*Almanca ve Fransızca Öğretmenliği mezunları mağduriyetlerini bildiren bir yazı göndermişler. Özetlemeye kıyamadığım bu yazıyı aynen köşeme alıyorum. Bu konuyla ilgili düşüncelerimi daha sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım! Mazeret değil Çözüm Üretmesi gerekenlere şimdilik bir sözüm var "DUYUN BU FERYADI!" "Küreselleşen dünyada dil eğitiminin önemi her geçen gün biraz daha artmaktadır.Yeni nesillerin farklı kültürleri tanımalarında, dilde donanımlı ve nitelikli bireyler olarak yetiştirilmelerinde yabancı dil öğretmenleri çok önemli rol oynamaktadır.Bizler hayattaki zorluklara göğüs gerebilen, sorunlarına çözüm üretebilen, yeteneklerini geliştirebilen; insana, topluma ve doğaya saygılı, vatan millet ve bayrak sevgisini özümseyerek kendi kültürünü ve tarihini çok iyi bilen bireyler olarak yetiştik. Ama Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alanımızda kadro verilmediği için öğretmenlik mesleğini icra edememekteyiz.Bir toplumun dil eğitimine verdiği kıymet aynı zamanda çağdaşlığın da göstergesidir. Sizin de bildiğiniz gibi bir çok AB ülkesinde Fransızca ve Almanca dili eğitimde yerini alırken, bizim ülkemizde İngilizce sadece tek dil olarak verilmeye devam etmekte; bu da her yıl Türkiye?deki çeşitli üniversitelerin Fransızca ve Almanca Öğretmenliği bölümlerini bitirmiş geleceğinden umutlu ve sabırla öğrencilerine kavuşmayı hayal eden işsiz Almanca ve Fransızca öğretmenliği bölümü mezunlarını sıkıntıya düşürmektedir.AB?nin Türkiye Cumhuriyeti ile yapmış olduğu müzakerelerde getirmiş olduğu şart; okullarda ikinci zorunlu yabancı dil uygulanması. Bundan dolayı Türkiye Cumhuriyetinde orta öğretimin bazı okullarında ikinci zorunlu yabancı dil uygulanmaktadır. Müfredatlara eklenen Fransızca ve Almanca dersleri ne yazık ki uygulamada icraata geçirilmemektedir. Bunun sonucunda bizler kendi alanımızda istihdam sıkıntısı yaşamaktayız. İstisnai uygulanan okullarda ise bu ikinci yabancı dil derslerine ücret karşılığında tek kelime Almanca ve Fransızca bilmeyen İngilizce öğretmenlerine bu derslere girme hakkı verilerek biz mezunların önü kesilmektedir.Okul müdürleri ile yapmış olduğumuz konuşmalarımızda bizlere söyledikleri ve göstermiş oldukları belgeler Almancanın ve Fransızcanın zorunlu ikinci yabancı dil olarak tercih edildiği, yalnız uygulamada; okullarda öğretmen olmaması ve öğretmen ataması olamamasından dolayı bu derslerin işlenemediğini ifade ediyorlar. Okullarda ikinci yabancı dil öğretmeni olmamasına ve görevlendirilmemesine rağmen ikinci dil dersinin olmasının sebebi nedir? Türkiye`de üçüncü yabancı dilden bahsediliyor. Bu dillere gereksinim olduğunu bizlerde çok iyi biliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığına göre istihdam yapıldığını söylüyor. Soruyoruz :?Öğretmenlik okuyan öğrencilerle mesleği yapabilenler arasındaki bu uçurum için ne yapılması gerekiyor??Almanca ve Fransızca öğretmenliği mezunlarına ?Sınıf Öğretmenliği ve İngilizce sertifikası? verilerek yan kaynak oluşturulmaya çalışıldı. Birçok mezun arkadaşımız maddi ve manevi sıkıntıya girerek öğretmen olma vaadiyle bu sertifikaları almıştır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, kendi isteğiyle YÖK tarafından verilen bu sertifikaları şuan tanımayarak bizlerin bu alandaki yan kaynak olma hakkımızı elimizden almıştır. Şu an birçok mezun arkadaşımız kullanım alanı olmayan bu sertifikalarla ortada kalmıştır.Binlerce bölüm mezunu, verilen yeni umutlarla, maddi manevi sıkıntıya girerek her yıl KPSS sınavına hazırlanmakta ancak bölümlerimizden alım olmadığı için aldığımız yüksek puanlar heba olmaktadır. Çalışmaya ihtiyacı olan bizlerin, sosyal yaşamı ve duygusal yaşamı dahi göz ardı edilmiştir. Bu bölümlerde okuyan ve mezun olan gençlerin çoğu işsiz . Kimi boş kalmamak için yüksek lisans yapıyor kimi dershanelerde çalışıyor. Dershanelerde çalışan birçok arkadaşımız yemek ve yol parası karşılığı çalışıyor. En önemlisi deneyimimiz olmadığından dolayı birçok dershane bizi işe kabul etmiyor. Bunun yanında karşı karşıya kaldığımız bu sorunlardan dolayı ailelerimizde de büyük hayal kırıklığı yaratmaktadır.Şu an biz bölüm mezunları, kendi aramızda toplanıp öğretmen olmak, bu dilleri okutmak adına mücadele vermeye çalışıyoruz. Bizler bu haklı savaşımız için cesur adımlar atıp, demokrasinin bizlere vermiş olduğu hakları sonuna kadar zorlayarak hakkımızı aramaya çalışıyoruz. Bu arzumuzu yineleyeceğiz ve pes etmeyeceğiz ve mağduriyetimizi dile getireceğiz. Talebimizse gerekli kadro sayılarının verilmesi hatta bunun süreklilik kazanmasıdır. Almanca ve Fransızca bölüm mezunları olarak arzumuz, desteklerinizi bizlerden esirgememenizdir. Çünkü Milli Eğitim?de çalışmaktan umudumuzu kesmeyeceğiz."Almanca ve Fransızca Öğretmenliği Bölümü Mezunları
