Tarih: 14.06.2020 11:28
Asya-Pasifik ülkeleri Egeli ihracatçıların radarında
Ege İhracatçı Birliklerinin (EİB) düzenlediği online video konferansta Tokyo Ticaret Baş Müşaviri Murat Yapıcı, Sydney Ticaret Ataşesi Selçuk Bozok, Melbourne Ticaret Ataşesi Tayfun Kılıç’ın katılımıyla korona virüs sürecinde Japonya ve Avustralya’da alınan tedbirler, ülke ekonomilerinin salgın sonrasındaki durumu, ülkelerin dış ticaretindeki gelişmeler ve gelecek döneme dair fırsatlar masaya yatırıldı.
Dünya ekonomisindeki büyümenin yüzde 60’ını sağlayan, küresel ticaretin ve enerji naklinin çok büyük bir kısmının gerçekleştiği Asya-Pasifik bölgesi, Türk ekonomisi ve Türk ihracatçısı için stratejik bir öneme sahip. Dengeleri değiştiren pandemi sonrası ihracatçılar için bölgede öne çıkan sektörler gıda ve doğal taş. Bunun yanı sıra Çin’e duyulan güvensizlik Asya-Pasifik ülkeleriyle ikili ticari ilişkilerde konfeksiyon gibi bazı sektörlerin yıldızının parlayabileceği, ibrenin Türkiye’nin lehine çevrileceği görüşleri de hakim. Egeli ihracatçılar, Asya Pasifik bölgesinde Turquality, UR-GE projeleri, fuarlar ve sektörel ticaret heyetleriyle yürüttüğü başarılı pazar stratejisini yeni işbirliği ve ortaklıklarla geliştirerek ihracat menzilini genişletmeyi hedefliyor. EİB’in düzenlediği online video konferansta Tokyo Ticaret Baş Müşaviri Murat Yapıcı, Sydney Ticaret Ataşesi Selçuk Bozok, Melbourne Ticaret Ataşesi Tayfun Kılıç’ın katılımıyla korona virüs sürecinde Japonya ve Avustralya’da alınan tedbirler, ülke ekonomilerinin salgın sonrasındaki durumu, ülkelerin dış ticaretindeki gelişmeler ve gelecek döneme dair fırsatlar masaya yatırıldı.
EİB’in Japonya ve Avustralya’ya ihracatı artışta
Asya-Pasifik ülkelerinde kademeli olarak normale dönülmeye başlandığını söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, dünya ekonomisini doğru okumak ve anlamak adına küresel üretim ve ticaret açısından yeni bir ağırlık merkezi haline gelen Asya Pasifik bölgesindeki gelişmelerin Türk ihracatçısı tarafından iyi izlenmesi gerektiği belirtti. Eskinazi, “Zeytin, zeytinyağı, su ürünleri, kuru meyve, hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar Ege İhracatçı Birliklerinin Asya-Pasifik pazarında güçlü olduğu sektörler. Ocak-mayıs döneminde Türkiye’nin Japonya’ya ihracatı yüzde 27’lik düşüşle 163 milyon dolar, Avustralya’ya ihracatı ise yüzde 10’luk düşüşle 224 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ege İhracatçı Birlikleri ise son 5 aylık dönemde Japonya’ya yüzde 3’lük artışla 40 milyon dolar, Avustralya’ya ise yüzde 1’lik artışla 47 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştı. Japonya ve Avustralya nasıl kendi hinterlandından alışveriş yapıyorsa Türkiye’de ihracatının yüzde 80’ini Avrupa Birliği ülkeleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapıyor. Geri kalan yüzde 20’yi uzak coğrafyaya yapıyoruz. Türkiye’deki bu büyük potansiyelin yeni iş birlikleri ve katma değeri yüksek yatırımlarla Asya-Pasifik bölgesiyle olan entegrasyonumuzu hızlandırmasını ve sürdürülebilir ortaklıklara dönüşmesini istiyoruz” dedi.
