Tarih: 13.04.2021 10:20

ADÜ Öğretim Üyesi Gülen; “Sigara, akciğer kanserinin başlıca nedenidir”

Facebook Twitter Linked-in

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şule Taş Gülen, akciğer kanserini yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle oluşturması olarak tanımlayarak, “Sigara, akciğer kanserinin başlıca nedenidir” dedi.

Tümör hücresi olarak da tanımlanabilen hücrelerin, hızla çoğaldığını ve zamanla kitlesel bir yapı oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Şule Taş Gülen, kanserin ilerlemesiyle birlikte kanser hücrelerinin, çevre doku ve organlara yayıldığını bazı vakalarda kanser hücrelerinin dolaşım sistemine karışmasıyla kanserin, uzak organlara da sıçrayabildiğini, metastaz olarak da tanımlanan bu durumda hastalığın tedavisinin çok daha zor olduğunu ifade etti.

Dünya genelinde en sık tanı alan kanserin akciğer kanseri olduğunu belirten Doç. Dr. Şule Taş Gülen, “2018’de tahmini yeni olgu sayısı 2 milyon 093 bin 876’dir. Ancak daha önemlisi yine dünya genelinde tüm kanserler içinde en çok ölüme neden olan kanser tipidir. 2018’de tahmini ölüm sayısı 1 milyon 761 bin 007 olarak raporlanmıştır. Ülkemiz verilerine baktığımızda 2018 yılı Dünya sağlık örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl ortalama 34 bin 700 yeni akciğer kanseri tanısı konulmakta ve cinsiyete göre bakıldığında ise erkeklerde en sık, kadınlarda da 5. sırada görülmektedir” dedi.

“Akciğer kanserinin başlıca nedeni sigara”

Akciğer kanserinin başlıca nedeninin sigara olduğunu tüm akciğer kanserlerinin yüzde 80-90’ının tek başına sigaraya bağlı olduğunu belirten Doç. Dr. Şule Taş Gülen, “Risk sigara içme süresi, toplam içilen sigara, başlama yaşı ve içilen sigaranın tipine göre değişir. Sigara içenlerde akciğer kanseri gelişme riski 12-36 kat artmaktadır. Ancak aktif sigara içicisi olmanın yanı sıra özellikle ev içi sigara dumanına maruziyet ile pasif sigara içicisi olanlarda da akciğer kanseri gelişmektedir. Sigara maruziyeti haricinde ev içi radon gazına maruziyet, mesleksel ortamda karsinojen madde maruziyeti ve uzun süren yoğun dış ortam hava kirliliğine maruziyet ve ailesinde akciğer kanseri olması da genetik olarak akciğer kanseri riskini arttırmaktadır. Ailede akciğer kanseri olan ve hiç sigara içmemiş bir kadının akciğer kanseri riski 2.8 kat artmış iken; ailede akciğer kanseri olmayan ve sigara içen bir kadında bu risk 11.3 kat artmıştır. Ailede akciğer kanseri olan ve sigara içen bir kadında ise bu riskin 30 kat arttığı gösterilmiştir” sözleriyle akciğer kanseri risk faktörleri hakkında bilgi verdi.

Hastalığın ileri aşamalara gelene kadar önemli bir şikayete yol açmayabildiğini bununda akciğer kanserini bu kadar tehlikeli yapan en önemli faktör olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şule Taş Gülen, “Eğer sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan biriyseniz, mevsimsel öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik kazanması, balgamda kan görülmesi, giderek artan nefes darlığı, özellikle sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs ağrısı kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdir. Hastalığın ilk aşamalarında, çoğunlukla bunların hiçbiri olmadan, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı ve terleme gibi şikayetler görülmektedir. Bu şikayetlerden biri veya birkaçı olan kişilerin Göğüs Hastalıkları polikliniğine başvurmaları oldukça önemlidir.” diyerek hastalığın belirtilerini paylaştı.

Akciğer kanseri tanısının diğer tüm kanserler gibi patolojik bir tanı olduğunu ve biyopsi ile tanı konulduğunu belirten Doç. Dr. Şule Taş Gülen, “Biz Göğüs Hastalıkları hekimleri olarak bu hastaların iyi bir fizik muayenesinden sonra, radyolojik olarak akciğerde kitle olduğunu saptadığımız zaman akciğer kanseri tanısı için uygun bir yöntem belirleyerek biyopsi almaktayız. Buna göre hastalığın patolojik olarak tanısı konulmaktadır. Akciğer kanseri patolojik olarak küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri olarak sınıflandırılmaktadır. Tanı konulan olguların tedavi planı için iyi bir evreleme yapılması çok önemlidir. Bu olgulara PET-CT, Torakal MRG, Kraniyal BT veya MR gibi yöntemlerden uygun olanları çekilerek sistemik evrelemesi yapılmaktadır. Akciğer kanserinin primer tedavisi cerrahidir. Ancak bunun için olguların erken evrede ve klinik olarak da cerrahiye uygun olması gereklidir. İşte tüm bu ayrıntılı evreleme aşamaları sonrası uygun olan olgular cerrahi için yönlendirilirken, diğer olgular kemoterapi/hedefe yönelik tedaviler/radyoterapi gibi tedavi seçenekleri açısından değerlendirilmelidir.” sözleri ile tedavi hakkında bilgi verdi.

Doç. Dr. Gülen, Akciğer kanseri tedavisinin meşakkatli olduğunu ifade ederek şunları söyledi; “Hastalar, hasta yakınları ve hekimler için uzun ve yıpratıcı sürece sahip bir hastalık olup, önlenebilir bir hastalıktır. Bunun için akciğer kanserinden korunmada en önemli seçenek sigaranın bırakılmasıdır. Herkese tütünsüz, sağlıklı hava sahası diliyorum.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —