Alper Apaydın: "Pazardaki Türk markalı ürünlerin büyük bölümü yurt dışı menşeli"
API Group ve Konsept Tarım CEO’su Alper Apaydın, Türk markası adı altında satılan ürünlerin içeriğine bakıldığında bir çoğunun menşeinin yurt dışı olduğunu belirterek, "Bir yiyeceğin uzun yolunun kimyasallarla desteklenmesi geren bir yol olduğunu unutmamalıyız. Yüzde yüz Türk markası demek ham maddesinden işlenmesine yüzde 100 yerli olmak demektir" dedi.
Yüzde yüz Türk markası olmak üzere 35 milyon liralık bir yatırımla tarım sektörüne giren API Group ve Konsept Tarım CEO’su Alper Apaydın, "Herkes geleceğin tarımda olduğunu söylüyor artık teknoloji devi şirketlerin sahipleri bile mega tarım yatırımları yapıyorlar. Türkiye, iklimi ve coğrafyası ile muhteşem bir tarım ülkesi ve tarıma endüstriyel olarak geri dönmeli" dedi.
"Pazardaki Türk markalı ürünlerin büyük bölümü yurt dışı menşeli"
Apaydın, "Doğaya, hayvana ve insana saygılı, sürdürülebilir tarım felsefesiyle yola çıktık. Markamız yüzde 100 yerli üretim yapan ilk marka olma özelliğini taşıyor. Türk markası adı altında şu an piyasada olan ürünlerin paketlerini incelediğimizde içindeki ceviz ve badem gibi ürünlerin menşeinin Şili, Amerika, Ukrayna gibi uzak ülkelerden geldiğini görüyoruz. Bu cevizler ülkemize gelene kadar yaptığı yolculuk süresince bir takım kimyasallara maruz kalıyor ve ithal ürün olarak sofralarımıza giriyor. Biz, ceviz kalitesini korumak için kurutma işlemi sırasında, gıdaya karşı tehdit oluşturabilecek kimyasal gazları kullanmak yerine LPG’li ocaklar kullanarak gıda güvenliğini sağlıyoruz. Ayrıca cevizin kalitesini ve tazeliğini korumak amacıyla tüm kuruyemiş ürünlerini kilitli doypack ambalajlarda tüketiciye sunuyoruz" dedi.
"Fidanlarımızı bile kendimiz yetiştiriyoruz"
Alper Apaydın, "Bahçelerimizdeki ağaçlarımız bizlerden sonra da ülkemizin geleceği ve üretimi için yaşamaya devam edecek. Gıdamızın kaynağını ve ağaçlarımızın bu topraklardaki varlığını daha birer fidanken önemsiyoruz. Fidanlık markamız ile fidanlarımızı kendi bahçelerimizde yetiştiriyoruz. Manisa bölgesinde ve Fethiye bölgesinde kendimize ait 2 fidanlığımız bulunuyor" dedi.
Tarımda yeni nesil teknolojiler
Türkiye’nin tarımsal olarak büyük bir potansiyeli olduğunu belirten Alper Apaydın, modern tarımın rekabet ve verim için şart olduğunu söyledi. Apaydın, "Mümkün olduğunca makinalı modern tarım yapmaya çalışıyoruz. Duyargalı çapa makinaları ile çapa yapıyoruz. Arazilerde durum tespiti için bu sene drone kullanmayı planlıyoruz. Yine drone ile ilaçlama planlarımız bulunuyor. Son sistem, telefonla yönetilebilen damlama sulama sistemleri kullanıyoruz. Yine bu sene programımızda GPS ile dikim var; Nisan ayında bu alanda ilk denemelerimize de başlamış bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.
"Arazilerimizde Agroforestry (tarımsal ormancılık) modelini uyguluyoruz"
Alper Apaydın, İklim krizi ve artan hastalıklar bize insanın doğal dengeyi bozmakta olduğu gerçeği ile yüz yüze bıraktı. Bu konuda artan bilinç sayesinde besin değerini koruyan gıdaları, doğanın dengesine saygı göstererek üretmek için yeni yaklaşım ve uygulamalar ortaya çıkıyor. Güzel Köyden olarak benimsediğimiz “tarımsal ormancılık” (Agroforestry) yaklaşımı da bunlardan biri. Arazilerimizde Agroforestry modelini uygulayarak otla mücadelede küçükbaş hayvanlarımızı kullanıyoruz. Bu sayede otla mücadelede ilaç miktarını azaltıp, hayvana doğal gıda ve toprağa doğal gübre sağlayarak sürdürülebilir tarım yapıyoruz. Agroforestry modelini aynı zamanda badem bahçelerimizde arıcılık yaparak ve ceviz bahçelerimizde lavanta yetiştirerek yine birbirini destekleyici ve sürdürülebilir şekilde uyguluyoruz" dedi.