Asya-Pasifik’te ihracat çıtası yükseliyor
Jak Eskinazi, yeni fırsat kapılarının aralanması için sıkı mesai yaptıklarını, pazara giriş çalışmalarının sonuçlarını aldıklarını söyleyerek, “Ege İhracatçı Birlikleri olarak Japonya Chiba’daki Foodex Japan Gıda Fuarı’na 20 yılı aşkın süredir milli katılım organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Çin Şanghay’da 5-10 Kasım’da üçüncü kez düzenlenecek Uluslararası İthalat Fuarı’nın milli katılım organizasyonunu da bu yıl biz yapacağız. Uzak Doğu ağırlıklı tüm dünyadan gelecek ithalatçılara Türk ihraç ürünlerini tanıtacağız. Doğal taş sektörümüz ise geçen sene Avustralya’ya düzenlediği sektörel ticaret heyeti sonrasında önemli iş bağlantılarıyla döndü. Gıda ürünlerinin Uzak Doğu pazarına ihracatını artırmak amacıyla "Türk Gıda Ürünlerinin Japonya ve Güney Kore Pazarlarında Tanıtılmasına Yönelik Turquality Projesi"yle iyi bir ivme yakaladık. Türkiye’nin Asya Pasifik bölgesine ihracat menzilini genişletmekte uygulayacağı yol haritasını belirlerken bölgedeki gelişmeleri aktararak geniş bir istişare imkanı sunan Ticaret Müşavirlerimizin rolü ihracatçılar için önem arz ediyor" diye konuştu.
Japonya pazarı için tavsiyeler şu şekilde:
- Japonya’da 111 ülkeye giriş yasağı devam ediyor. Uçuş yasağının ilk kaldırılacağı ülkeler arasında ismi geçenler; Avustralya, Yeni Zelanda, Vietnam ve Tayland. Kısıtlamanın bir süre daha devam edeceği öngörülüyor. Bu sene Japonya’dan yurt dışına akış ihtimaller dahilinde değil.
- İlk 4 ayda Japonya’nın ithalatı yüzde -5,5 ihracatı ise yüzde -9,2 geriledi. IMF’nin Japonya için tahmini 2020’de yüzde 5,2 küçüleceği yönünde.
- Ekonomiyi canlandırmak, krizden çıkışı hızlandırmak için verilen desteğin miktarı 1,85 trilyon dolara ulaştı. Ekonomik önlem paketi Japonya’nın gayri safi milli hasılasının yüzde 40’ına tekabül ediyor.
- Dünyanın en büyük yatırımcı ülkesi ve en büyük dördüncü ithalatçısı. 706 milyar dolarlık ihracatı, 721 milyar dolarlık ithalatı var.
- Ticaretini ve yatırımlarının yüzde 70’ini kendine yakın coğrafyadaki ülkelere Avusturya, Yeni Zelanda, Çin ve Tayland’a yapıyor. Diğer kısım ise Amerika kıtasına, yüzde 10’u ise Avrupa’ya gerçekleşiyor.
- Japon tüketicilerin kaliteli, az yer kaplayan fonksiyonel ürünlere, ambalaja ilgisi ve marka beklentisi, katı oturmuş tüketim alışkanlıkları var. Japon yerli üreticiler, Batılı markalar ve ucuz Asya ülkeleri pazarda.
- İthalatı hammadde, maden, enerji, medikal ürünler, otomotiv ve yan sanayi yoğunluklu. Türkiye’nin Japonya’ya ihracatı son 12 yılda 250 milyon dolardan 500 milyon dolara çıktı. Japonya’ya ihraç edilen ürünler arasında otomotiv, yan sanayi, makinalar, giyim eşyası, tekstil, demir ve çelik, doğal taş, gıda, temel tarım ürünleri yer alıyor. İlk 4 ayda Japonya’da ithalatı artan kalemler eczacılık ürünleri, dayanıklı gıda ürünleri, bireysel ulaşımla ilgili araçlar (bisiklet, moped vs.)
- Firmalar pazara giriş stratejilerini doğru kurgulamalı. Yerel birimlerin kurulması, yurt dışındaki fuarlara katılım, iş heyetleriyle aktif bir süreç izlemek çok önemli. Ege İhracatçı Birliklerinin Türkiye’nin ilk sanal fuarı Shoedex2020 ile başlattığı dijital girişim devam ettirilmeli, teknolojik imkanlar kullanılarak temaslar artırılmalı.
