek şeyler aslında.
Örneğin, üzerinizde giydiğiniz bir tişörtün ya da gömleğin üretilmesinden satılmasına kadar geçen sürede 2.5 ton su kullanıldığını biliyor muydunuz? Sadece 1 kıyafet için… Demek ki gereksiz yaptığımız satın alımlar bile su israfına yol açmakta.
Çamaşır ve bulaşık makinelerinin tam dolmadan kullanımı, diş fırçalarken ya da traş olurken açık bırakılan su, sızdıran muslukları tamir ettirmemek, bazı alanları içme suyu ile sulamak vb.
Bu yazıdan sonra da eminim ki hiçbirimiz bir şeyleri düzeltmeye çalışmayacağız. Çünkü insanoğlu için önemli olan anı yaşamaktır. Ne de olsa bir sıkıntı ilerde gelirse bedelini öderiz. Bunun bedeli de susuzluk olabilir, 1 TL verdiğimiz suya 10 kat daha fazla bedel vermek olabilir, kuraklık olabilir. Gayet makul bedeller değil mi?...
Son yıllardaki küresel ısınma ekseninde değerlendirirsek yangınlar, seller, fırtınalar aslında hep insanoğlunun doğaya karşı açmış olduğu savaşın neticeleri. Ancak unutulmamalıdır ki doğaya karşı olan bu savaşı kazanırsak KAYBEDECEĞİZ. Ya biz kaybedeceğiz ya çocuklarımız ya torunlarımız. Kısacası sevdiklerimiz…
