ADANA - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "İnanıyorum ki yaptığımız ve yapacağımız tüm reformların meyvelerini almaya başladık ama 2023'te cumhuriyetimizin yüzüncü yılında vatandaşımız, milletimiz, 'evet ben tüm bu reformları artık hissediyorum ve güven veren erişilebilir adaleti hissediyorum' duygusunu kazanacaktır." dedi.
Gül, Valilik Ek Hizmet Binası'nda Vali Süleyman Elban ile basına kapalı görüştü. Ziyarette Bakan Gül'e, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, AK Parti Adana milletvekilleri Abdullah Doğru, Ahmet Zenbilci ve Mehmet Şükrü Erdinç ile AK Parti İl Başkanı Mehmet Ay da eşlik etti.
Bakan Gül daha sonra kentteki bir otelde düzenlenen "Adalet Bölge Değerlendirme Toplantısı"nda, bu programların 14'üncüsünü Adana'da düzenlediklerini söyledi. Çok değerli yargı mensuplarının sahada uygulamada karşılaştıkları problemler, sorunlar, öneriler ve bu konuda daha iyi uygulama örneklerini hayata geçirmek adına bu toplantılara çok önem verdiklerini anlatan Gül, gerek Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yöneticileri, üyeleri, gerek Bakanlık kısmıyla ilgili hangi konularda nelere ihtiyaç olduğunun karşılıklı değerlendirildiği bu toplantıları çok önemli gördüklerini belirtti.
Gül, adaletin sadece bugünün ve dünün değil, yarının da ve kıyamete kadar bütün tarih boyunca mülkün temeli olduğunu ve temeli olmaya da devam edeceğini vurgulayarak şöyle konuştu:
"Bu düstur, hakikatinden hiçbir şey kaybetmeyecektir. Adaleti sağlamak, hak edene hakkını vermek devletin temel görevleri arasındadır. Canlılar için hava nasıl bir anlam taşıyorsa devletler için de adalet bu mesafededir. İnsan için oksijen neyse milletler için adalet yine aynı mesafededir. Adalet toplumun en acil ihtiyacı ve insanın en temel hakkıdır. Şairin de ifadesiyle 'Adalet insan için ekmekten, bina için temelden daha da üstün, daha da kıymetli bir yararı temsil etmektedir.' Hukuk devleti de adalete erişimin en temel güvencesidir. Bu nedenle hukuk devletinin tüm unsurlarıyla tahkim edilmesi en temel hassasiyetimizdir. Hukuk devletinden anladığımız da bir kanun devleti değildir elbette. Bağımsız ve tarafsız yargının, hukukun üstünlüğünü teminat altına aldığı herkesin ve her kurumun hukuka bağlı olduğu bir sistemdir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı milletin yargıya güvenini artırarak 'Evet adalet yerini buldu.' duygusunu geliştirecek en temel anayasal bir ilkedir."
-"2023, adalet alanında da bir milat olacaktır"
Gül, 2021'nin sonuna gelindiğini ve yeni bir yıla girilen bu dönemde bu toplantılar vesilesiyle aynı zamanda geçen yılın muhasebesini, gelecek yılın da planlamasını yaptıklarını anlattı. Gelecek yılın anlamının kendileri için büyük olduğunun altını çizen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık yeni yüzyıla gitmeden önceki son yılımız ve cumhuriyetimizin yeni yüzyılına artık ulaşmış olacağız. İnanıyorum ki yaptığımız ve yapacağımız tüm reformların meyvelerini almaya başladık ama 2023'te cumhuriyetimizin yüzüncü yılında vatandaşımız, milletimiz, 'Evet ben tüm bu reformları artık hissediyorum ve güven veren erişilebilir adaleti hissediyorum.' duygusunu kazanacaktır. 2023'te yeni yüzyıla girerken, yeni güven veren erişilebilir bir adalet sistemine de vatandaşlarımızı kavuşturmuş olacağız. Burada en büyük gücümüz, teminatımız, inancımız sizlersiniz. Sizlerin bu konuda adalete olan inancı ve reformların iyi uygulamayla vatandaşımıza yansıması. 2023, adalet alanında da bir milat olacaktır. Reformların vatandaşımıza dokunduğu güven veren bir adalet sistemini kurmuş olacağız."
Gül, toplumun adalet beklentisinin hayatın her alanında lazım olduğunu aktararak "Elbette sizden beklenen adalet de yargısal adalet, yargıya intikal etmiş konulardaki adalet hususu. Burada da en kesin, en net ve en güven veren şekilde sizlerin bunu gerçekleştirmesi milletimizin beklentisidir. Son çare, son kapı, adliyenin kapısıdır ve insanımız da bu güveni sizlere, yargıya, güven duyarak sorunlarını çözmek istemektedir." diye konuştu.
- "Savcı soruşturmanın patronudur"
Yargı sürecinde Cumhuriyet savcısının öneminden bahseden Bakan Gül, "Savcı soruşturmanın patronudur. Resen veya emrindeki kolluk marifetiyle delileri toplayacak, bir haksızlığa en hızlı tepkiyi verecek olan Cumhuriyet savcısıdır. Unutulmamalıdır ki yargının sözü kararlarıdır. Yargı kararlarıyla konuşur. O kararların denetimi de yine yargının kendi mecrasına aittir." ifadelerini kullandı.