- Türk firmalar kendilerini Japon markalardan ayrıştıran, özellikli, yenilikçi ürünlere girmeli. Ürün tanıtımına yönelik çalışmalar hızlandırılmalı.
- Japon firmalarının Türkiye’deki varlığı önemli. 248 Japon firmasının şu an Türkiye’de yatırım ve faaliyetleri var. Japonya’nın Türkiye’deki toplam doğrudan yabancı yatırımları 2,9 milyar dolara ulaştı. Yatırımcı çekmek hem Japonya’ya ihracatta hem dünyaya ihracatta büyük önem arz ediyor. Bunun için de Serbest Ticaret Anlaşmaları’na ihtiyaç var. Japonya ile Serbest Ticaret Anlaşmaları kapsamında yapılan müzakerelerde sona yaklaşıldı.
- İki ülkenin diplomatik ilişkileri iyi bir düzeyde seyrediyor. Japon hükümetinin Türkiye ile yaptığı anlaşmalar ticarette güvenilirlik işareti.
- Potansiyel olan ürünler gıdada yoğunlaşıyor. Gıda ürünlerine talepte yüzde 60 artış var. Kuru domates, makarna, pizza vs. ithalatı devam ediyor. Hazır yemeğe bir yönelim var, catering hizmetleri artıyor. Tavuk eti, donmuş sebze-meyve, narenciye, kuru meyve, zeytinyağı, makarna, kuru gıda, meyve sebze, hammadde alımı, tekstil, ayakkabı, mobilya, yazılım potansiyel ürünler arasında. Türkiye’den Japonya’ya yapılan süt ürünleri peynir ihracatı devam ediyor.
- UR-GE projeleri, sektörel ticaret heyetleri, fuarlara katılım önemli. Çin’den uzaklaşma Türkiye’ye belli sektörlerde kaymayı getirebilir. Türkiye’nin konfeksiyonda pay alabileceğini ifade ediyorlar.
Avustralya pazarı için tavsiyeler şu şekilde:
- 1,4 trilyon dolar büyüklüğünde bir ekonomi. Yüzde 80’ini hizmetler ekonomisine yüzde 20’si üretime dayalı bir ekonomisi var. Üretim içerisinde ağırlıklı olarak maden, yüzde 5,5 imalat sanayi var. Tarım, orman, hayvancılık, balıkçılık ürünleri de üretim içerisindeki diğer kalemler.
- Türkiye’nin 10 katı büyüklüğünde coğrafyasıyla geniş maden rezervlerine sahip. Demir cevheri, altın, kurşun, nikelde dünyada birinci sırada.
- 900 bin civarında yabancı öğrenci öğrenim görüyor. Eğitim sektöründen yılda 30 milyar dolarlık gelir elde ediliyor. Eğitimin aksamasından kaynaklı 12 milyar dolarlık kayıp söz konusu. Finans, sağlık ve sigorta diğer öne çıkan sektörler arasında.
- Son zamanda ülkede kuraklığa bağlı hasat daralmaları yaşandı. Orman yangınları, kereste ve tarım sektörünü etkiledi.
- Şu an uçak seferleri tek yönlü yapılıyor. GYSH’nin düşmesindeki en büyük nedenlerden biri hane halkı tüketiminin azalması ve biri de özel sektör yatırımlarının düşmesi.
- Gıda, medikal hijyen ürünleri, ev eşyası elektronik ürünler, oyun konsolları, spor malzemeleri, ev tadilatlarına yönelik inşaat malzemelerinde artış var.
- Ocak-nisan döneminde ihracatı yüzde -7,4, ithalatı yüzde 12,1 daraldı. İşsizlik oranı ise yüzde 6,2. Turizmden yıllık 30 milyar dolarlık bir gelir var. 2021’e kadar tüm yabancı yatırımlar Avustralya Federal Hazine Bakanlığına bağlı Yabancı Yatırım İnceleme Kurulunun iznine tabi olacak.
- Merkez Bankasının haziran ayı öngörüsü ikinci çeyreğin sonunda yüzde -8 civarında çok ciddi bir daralma olacağı yönünde. İhracat ve ithalatta düşüş devam edecek. İthalatın yüzde 1, ihracatın ise yüzde 7 daralması bekleniyor. Haziran ayı itibariyle de ithalatın yüzde 14 daralması bekleniyor.
