Tarih: 01.10.2021 11:10

ASO’dan sektör temsilcilerine ergimiş tuz reaktörlerinin tanıtıldığı 4. Nesil Nükleer Reaktör Teknolojileri toplantısı

Facebook Twitter Linked-in

Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından, ASO üyelerine ve sektör temsilcilerine; ergimiş tuz reaktörlerinin yurt dışındaki örneklerine ve bu reaktörlerdeki ısı kazanımı ile ilgili imkanlara odaklanan 4. Nesil Nükleer Reaktör Teknolojileri Toplantısı gerçekleştirildi.
Ankara Sanayi Odası tarafından, Türkiye’de nükleer santral kurulacağı haberinin ardından sanayiciler olarak katkıda bulunma amacıyla 4. Nesil Nükleer Reaktör Teknolojileri toplantıları gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda 4. Nesil Nükleer Reaktör Teknolojileri toplantısının dördüncüsü ergimiş tuz reaktörlerinin yurt dışındaki örneklerine ve bu reaktörlerdeki ısı kazanımı ile ilgili imkanlara odaklanan gündemi ile gerçekleştirildi. Video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıya Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir’in yanı sıra Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Berrin Erbay ve çok sayıda sektör temsilcisi ile ASO üyesi katıldı. Toplantıda Prof. Dr. Erbay, ergimiş tuz reaktörü çalışmaları ve Toryum elementinin kullanımını ele alan kapsamlı bir sunum yaptı.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir, çevrim içi olarak düzenledikleri toplantıya katılan ASO üyelerine hitaben, nükleer yolculuklarında destek olduklarını ve halk kitlelerini haberdar etmelerinde yardımcı olduklarını için herkese teşekkür etti.
ASO Başkanı Özdebir’den sözü alan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Berrin Erbay, “Japonya’daki Ergimiş Tuz Reaktörü Çalışmaları ve Ergimiş Tuz Reaktörlerde Isı Değiştiriciler” başlıklı sunumunu yaptı.
Sunumunda, Nükleer fisyon teknolojisinde uranyumun kullanılmasından doğan sorunları aktaran, Prof. Dr. Erbay, şunları kaydetti:
“Teknik problemlerimiz var. Bugün geldiğimiz nükleer teknolojinin bize sunduğu teknik problemler var. Uranyumun çok yerel olması, tekelleşmiş olması karşımızda bir problemdir. Çevresel açıdan ısıl kirlilik, asit yağmurları, sera etkisi, uranyum ötesi elementlerin üretilmesi, Kripto, Xenon gibi gazların salınımları, düşük seviyeli atıkların ancak bakımla tutulduğunu biliyoruz. Bu arada nükleer olarak askeri sapmalara da konumumuzun müsait olduğunu biliyoruz. Plütonyum’da bir sıkıntı var. Plütonyum zayıf gama ışınlarına sahip. Dolayısıyla Plütonyum’un terörle kaçırılmasıyla gibi güvenlikle ilgili zorluğu var. Mekanik olarak konulara baktığımız zaman karşımıza mekanik olarak arızaların çıkabildiğini görüyoruz. Nükleer olarak de-aktivitedeki artışlar olabiliyor. Burada esas sorun belirttiğimiz katı yakıt sorunu. Yani katı yakıtın imalatı, yapılandırması, kullanımı ve taşınması var. Katı yakıt olduğu için yüksek sıcaklıklarda kaza olması halinde kritik sorunlar ve erimeler meydana geliyor.”
“Yeni fisyon teknolojisinde karşımıza Toryum çıkıyor”
Sunumunda, Nükleer fisyon teknolojisinde uranyumun kullanılmasından doğan sorunlara işaret eden Prof. Dr. Erbay, ulaşmak istedikleri teknolojinin böyle zor bir durum olmadığını dile getirerek, “Daha kolay daha güvenli daha gerçekçi çözümlere ulaşmak istiyoruz. Yeni bir fisyon teknolojisine ihtiyacımız var. Bu yeni fisyon teknolojisine ulaştığımız zaman nelere erişmemiz lazım sorusunu sorduğumuzda karşımıza Toryum çıkıyor” dedi.
Yeni fisyon teknolojisinde Toryum’un Uranyum’a kıyasla ne tür avantajları olduğu konusunu ele alan Erbay, şunları söyledi:
“Daha yaygın ve popüler olduğu için. Daha yüksek ısı verimlerine erişebiliyoruz. Dolayısıyla salınımların olmamasının mümkün olduğunu görüyoruz. Burada Uranyum ve ötesi elementlerin ihmal edilebilir kadar üretilmesi söz konusu. Daima yalıtılmış bir sistem söz konusu. Minimum seviyede bakım ihtiyacının olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla biz Plütonyum üretimi olmayan ama Plütonyum’u yakabilen bir tercih edebiliriz. Toryum’dan yüksek gama ışınlı olan Uranyum-233 elde ediliyor. Dolayısıyla bu yüksek gama ışınlı demek. Yüksek enerjili maddenin kolay kolay çalınması, kaçırılması veya yanına yaklaşılması mümkün değil. Bu da daha güvenli olması anlamına geliyor bizim açımızdan. Bir kimyasal olarak patlamanın olmasını yaşamak istemiyoruz. Düşük basınç bize bunu sağlayabilir. Dolayısıyla sıvı yakıt seçeneği çıkıyor. Ciddi bir kazanın olmama oranı artıyor. Ergimiş Tuz Yakıt Çevrimi de daha basit bir çevrim haline gelen yeni bir çevrim olarak önümüze geliyor.”
Prof. Dr. Erbay’ın bir saatlik kapsamlı sunumunun ardından sözü alan Özdebir, “Çok önemli bilgiler verdiniz. Bunların bir kısmı benim boyumu aşan nitelikte bilgiler. Ben nükleerci değilim ama bir sanayici olarak ülkemizin bugüne kadar tabu olan bu alanda özel sektörde rol alarak geleceğimizi inşa etmemiz açısından faydalı olduğuna inandığım için bu konuyu takip etmeye elimden geldiği kadar takip etmeye çalışıyorum. Bu konuyla ilgili dünyanın başka yerlerinden de olumlu mesajlar alıyoruz” dedi.
Toplantı sektör temsilcilerinin ve ASO üyelerinin Erbay’a yönelttikleri soruların Prof. Dr. Erbay tarafından cevaplanması ile sonlandı.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —