Türk Büro-Sen Osmaniye Şube Başkanı Beyazıt Aslan, gazetemize yazılı bir açıklama yaptı.
Aslan açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Adalet çalışanları, bir yandan ağır iş yükü altında ezilirken, diğer yandan da kazanılmış hakları birer birer ellerinden alınmaktadır. Adalet çalışanları bu ülkede en zor şartlar altında çalışan kamu personelidir. Maalesef en çok hakkı yenen hor görünen kesimde bu kesimdir.
Adalet hizmeti verenler her şeyden önce insanca muamele görmek, emeklerinin karşılığını ve hak ettikleri itibarlarının iadesini istiyorlar.
Diğer memurlar gibi, 4483 sayılı yasanın içine alınmak, hakim ve savcıların iki dudağı arasından kurtulmak ve adalet teşkilatında var olan kast sisteminin kaldırılmasını istiyorlar. Daha da önemlisi hür iradeleriyle hizmet vermek istiyorlar. Sözün özü; herkese adalet dağıtırken kendileri için de ADALET istiyorlar.
Bilindiği üzere 666 sayılı K.H.K ile fazla çalışma ücretlerinde yapılan düzenlemede, 01.01.2013 tarihinden itibaren Bakanlar Kurulu izniyle yıl içerisinde 6 aya kadar mesai ödenebilmesi öngörülmektedir. Bu nedenle, Adalet çalışanlarında fazla çalışma ücretlerinin kaldırılacağına dair endişeli bir bekleyiş hakim olmuştur.
Ayrıca, Adalet çalışanlarını görmezden gelen, onların sesini duymayan sadece hükümet yetkilileri de değildir. Adalet Bakanlığı?ndaki sözde yetkili sendika da Adalet çalışanlarının haklarını savunmaktan acizdir. Maalesef, Bakanlık icraatlarını, besleyip büyüttüğü bu sendika eliyle kolayca hayata geçirmektedir. Bunun en somut örneğini de yakın zamanda Adalet Çalışanlarına ödenecek Maaş Promosyonu Anlaşmasında yaşanmıştır. Hiç bir kamu kurumunda eşi benzeri görülmemiş bir promosyon anlaşması imza altına alınmıştır. Türk Büro-Sen promosyonla ilgili anlaşmanın hesabını sorunca, sözde yetkili sendika suçunu bastırmaya çalışarak, Adalet çalışanlarını yapmış olduğu yalan haberlerle kandıracağını düşünmüştür. Ama adalet çalışanları bu yandaş sendikanın oyunlarının farkına varmıştır. Promosyonlarda haklarını peşkeş çekenlerden bunun hesabını soracaktır.
Yazı işleri müdürü olmadan, mübaşir olmadan, katip olmadan, kalemlerde çalışanlar olmadan, teknik ekip olmadan velhasıl şoförü, hizmetlisi olmadan yani adalet çalışanı olmadan hangi mahkeme düzeni oluşturulabilir, hangi karar alınabilir. Hangi mahkeme kararı tebliğ edilebilir? Herkes bilmelidir ki; Adalet çalışanı olmadan adalet hizmeti verilemez.
Adalet çalışanlarına yapılan zulüm nöbet ücretlerinin, havuz paralarının kaldırılması ile bitmemiş, şimdide nüfusu 200 binin üzerinde ki illerde çalışanlara, ulaşım için ödenen bilet yardımlarının kaldırılması gündeme gelmiştir.
Sendika olarak, Görevde yükselme, unvan değişikliği sınavı ile ilgili mağduriyetlerin giderilmesi mübaşirlerin genel idare hizmetler sınıfına geçirilmesi başta olmak üzere, Adalet Bakanlığı?nın Cumhuriyet Başsavcılıkları, İdare ve Bölge İdare Başkanlıklarına 14.11.2012 tarihinde yazdığı ulaşım gideriyle ilgili yazının ivedilikle geri çekilmesini istiyoruz.
Adalet çalışanlarının bu mağduriyetlerinin giderilmemesi durumunda iş bırakma dahil olmak üzere, her türlü demokratik tepkimizi koyacağımızı, yaşanacak olumsuzlukların sorumluluğunun adalet çalışanlarına bu haksızlıkları reva gören yöneticilerin olacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz."