ASİMED Başkanı Eğilmez: “Ermenistan’ın kardeş Azerbaycan’a saldırısı, büyük bir oyunun parçasıdır”
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, Ermenistan’ın kardeş Azerbaycan’a saldırısının büyük bir oyunun parçası olduğunu belirtti.
Ermenistan silahlı kuvvetlerinin, 12 Temmuz’da Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine düzenlediği saldırıdan sonra 27 Eylül’de Terter, Ağdam, Çıraklı, Fuzuli, Cebrail hattına saldırarak, Azerbaycan Türklerinden sivilleri şehit ettiğini dile getiren ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, “Azerbaycan ordusu çok kısa süre içerisinde karşılık vermiş, 10’larca Ermeni askerini öldürmüş, çok miktarda teçhizatını imha etmiş, Ermeni kuvvetlerini geri püskürterek 7’den fazla köyü de geri almıştır. Ermenistan’ın bu hamlesi uluslararası hukukun açık ihlalidir. Bu durum Ermenistan’ın bölgede barış ve istikrarın önündeki en büyük engel olduğunun önemli bir göstergesidir. Dağlık Karabağ sorunu henüz çözümlenememişken, Azerbaycan’ın yüzde 20’si işgal altındayken ve 1 milyondan fazla insanın evini terk etmesine neden olan Ermenistan’ın, bu saldırısı aslında büyük bir oyunun parçasıdır” dedi.
Bu saldırının Türkiye üzerine kurulmuş bir oyunun parçası olduğunu ifade eden ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, “Dünyanın en güçsüz devletlerinden biri olan Ermenistan’ın bu saldırgan tutumunun arkasında Kafkasya’yı, Ortadoğu’yu ve hatta Doğu Akdeniz’i dizayn etmek isteyen güçler vardır. Yani bu oyunun kurgusu Azerbaycan ile birlikte Türkiye üzerine kurulmuştur. Yaklaşık 3 aydır Suriye bölgesinden PKK/PYD terör unsurlarının, Dağlık Karabağ bölgesine sevk ediliyor olması, Ermenistan’ın kimler adına hareket ettiğine de ışık tutmaktadır. Karabağ sorununun çözümü için 1992 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı tarafından kurulan Minsk grubu yaklaşık 30 yılını doldurmasına rağmen bir arpa boyu yol alamamıştır. Hatta bu problemi istişare zeminine bile taşıyamamıştır. Bunun nedenlerinden birisi Fransa gibi açık taraf olduğunu ilan eden bir ülkenin bu grubun eş başkanlarından birisi olmasıdır. Ama bu başarısızlığın belki de en önemli sebebi; grup üyesi ülkelerin bu problemin adil bir şekilde değil de, kendi çıkarları doğrultusunda çözülmesini istemeleridir. Bu mantık devam ettiği sürece 30 yıl daha geçse, Minsk grubu problemin çözümüne hiçbir fayda sağlayamayacaktır” diye konuştu.
"Ermenistan hükümeti, başarısız yönetimini örtmek istiyor"
ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, Minsk grubunu koordine eden ülkelerin ayrıca grubun eş başkanları olan ABD, Rusya ve Fransa olduğunu belirterek, “Bu üç ülke ile de Suriye’de, Doğu Akdeniz’de yoğun bir ilişki ağının içerisindeyiz. Bu ülkeler, kardeş Azerbaycan’ın tarafı olduğu bir olayda Türkiye’nin direk müdahil olacağını çok iyi biliyorlar. Başında Nikol Paşinyan’ın olduğu Ermenistan hükümeti içeride sosyal ve ekonomik açıdan çok ciddi bir kriz dönemi yaşıyor. Paşinyan iktidara geldiğinden beri Ermenistan’da Azerbaycan ve Türkiye düşmanlığı ile iç kamuoyunu oyalamaya çalışıyor” dedi.
"Emperyalist güçlerin maşası Ermenistan"
Ermenilerin tıpkı 1. Dünya savaşı öncesi, sırası ve sonrasında olduğu gibi yine emperyaller tarafından kullanıldığını anlatan Eğilmez, “Emperyalist güçlerin taşeron devletlerinden biri olan Ermenistan, bugün de ABD, Rusya ve Fransa’nın yeni bir oyununda maşa durumuna gelmiştir. Ermenistan’ın bu hukuksuz, haksız ve haydutça saldırısı Suriye ve Doğu Akdeniz’den bağımsız bir adım değildir. Bugün çatışmanın olduğu bölge, enerji nakil hatlarının geçtiği bir konumdur. Bu hain saldırı ve kirli oyunda, Türkiye’nin tam desteğini alan Azerbaycan, Ermenistan’ın son saldırısı karşısında bütün cephe boyunda çok sert bir karşılık verdi ve ciddi bir ilerleme kaydetti. Günün sonunda 1. Dünya Savaşı öncesi, sırası ve sonrasında olduğu gibi en büyük zararı Ermenistan görecektir. Azerbaycan, Türkiye’nin tam desteği ile işgal altındaki bölgeleri geri alacaktır. Emperyalist güçlerin, Ermeni piyonu ile yaptığı yeni hamle, önceki projelerinde olduğu gibi yine başarısız olacaktır. Sonuç olarak bu saldırı Ermenistan’ın çılgınca bir saldırısı olmaktan çok Suriye, Doğu Akdeniz ve Türk dünyası ile ilgili planlı bir adımdır. Türk Devleti’nin yaklaşık iki asırdan sonra tekrar fiili bir güce evrilip, birçok bölgede faaliyette bulunuyor olmasının yanında, Türk dünyasını da bir çatı altında toplama çabasıyla direk alakalıdır” şeklinde konuştu.