Sevgili okurlar, bir Y kuşağı bireyi olarak bu yazımda bizim kuşağın gençliği ile Z kuşağı bireylerinin gençlik dönemini karşılaştırmaya ve nereden nerelere geldiğimizi anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle Y kuşağı bireylerinin günümüzde 25-40 yaş arası bireylerden oluştuğunu; Z kuşağı bireylerinin ise 9-24 yaş arası bireylerden oluştuğunu belirtmek isterim. Dikkat ederseniz arada başka kuşak yok ve dönemler birbirine yakın. Peki gençlik dönemleri ve gençlik faaliyetleri de bu kadar yakın mı dersiniz. Tabi ki hayır…
33 yaşında bir Y kuşağı bireyi olarak öncelikle sosyal medya ile değil, cep telefonlarının ilk çıktığı yıllarda büyüdüğümü söylemekte fayda var. Cep telefonu dediysem şimdiki gibi akıllı telefonlar değil. Renksiz ekran, polifonik melodiler, yılan oyunu, arkadaşlara çağrı atıp kapatma gibi… Bizim zamanın sosyal medyası TRT Teleteksti idi. Maç sonuçlarını, ülkemizdeki ve dünyadaki haberleri, hava durumunu vs. buradan öğrenirdik. Günümüzde ise teknolojik gelişmeler ile akıllı telefonlar, onlarca sosyal medya araçları ve bunlarla büyüyen bir Z kuşağı var. Bu kötü bir şey değil tabi ama kötü bir şekilde kullanılmazsa kötü bir şey olmaz. İnanın her 10 Z kuşağından 7-8i bu teknolojiyi iyi anlamda kullanamıyor. Nereden anlıyorum bunu. Sosyal medya paylaşımları ve videoları ile. Burada tek tek örnek vermek istemiyorum ama özellikle TikTok videolarını izleyenler bilecektir. Akla zarar videolar, inanılması zor derecede saçma sapan videolar. Andımızı bilmeyen gençlik mi dersin, belediye otobüsüne girip ayakkabılarını çıkarıp eline alıp dans eden mi dersin, caddede kırmızı ışıkta bekleyen arabalar önünde halay çekenler mi dersin, farklı farklı kıyafetler giyinip değişik sesler çıkaranlar mı dersin, beğeni ve takipçi uğruna anasına, babasına saygısızlık yaparak video çekenler mi dersin, dersin de dersin… Eğlence amaçlı çekilen videolar belki ama inanın böyle bir gençlik görünce biz eğlenemiyoruz. Amaçsız, bilinçsiz, saygısız ve hatta bazıları üzücü. Üzücü diyorum çünkü bazı videolar gençliğin ne durumda olduğunu gösteriyor. Şunu da belirtmek isterim ki Z kuşağının tamamı böyledir demiyorum ama ne yazık ki büyük bir bölümü bu şekilde harcıyor gençlik dönemini. Sosyal medya üzerinden karşılaştırma konusunda sayfalarca yazılabilir ama bu bir paragraf bile yeterli diye düşünüyorum.
Sosyal medya konusundan çıkarsak mesela Z kuşağı bireyleri atari oynamayı, tetris oynamayı, walkman ile müzik dinlemeyi, çim adam yetiştirmeyi, misket oynamayı, boncuklu tabancaları, yakar top oynamayı, topaç fırlatmayı, sabah kuşağında çizgi film izlemeyi, pazar akşamları banyo yaptıktan sonra Şahane Pazar programını izlemeyi, arkadaşlarla sinek ilacı arabasının arkasından koşmayı, cipslerden çıkan tasoları, Hugo ve Tolga abiyi, okul çıkışlarında gidilen atari salonlarını, kames topları, Kral TV’den müzik dinlemenin zevkini, odun sobasını ve üzerinde pişen kestanenin tadını, sek sek oynamayı, casio saat takmanın vermiş olduğu havayı, düdüklü şekeri, teneffüslerin vazgeçilmezi meybuzları, kartpostalları, sokakta oynarken ara verdiğimizde yediğimiz salçalı ekmekleri, haberleri takip ettiğimiz teleteksti, radyolu ışıldakları ve daha sayamadığım birçok nesneyi, duyguyu bilemeyecekler maalesef. Bu kadar güzel zamandan ve zevkten mahrum olan bir gençliğin büyük bir bölümünün şu an zamanının ve çabasının büyük çoğunluğunu sosyal medyada ve şuursuzca geçirmesi üzülecek bir durum gerçekten…
GÜNÜN SÖZÜ
BİZE BİR GENÇLİK LAZIMDIR. TEMELİNDE CEHALET, DUVARLARINDA RİYA, TAVANLARINDA DALKAVUKLUK BULUNMASIN (HÜSEYİN NİHAL ATSIZ)
