2022 akademik yılı düzenlenen törenle başladı. Törende pandemi sürecine işaret eden AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, 18 ayı aşan zorlu ve sıkıntılı sürecin geride bırakıldığını düşündüğünü ifade ederek, “Bundan sonra kısıtlayıcı, yasaklayıcı tedbirler yerine kişisel güvenlik çemberi oluşturmak suretiyle bu süreci hep beraber yöneteceğiz” dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Ahmet Yesevi Üniversitesi (AYÜ) 2021-2022 akademik yılı açılışına katıldı. Açılışta Yıldırım’ın yanı sıra AYÜ Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Muhittin Şimşek ve Mütevelli Heyet Üyesi Dr. Serdar Çam birer konuşma yaptı. AK Parti Genel Başkanvekili Yıldırım, yaptığı konuşmada pandemide 18 ayı aşan zorlu ve sıkıntılı bir sürecin geride bırakıldığını düşündüğünü ifade ederek, “Malum pandemi bütün dünyayı kasıp kavuruyor. O yüzden yüz yüze eğitim yapılamadı. Uzun süre öğrenciler sizler gibi okullarından, üniversitelerinden ayrı kaldı. Bu hastalığın esiri artık olmamak gerektiğine kanaat getirdik. Hastalıktan, mikroptan kaçarak değil mikrobun üzerine üzerine giderek mücadele etmek suretiyle yaşamı tekrar normale döndürmenin kararını verdik. Gerek Türkiye’de gerekse sizin üniversitelerinizde yüz yüze eğitime başladık. Bundan sonra kısıtlayıcı, yasaklayıcı tedbirler yerine kişisel güvenlik çemberi oluşturmak suretiyle bu süreci hep beraber yöneteceğiz” diye konuştu.
“Yangınlarla, sellerle büyük bir mücadele verdik ve elhamdülillah kriz yönetimini de başarıyla tamamladık”
Hayatta en zor şeyin belirsizlik olduğun aktaran Yıldırım, “Her şeyi yönetebilirsiniz ama belirsizliği yönetemezsiniz. Kriz olur, mutlaka planlarınız vardır, mutlaka üstesinden gelirsiniz. Nitekim Türkiye son iki ayda bu konuda büyük ve başarılı bir sınav verdi. Yangınlarla, sellerle büyük bir mücadele verdik ve elhamdülillah bu kriz yönetimini de başarıyla tamamladık” ifadelerini kullandı.
“Ahmet Yesevi, küresel adaletsizlik, küresel refah uçurumunu en açık şekilde ta o asırlarda dile getiriyor”
Ahmet Yesevi’nin “Yoklar doymadığında varlar ağlamıyorsa dünya tez yıkılır” sözünü hatırlatan Yıldırım, “İşte bugünün problemlerine de şifa olacak önemli bir söylem. Burada küresel adaletsizlik, küresel refah uçurumunu en açık şekilde ta o asırlarda dile getiriyor. Ayrıca ‘Sevinme malına mülküne kurutur bu ecel sonunda’ diyerek de dünyaya fazla meyletmemenin, hem dünya hem de ahiret için çalışmanın önemine değiniyor” dedi.
“Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesi ile küreselleşme olgusu tamamen sona erdi”
11 Eylül saldırısının ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin El Kaide, Taliban örgütlerini bahane ederek Afganistan’a yerleştiğini dile getiren Yıldırım, “ABD’nin amacı, Rusya, Hindistan, Çin gibi bölgeleri oradan daha iyi kontrol edebilmekti. Bunun için 20 yıl boyunca Afganistan’da 200 bin askerle varlığını sürdürdü. Yüzlerce uçak, helikopter, tank, ağır silah. Şimdiye kadar trilyonlarca dolar harcama yaptı. 2 bin 500’den fazla askerini kaybetti. 20 yılın sonunda gelinen nokta hepinizin malumu. Geride harabat, tahribat bırakarak gitti. Ne Taliban ortadan kalktı ne de terör sona erdi. Aksine Taliban devlet oldu. Sovyetler Birliği’nin Afganistan’dan daha önce çekilmesi ile soğuk savaş bitmişti. Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesi ile küreselleşme olgusu tamamen sona erdi” diye konuştu.