"Türkiye’de Agroturizm’in ilk örneğini gerçekleştirdik"
"Agroturizm, bizleri en çok heyecanlandıran projelerimizden biri" diyen Apaydın, "Pandeminin, kalabalığın, teknolojinin, bilgi bombardımanının içerisinde sıkışan metropol insanları için adeta bir vaha. Doğayla baş başa kalmak, bereketli topraklarımızın bizlere sunduğu hediyeleri görmek, kapımıza sipariş ettiğimiz gıdamızı tanımak, tanıdıkça yerele ve üretime sahip çıkmak, köylüsüne, çiftçisine saygı duyan ve onlara sahip çıkan nesiller yetiştirmek için hayata geçirdiğimiz bir proje. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Manisa’nın yemyeşil ovalarında, muhteşem dağlarında, o dağların eteklerindeki ceviz, badem ve zeytin bahçelerimizde kaliteli, korunaklı ve doğal taş evler inşa ettik. Misafirlerimiz, otellere ya da tatil yörelerine kapanmak yerine, Agroturizm faaliyetlerimiz ile unutamayacakları ’gerçek’ bir deneyim yaşasın istedik. Misafirlerimiz dağ evlerimizde veya çiftliklerimizde yani doğanın tam kalbinde dinlenirken, yerel üreticilerimiz ile atölye çalışmalarına katılırlar. Toprağı, ağacı, üretimi yaşarlar. Mindfulness (zihin dengesi) temelli yaklaşımımız ile rüzgarla buluşur, nefesi hisseder, toprak kokusuyla harmanlanmış sabah meditasyonlarını yapar, sonrasında sabah kahvaltılarını da bahçeden toplarlar. Bu tatil anlayışında amacımız misafirlerimizi bereketli topraklarımızda eşsiz bir deneyim ile buluşturmaktır" ifadelerini kullandı.
"Yaklaşık 30 ülkeye ihracata başlayacak"
API Group ve Konsept Tarım CEO’su Alper Apaydın, sözlerine şöyle devam etti: "Biz API Group olarak uzun yıllardır ceviz, badem, zeytinyağı, lavanta ve bal üretimi yapıyoruz; aynı zamanda gezen tavuk yumurtası ve küçükbaş hayvancılık tesislerimiz bulunuyor. Bu yıl markalaşma yolunda da bir adım atarak ürettiğimiz ürünleri Güzel Köyden markası altında tüketicilerin beğenisine sunmaya başladık. Güzel Köyden, üretiminden işlemesine yüzde 100 yerli bir marka. Ham maddesinden işlenmesine yüzde 100 yerli üretim misyonuyla hareket eden ve yaklaşık 8 milyon metrekare ile Türkiye’deki en büyük ceviz bahçelerine sahip bir marka olarak, Türk cevizini dünyaya tanıtmayı hedefliyoruz. Bahçelerimizde yaklaşık 240 bin adet ceviz ağacı bulunuyor. Konsept Tarım olarak yıl içerisinde 500 ton yeşil kabuklu ceviz üretimi hedefliyoruz. Güzel Köyden bünyesinde ise yıl içinde 200 tonu kabuklu ceviz, 25 tonu iç ceviz olmak üzere toplam 225 ton üretim hedefliyoruz. Yıllık 3500 ton üretim kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük ceviz işleme fabrikasına sahip olan şirketimiz, Nisan ayında Katar ve İsrail’e, yılsonuna kadar ise yaklaşık 30 ülkeye ihracata başlayacak. Ayrıca bu yıl 9 milyon adet yumurta üretim hedefimiz bulunuyor. Çiftçilerimize gübreleme, ilaçlama ve sulama ile alakalı konularda belirli dönemlerde ziraat mühendisleri tarafından çeşitli eğitimler veriyoruz. Bahçelerimizde bölgenin çiftçilerine istihdam sağlıyoruz. Onlarla birlikte çalışıyoruz. Biz birlikte çalışmanın ve üretmenin gücüne inanıyoruz".
Yurt dışında da üretim
Apaydın, Şirketimizin Türkiye dışında İspanya’da normal ve organik badem bahçeleri, ceviz bahçeleri ve aynı zamanda Bosna’da donmuş gıda ve donmuş patates fabrikası yatırımları bulunuyor. Türkiye’deki vizyonel hedeflerimiz: Yaptığımız tarım işlerinin ülkemize en yüksek derecede sosyal ve ekonomik katkıyı sağlayabilmesi adına agro -forestry ve agro-tourism alanlarına yatırım yapıyoruz. Amacımız çiftlik ve bahçelerimizi bölge insanına ve köylüsüne aynı zamanda eğitimsel ve sosyal katkısı bulunan ekosistemler haline getirmek. Sürdürülebilir ve doğal tarım ile yerli markalarımız altında üretimlerimizin belli miktarını ihraç edebilmek nihai hedefimiz" dedi.