Anne adaylarına uzman uyarısı: “Hamilelikte tarama testlerini ihmal etmeyin”
Hamilelik döneminde bebeğin ve annenin sağlık durumunu ortaya koyan tarama testlerinin büyük önem taşıdığına işaret eden Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ceren Yıldız Eren, “Her anne adayı bu tarama testlerini yaptırmalı” uyarısında bulundu.
Hamilelik sürecinin normal ilerlemesi ve sağlıklı bir bebeğe kavuşmak, her anne adayının en büyük hayali ve mutluluğu. Hamilelik döneminde uygulanan tarama testleri de bu sürecin sağlıklı geçirilmesinde en büyük destekler arasında. Önceki yıllarda hamilelere ikili ve üçlü tarama testleri yapılırken tıpta yaşanan gelişmeler sayesinde bebekte görülebilecek anomaliler daha erken konuyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ceren Yıldız Eren, hamileliklerin büyük kısmında hiçbir sorun yaşanmadığına işaret ederek, “Anne adayları bebek sahibi olmak istedikleri andan itibaren takip edilmesi, onların daha güvenli bir hamilelik geçirmelerini ve bebeklerini sağlıkla kucaklarına almalarını sağlar” dedi.
Hamilelikte yapılan tarama testleri hakkında bilgi veren Dr. Ceren Yıldız Eren, Türkiye’deki tüm sağlık kurumlarında hamilelik takibinin kolaylıkla ve etkin bir şekilde yapıldığını vurguladı. Bu süreçte bebekte meydana gelebilecek kromozomal bozuklukların tespitinde tarama testlerinin kullanıldığını anlatan Dr. Ceren Yıldız Eren, bu testlerin “ikili test, üçlü test, dörtlü test, anne kanında alfa fetoprotein (AFP) ölçümü, anne kanından fetal DNA analizi” olduğunu kaydetti.
İkili test, 11-14. haftada yapılır
Bebekte görülebilecek Down Sendromu ve Trizomi 18 Sendromu gibi kromozom bozuklukları riskini ortaya koyan ikili testin, hamileliğin 11-14. haftaları arasında yapıldığını anlatan Dr. Ceren Yıldız Eren, “İkili testte, anne kanındaki iki hormonun (PAPP-A ve serbest hCG) düzeyi ölçülür ve bir risk hesaplaması yapılır. Ayrıca ultrasonla anne karnındaki bebeğin ense kalınlığı, burun kemiği, kalbindeki kan akımının ölçümü de yapılır. Down Sendromu saptama oranının bu belirteçlerle yüzde 97.5 olduğunu söyleyebiliriz. Yine de riskin yüksek çıkması bebeğin hasta olduğu anlamına gelmez, ileri incelemelerin yapılması gerekir” ifadelerini kullandı.
Üçlü teste ihtiyaç duyulan durumlar
İkili testin erken dönemde yapılmasının bir avantaj olduğunu kaydeden Dr. Ceren Yıldız Eren, “Ancak bu test de bebekte olabilecek sinir sistemi gelişim kusurlarını göstermez. Bu nedenle üçlü ve dörtlü tarama testleri yapılır” dedi. Nöral tüp kusurları olarak tanımlanan sinir sistemi gelişim kusurlarının görülme riski için hamileliğin 16-18’inci haftalarında yapılan üçlü tarama testinde anne adayının kanında üç farklı hormon ölçümü yapıldığını kaydeden Dr. Ceren Yıldız Eren, “Hormon ölçümü, anne adayının yaşı, kilosu, sigara kullanıp kullanmadığı gibi etmenler ve hamilelik haftası ile beraber özel bir bilgisayar programına girilerek hesaplanır” diye konuştu.
Spina bifida riskini ortaya koyan test
Dörtlü tarama testinde ise kromozomal bozukluk riskinin yanı sıra bebeğin, omurga sorunu olan spina bifida açısından da değerlendirildiğini söyleyen Dr. Ceren Yıldız Eren, bu taramanın da 16-20’nci haftalar arasında yapıldığını belirtti. Önce bebeğin değerlendirildiğini ve ölçümlerinin yapıldığını ardından da anne adayından alınan kanın değerlendirildiğini ifade eden Dr. Ceren Yıldız Eren, sonuçlara göre riskin hesaplandığını kaydetti. Anne adayının kanındaki alfa fetoprotein (AFP) düzeyinin düşük ya da yüksek olmasının da bebeğin sağlığı açısından dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çektiğini söyleyen Dr. Ceren Yıldız Eren, “Anne adayının kanındaki AFP düzeyine hamileliğin 16-20. haftaları arasında bakılır. Normal düzeyden yüksek AFP, nöral tüp sorunlarına işaret eder. Nöral tüp bebeğin beyin ve omuriliğini oluşturan yapıya verilen addır. Spina bifida gibi omurga anomalileri de bu şekilde anlaşılabilir. Hamilelikten önce ve hamilelik sırasında folik asit kullanımının nörol tüp defetlerini yüzde 50 oranında azalttığı da belirtiliyor. Bu noktaya da dikkat etmek önemli. Down Sendromu gibi kromozal anomalilerde AFP düzeyi düşük oluyor” açıklamalarında bulundu.
Anne kanından alınan çok değerli bilgiler
Anne kanından bebeğin DNA’sına yönelik inceleme yapılmasının amniyosentez gibi zaman zaman bebek kaybına yol açabilen testlere ihtiyacı ortadan kaldırabildiğini dile getiren Dr. Ceren Yıldız Eren, “Fetal DNA Testi ile erken gebelik haftalarında bebekteki kromozomal anomalilerin anne kanından tespit edilebilmesi mümkün oluyor. Anne ile bebek aynı anda kan değişimi yaptığı için fetal hücrelerdeki DNA’lar da anne kanına geçiyor ve böylece bebeğin fetal DNA’larını anne kanından öğrenebiliyoruz. Fetal DNA testi sayesinde de bebekte genetik bir anormallik olup olmadığı ortaya çıkıyor” dedi.
Dr. Ceren Yıldız Eren, anne adayının aile hikayesinde anomali açısından risk olması, 35-40’lı yaşlarda hamilelik, önceki hamileliklerde anomali yaşanması, ikili testlerde riskli sonuç çıkması gibi durumlarda anne kanından fetal DNA testi yapıldığını belirtti. Bu testin hamileliğin her döneminde yapılabildiğini kaydetti.