“Akıl terinin alın terini galebe çaldığı yeni bir dönemi birlikte yaşıyoruz”
Şu anda yeni bir dönemde olunduğunu ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
“Şimdi rüzgar bizim yelkenimizi dolduruyor. Çok kutuplu dünyaya dönüyoruz. Adem merkeziyetçi dünya ya da yerinden yönetilen dünya demek belki daha doğru. Çünkü artık batının bilgi ve teknoloji konusundaki tekeli kırıldı. Endüstri 4.0 dediğimiz, yapay zeka dediğimiz ve bilişim iletişim teknolojileri dediğimiz yeni alanlar, yani akıl terinin alın terini galebe çaldığı yeni bir dönemi birlikte yaşıyoruz.”
“Savunma konusundaki dışa bağımlılığımız yüzde 80’den yüzde 20’lere geriledi”
Türkiye’nin düne kadar dışarıdan almakta olduğu ürünü artık kendisinin üretebildiğine dikkati çeken Yıldırım, “Silahlı silahsız, insansız hava araçları ile dünyanın dikkatini çeken bir ülke haline geldik. Bir zamanlar 1974 Kıbrıs Harekatı ile çıkarma gemilerimiz bile yoktu. Savunma ihtiyaçlarımızın tamamına ambargo konmuştu. Bu durum, bizim bu teknolojilere yatırım yapmamız için bir fırsata dönüştü. Bugün küresel 100 savunma şirketi arasında Türkiye’nin 5 tane savunma şirketi var. Elhamdülillah bu konudaki bağımlılığımız yüzde 80’den yüzde 20’lere geriledi” dedi.
“20 yıl önce Türkiye’nin altyapı gelişmişlik düzeyi dünyada 39. sıradaydı, bugün 9. sıraya yükselmenin haklı gururunu yaşıyoruz”
Yıldırım, Türkiye’nin son 20 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde son yüz yılın altyapı projelerini hayata geçirdiğini ifade ederek, “Ulaşımda, sağlıkta, iletişimde, eğitimde ve barınmada önemli projeleri gerçekleştirmiştir. Bir örnek vermek gerekirse 20 yıl önce Türkiye’nin altyapı gelişmişlik düzeyi dünyada 39. sıradaydı. Bugün 9. sıraya yükselmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Dünyanın en gelişmiş altyapısına sahip 9. ülkesiyiz. Yapılan otoyollar, bölünmüş yollar, hızlı tren hatları, havalimanları, köprüler, tüneller, limanlar, okullar, hastaneler, sulama projeleri ve barajlar sayesinde bu noktalara geldik” değerlendirmesini yaptı.
AYÜ Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Muhittin Şimşek ise, yeni açtıkları iki fakülte ile Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde 13 fakülteye ulaştıklarını belirterek, “13 fakülte, 33 Türk devlet ve akraba topluluklarından 15 bini aşkın öğrencimizle, bin 200’ü aşkın akademik personel ile Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi, Türkiye-Kazakistan kardeşliğinin bir nişanesi olarak Türk dünyasının önemli bir dünyasıdır” dedi.
“Hoca Ahmet Yesevi’nin ideali ile yetişen gençlerimiz yerelde ve genelde bu anlayışı gittikleri yere taşımaktadır”
30 yıldır mezun ettikleri on binlerce öğrencinin dünyanın dört bir yanında çok önemli kurumlarda görev yaptığını söyleyen Prof. Dr. Şimşek, “Biz öğrencilerimizi yetiştirirken Mevlana’nın buyurduğu gibi pergelin bir ayağı Hoca Ahmed Yesevi hazretlerinin kucağında, diğer ayağı ise Tokyo’da, New York’ta, Pekin’de, İstanbul’da dünya ile kucaklaşan ve bütünleşen bir akademisyen ve öğrenci olarak onları yetiştiriyoruz. Türkçe, Kazakça, İngilizce, Rusça dillerinde eğitim verilmektedir. Hoca Ahmet Yesevi’nin ideali ile yetişen gençlerimiz yerelde ve genelde bu anlayışı gittikleri yere taşımaktadır” diye konuştu.
