Camcı Ali Akkaya?yı tanır mıydınız bilemem. Hani Akbank Osmaniye Şubesi bitişiğindeki camcı, aksakallı, kısa boylu nur yüzlü bir dede. Kısa boylu dediysek, Tatlıses?in Türküsünde ?Pala bıyığı değil, yüreğidir?? dediği gibi, merhameti ve azameti yüreğinde olan birisiydi. Aslen Sakarcalık, Ak Fatma Köyünden merhum Yörük İsmail?in en büyük evladıydı. Annesi rahmetli Sıdıka Hanım ise Osmaniye?nin kurucu ailelerinden Ali Bekirlilerdendi. Bilirsiniz ?ele karışmak diye? bir tabir vardır. Bu söz insanları tedirgin eder. Öyle ya evleneceksiniz, nasıl bir aileye karışacaksınız bilemezsiniz. Sadece evleneceğiniz kişi değil, ailesi de önemli. Belki de daha önemli. Bunu 1981 yılında Camcı Ali Dedenin kızıyla evlendikten sonra daha iyi anladım. Kendimi iyi bir aileye karıştım diye her zaman şanslı hissetmişimdir.Eylül(aynı zamanda Ramazan) ayının ikinci haftasında geçen 27 yılın filmini başa sardım, hatta bir yıl da nişanlılığı katarsak 28 yıl. Ne kadar da çabuk geçmiş yıllar! Aslında daha da gerilere gittim.1977 Mart ayından 1980 Mart?ına kadar Osmaniye (Atatürk) lisesinde Öğretmen olarak çalışmıştım. Daha sonra kaçar gibi Konya Selçuk ?Eğitim Enstitüsü-Yüksek Öğretmen Okuluna gitmiştim. Babamın evinde yaşamış olmama rağmen hiçbir birikimim olmadı. Atalar boşa dememiş ?Ev danasından öküz olmaz? diye. Birkaç günlük cep harçlığı ile geldiğim Konya?da hayata sıfırdan başladım. Zaten onun için 1977-80 arasını yaşanmamış yıllar olarak anarım!1981 yılında evlendiğimde birkaç yıl sürecek evlilik borçlarıyla uğraştım. Bu arada birinci derece yakınlarımın telkinleriyle, evlenirken takılan altınları satıp o yıllarda geçerli olan Pamuk ekip, sıkıntılardan külliyen kurtulacağımıza inandım. Akılsız kafam 1977-80 tecrübesinden ders almamışım!İşte o zaman Camcı Ali Dedem bana ?Bak oğlum, anne-baba, kardeşler için bile kendi evinde karınla huzursuz olma, beni dinle, bu sözümü yabana atma.? demişti. Ben öyle kayınpeder, falan lafı dinler miyim? Hatta daha sonraki yıllarda gece gündüz çalışarak, borç harç aldığım arabamı bile birileri için sattım! Ne mi oldu sonunda üzerlerine bir soğuk su içtim! Anlayacağınız kayınpederim haklı çıktı! Sözlerini dinlemediğim kayınpederim Camcı Ali dede gerçekten, dedeliğini yaptı. Bugün ailemizin ?Beyaz Lalesi? büyük oğlum Mesut?un hastalığını teşhis ettiren de o idi. Ben askerde iken torununu Adana?ya götürüp, doktor doktor gezdirerek hastalığını tespit ettirmiş ve tedaviye başlatmıştı. O bir yerde yatalak durumdaki Mesut?umuzun bugünkü normal sayılacak hale gelmesine sebep olan iyilik meleğiydi.Mesut?un, Faika?nın, Uğur?un ve bizlerin(eşi, diğer çocukları, torunları ve akrabalarının) iyilik meleği Camcı Ali Akkaya 10 Eylül 2008 tarihinde Allahın rahmetine kavuştu. Takdiri İlahi olan ölümü, ölen kişinin yakınlarının nasıl karşıladığını bilirsiniz! Ya mesut?Mesut ?Her canlı ölümü tadacaktır.?(*) ayetinin bilincindeymiş gibi, hüznünü içine gömmüş bir şekilde Ali Dedesinin Cenaze Namazında saf tuttu, Mezarına birkaç kürek toprak attı, dualar okunurken kimse demediği halde avuçlarını açtı, dualardan sonra ellerini yüzüne götürerek âmin dedi. Oğlum Ali Deden öldü. Artık ne diyeceğiz diye sorduğumda da, büyük bir tevekkül ve hüzünle ?ALLAH Rahmet eylesin? dedi. Evet, ?Allah Rahmet Eylesin.?(*) ?Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka bir şey değildir.?(Âl-i İmran /185)