Akademisyenler iklim değişikliği haberlerinin etkilerini araştırdı
Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Defne Günay ve Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü öğretim üyesi Dr. Gizem Melek, İrlanda Trinity College Dublin Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Dr. Gizem Arıkan ile ortak projelerinde, iklim değişikliğiyle ilgili bilgileri farklı bakış açılarıyla aktaran kurgusal haberlerin, okuyucuların duyguları üzerindeki etkisini araştırdı.
Doç. Dr. Defne Günay, Dr. Gizem Melek ve Dr. Gizem Arıkan, “İklim Değişikliği İletişiminde Duygular: Deneysel Bir Araştırma” adlı çalışmalarında, iklim değişikliği ile ilgili kurgusal haberler oluşturarak kamuoyunun konuyla ilgili duygu durumunu inceleyen deneysel bir araştırma gerçekleştirdi.
İletişim alanının prestijli uluslararası dergilerinden Communications’ta yayımlanan çalışmada, üç farklı kurgusal haberde uzman yorumlarının perspektifini değiştiren akademisyenler, bu durumun okuyucular arasında farklı duyguları tetikleyip tetiklemediğini araştırdı.
63 öğrenciye okutulan 3 kurgusal haberin ne hissettirdiği sorulduğunda, daha çok öfke, kaygı ve korku gibi olumsuz duyguların uyandığı görüldü. Öğrencilerden yüzde 77’si haberleri inandırıcı bulurken, bu öğrencilerden yüzde 79’u iklim değişikliğinin kesinlikle gerçekleştiğini ve yüzde 21’i de büyük ihtimalle gerçekleştiğini söyledi. Öğrencilerden hiçbirinin haberlere şüpheci yaklaşarak, iklim değişikliğinin gerçek olmadığını düşünmedikleri görüldü.
Akademisyenler, “Deneysel çalışmalarda ve gazetecilik pratiğinde, iklim değişikliğine ilişkin medya çerçevelerinin halkın duygusal durumlarını etkilemek için nasıl tasarlanabileceği konusunda bir boşluk bulunuyor. Çalışmamız bu alana katkı sağlamakta ve medya çerçeveleme literatürü ile duyguların iklim değişikliği iletişimindeki rolü üzerine ortaya çıkan araştırmalar arasında köprü kuruyor. Çalışmamız, gelişmekte olan bir ülke bağlamında Türkiye’de yürütülmüş olup, bu konudan uzun vadeli kaçınılması ve bu nedenle iklim tartışmaları bağlamında geliştirilen teori ve bulguların incelenmesine olanak sağlıyor” dedi.
Ankete katılanların hiçbirinin iklim değişikliği konusunda şüpheci olmadığını söyleyen akademisyenler, “İklim değişikliğinden daha büyük riskler algılama eğiliminde olan genç insanlar ve bunların çoğunluğu kadındı. Gelecekteki araştırmalar, duygusal çerçevelerin etkilerinin diğer gruplara yayılıp yayılmadığını test edebilir. İklim değişikliğiyle mücadele, iklim değişikliği politikaları için hem bireysel hem de toplu eylemin yanı sıra yaygın halk desteğini gerektirir. İklim değişikliğinin etkileri halihazırda yaşanıyor olsa da yapılan araştırmalar gösteriyor ki yeterli iklim değişikliği endişesi henüz pek çok ülkede ortaya çıkmamıştır. Araştırmacılar, bireyleri iklim değişikliği ile ilgili konulara daha fazla dikkat etmeye motive etmede duyguların potansiyel rolünü giderek daha fazla fark ettiler. Medyanın belirli duyguları uyandıracak şekilde etkili iklim değişikliği iletişimi, bireyler arasındaki ilgi ve endişe uyandırmanın bir yolu olabilir” diye konuştu.