Mart ayındaki Gayri Resmi Liderler Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ahmet Yesevi Üniversitesi ile ilgili kendilerine bazı görevler verdiğini dile getiren Şimşek, “Onun gösterdiği bu vizyona Kazakistan Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev ve diğer Türk dünyası liderleri de katılmıştı. Ve demişlerdi ki; Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Türk dünyasının parlayan yıldızı olacak. Elbette liderler vizyon gösterirler. Bu vizyonun gerçekleşebilmesi için de bürokratlar, diplomatlar, teknokratlar, bilim insanları gerekil misyonu üstlenerek o işin gereğini yapmaya çalışır. Biz de liderimizin ve liderlerimizin bu vizyonu doğrultusunda çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz” dedi.
“Üniversitemiz 2020 yılında QS Dünya Üniversiteler sıralamasında gelişen Avrupa ve Orta Asya sıralamasında 36 basamak birden yükselerek ilk 200’e girmeyi başarmıştır”
Türkiye Cumhuriyeti ve Kazakistan Cumhuriyeti’nin destekleri ile Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin bölgesinin en önemli hastanesi durumunda olduğuna işaret eden Şimşek, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımız bizden tek bir şey istemişti. Kalite. Yüksek kaliteli eğitim vereceksiniz demişti. Buna göre, pandemi döneminde her ay 5 tıp fakültesi hocamızı Türkiye’ye getirerek, çeşitli hastanelerde bilgi ve görgü programına katıyoruz. Her ay dört profesörümüzü Türkistan’da bulunan hastanemizde çeşitli ameliyatlar yapmak üzere gönderiyoruz. Üniversitemizin diğer fakülteleri ile ilgili kalite artırma faaliyetleri sonucunda 2020 yılında QS Dünya Üniversiteler sıralamasında gelişen Avrupa ve Orta Asya sıralamasında 36 basamak birden yükselerek ilk 200’e girmeyi başarmıştır. Söz veriyoruz, bunu 5 yıl içerisinde ilk 100’e sokacağız. 2020 yılında spor alanında da öğrencilerimiz çeşitli branşlarda ulusal ve uluslararası alanda 86 altın, 70 gümüş, 80 bronz olmak üzere 236 madalya aldı.”
“Size samsa yapan annelerinizin, ablalarınızın samsalarını özlediniz”
Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencilerine seslenen Şimşek, şöyle devam etti:
“Sıkıntılı bir dönemde geçtik. Dünya bir virüsün pençesinde kıvranıyordu ve hala devam ediyor. O dönemde anne-babanızın göz nuru olan sizleri bize emanet ettiği zaman biz de devletimizin ve bilim kurullarının kararlarına uyarak geçen sene online yani ananızın babanızın yanından eğitim almanıza karar vermiştik. Sizler kampüsünüzü, kampüsünüz de sizleri özlemişti. Hastanenizi, sınıflarınızı, laboratuvarlarınızı özlediniz. Ağaçların sararan yapraklarını, kampüsün rengarenk sarmaşıklarını, güzün güzelliklerini ve arkadaşlarınızın cıvıltısını özlediniz. Hatta orada size samsa yapan annelerinizin, ablalarınızın samsalarını özlediniz. Şimdi çok şükür hasret bitiyor.”
Konuşmaların ardından Ankara heyeti video konferans yöntemiyle Türkistan’da bulunan öğrencilere bağlandı. Türkistan bağlantısında Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Dr. Janar Temirbekova, Rektör Vekili Prof. Dr. Cengiz Tomar birer konuşma yaptı. Daha sonrasında Prof. Dr. Şimşek tarafından AK Parti Grup Başkanvekili Yıldırım’a yöresel giysi şapan, üzerinde işlemelerin de olduğu el işi bir tablo ve özel bir kalem hediye edildi. Açılışa ayrıca AK Parti MKYK Üyesi Lütfiye Selva Çam da katıldı.