Bakan Gül, yargı ve yürütmenin ayrılmasının önemini anlatarak şunları kaydetti:
"Bu perspektif yargıyı daha da güçlendirmek, bağımsızlığını arttırmak için atılmış çok önemli bir adımdır. Dolayısıyla altını çizerek söylüyorum. Adalet Bakanı ya da yürütmenin başka bir unsurunun 'Şu davayı aç, bu davayı açma, şunu tutukla, şunu tutuklama.' gibi hiç kimsenin bu anlamda bir yetkisi yok. Daha önce bu anlamda talimat verme yetkisi vardı. Bunu da biz kaldırdık, hükümetimiz kaldırdı. Neden? Çünkü yargı tamamen bağımsız olacak. Yürütme bu anlamda hiçbir şekilde 'yargısal yetki kullanmasın' anlayışıyla, yaklaşımıyla bunu biz kaldırdık. Bu hukuk sistemimizi, bu hukuk kültürünü de hep birlikte inşa etmek, bunu hep birlikte oluşturmak mümkündür. Bu sadece bizim de değil, medyadan sivil topluma, kurumlara kadar herkesin, hepimizin ortak yükümlülüğüdür. Bizim yargının işini yapma hakkımız, yetkimiz yok. Öyle bir yetkimiz yok ama bu ülkenin bir vatandaşı olarak ve 84 milyon vatandaş olarak yargıdan da bu konuda adaletin tecelli etmesi, adil kararın verilmesi ve makul sürede verilmesi konusunda da haklı ve esaslı bir beklenti hakkı vardır."
- "Vatandaşımızın haklı taleplerini yerine getirmek hepimizin sorumluluğudur"
Gül, vatandaşın yargıya meramını anlattığında çok iyi dinlenilmesi gerektiğini, bunun herkesin doğal hakkı olduğunu dile getirdi. Vatandaşın, eşit, adil ve saygın bir muamele beklediğini ve bunun çok doğal bir hak olduğunu aktaran Gül, şöyle devam etti:
"Bu beklentiler, yargısal işleyişin de karnesidir. Bu karnemizi de vatandaşımız doldurmaktadır. Vatandaşımız adına karar verdiğiniz bu süreçte vatandaşlarımızın beklentilerini bu anlamda değerlendiriyoruz. Bakın tüm vatandaşlarımıza sorduk. Yeni çalışmamızı yaptık. Adliyeye gelen, adliyeye gelmeyen vatandaşımıza sorduk. 'Neler bekliyorsunuz?' Bu beklentileri de hep sizlerle paylaşacağız. Vatandaşımızın bu haklı taleplerini yerine getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu adalet kapısının herkese açık olması ve herkesin bu kapıdan memnuniyetle ayrılması en temel amacımızdır. Bu konu da milletimizin yargıdan beklentisidir."
- "Hukukun tüm araçlarını etkin kullanmak ortak görevimiz"
Hukukla toplumun iç içe olduğunu belirten Gül, "Örneğin vicdanları derinden yaralayan bir olayın soruşturmasında doktor raporundan kamera kayıtlarına, güvenlik kamerasına kadar her türlü ayrıntıya soruşturma aşamasında savcılığın dikkat kesilmesi gerekiyor. Kamerası var mı, kaydı var mı, doktor raporu nasıl demiş, ne söylemiş? Bu konular üzerinde savcılığın hassasiyetle durması lazım. Hukuk masumun hakkı, mağdurun gözyaşı için vardır, kimsenin yaptığı yanına kar kalmasın diye vardır. Dolayısıyla hele hele bu mağdur bir çocuksa, bir engelliyse, bu soruşturmalarda artık kılı 40 yarmak lazım ve her ihtimali düşünmek, hukukun tüm araçlarını en etkin şekilde kullanmak bizim ortak görevimiz." dedi.
Gül, yargısal adaletin tecellisinde bilirkişilik kurumunun önemini anlatarak puanlama esaslı bilirkişi performans sistemi getireceklerinin bilgisini verdi. 2021'de arabuluculuk konusunda 532 bin dosyada 1 milyondan fazla vatandaşın birbiriyle davalık olmadan el sıkışarak anlaştığını dile getiren Gül, şunları kaydetti:
"Bu önemli bir rakamdır, yıllar sürecek bir mesele 1-2 yılda çözüme kavuşmuştur. Bu durum bizde yeni arabuluculuk alanlarının açılması konusunda da yine bize ümit vermiştir, çalışma hedeflerimizin arasında reformlarda da bahsettiğimiz çalışmalara bizim için yön vermektedir. Önümüzdeki dönemde de bu çerçevede bazı başlıklarda arabuluculuk uygulamasını geliştirmek istiyoruz, diğerleri çalışılıyor. Bu konuda da kirayla ilgili bahsetmek isterim, kira uyuşmazlıklarının da arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulması hususunda bir düzenleme için çalışıyoruz. Özellikle basit bir kira tespit davasının bile 7, 9, 10 yıl sürmesi gerçekten kabul edilemez bir durum. Bu hususla alakalı kira konusunda da vatandaşın kendi malıyla adeta 'rezil oldum' diye hep söyleriz ya 'Kendi malımla perişan oldum.', kiracının da kiralayanın da mağdur olmayacağı bir sistem."
Gül, e-Tebligat'ın da bu yıl çok başarıyla uygulandığını, 38 milyon 951 bin e-Tebligat gönderimi yapıldığını ve bununla 1 milyar lira tasarruf sağlandığını anlattı.
Konuşmasının ardından Gül, emekli olan Adana Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Sabri Beytorun'a plaket verdi.