- Avustralya’nın 2019 ihracatı 270,9 milyar dolar, ithalatı ise 213,7 milyar dolar.
- Maden ülkesi olan Avustralya’nın ticaretinin yüzde 74’ü yani 200 milyar doları maden üzerine. 55 bin tane ihracatçı var. 167 tane firma 200 milyar dolarlık ihracat yapıyor. Tarım, hayvan, gıda sektörü yüzde 11’i oluşturuyor. Diğerleri ise makine teçhizat, medikal ürünler. En fazla ihraç ettiği ise demir cevheri, taş kömürü, doğal gaz, altın, sığır eti ürünleri.
- Avustralya’nın ithalatı her türlü ürünü kapsıyor. Çoğu imalat sektörü ekonominin yüzde 5,5’i, tarım, hayvancılık, gıda balıkçılık ise yüzde 2’nin üzerinde.
- Avustralya kendi kendine yetecek üretim yapmıyor. Her ürünü ithal eden bir ülke. Ticaret yaptığı ülkeler ihracatta da ithalatta da kendi hinterlandındaki ülkeler. Hong Kong’da dahil ihracatının yüzde 40’nı Çin’e yapıyor. Japonya, Kore, ABD, İngiltere en fazla ihracat yapılan diğer ülkeler. İthalatın dörtte birini Çin’den, yüzde 12’sini ABD’den yapıyor. Japonya, Tayland gibi ülkeler de en fazla ithalat yaptığı ülkeler. Türkiye, Avustralya’nın ihracatında 32. ithalatında 36. sırada. 2019’da Türkiye’nin Avustralya’ya ihracatı 661 milyon dolar.
- Türkiye, Avustralya’ya her ürün grubunda ihracat yapıyor. Bu da her sattığımız üründe potansiyelin fazla olduğunu gösteriyor. Sebze meyve ürünleri ihracatımızın 6’da birini oluşturuyor. Demir çelik, kara ulaşım araçları- aksam ve parçaları, elektrikli makineler, doğal taş ürünleri, tekstil, hazır giyim, ayakkabı, ağır sanayi iş makinaları, inşaat malzemeleri, kimyasallar en fazla ihracat yaptığımız ürünler.
- Gümrük vergisi yüzde 0 ile 5 arasında değişiyor. Bir günlük uçuş mesafesinde olduğu için zaman farkı dezavantaj. Avustralya’nın vize uygulaması da söz konusu. Kilogram sorunu nedeniyle elektro manyetik mekanik cihazlar gönderilemiyor. Yaş meyve ithalatı sınırlandırılmış durumda.
- Türk firmalar ürünlerini internet üzerinden ürünlerini satmaya çalışıyor. Normalleşme sonrası Türk firmaları Avustralya’ya gidip alıcılarla birebir görüşmeli. Türkiye’nin ihracat yaptığı bütün kalemlerde potansiyeli mevcut.
- Avustralya’nın 500 milyon dolarlık süt mamulleri peynir ithalatı var. Yarısını Yeni Zelanda ve ABD’den diğer kısmını ise AB ülkelerinden yapıyor. Biyo güvenlik konuları nedeniyle diğer ülkelerden yasak.
- 8 milyon dolarlık kurutulmuş domates ithalatında Türkiye bir numarada. Pandemi süreci gıda açısından Türkiye için bir fırsat. Büyük bir etnik pazar var. Zincir marketlerde Türkiye, Orta Doğu, Arap ülkeleri, Yunanistan ve Doğu Akdeniz’den gelen ürünleri etnik pazara koyuyorlar. Bu dönemde Türk ürünleri etnik pazar dışında, markette raflarda yerini aldı. Kuru domates, kuru meyvelere, mamul ürünlerine meyve suyuna talep devam ediyor.
- İkamet amaçlı konutlara talep azalmış durumda. Kamunun öncülüğünü ettiği inşaatlar, ofis binaları ve bazı otel yatırımlarında artış var. Şu an yeni inşaata başlanılması öngörülmüyor, erteleme söz konusu. İnşaat sektörü önümüzdeki dönemde en az bir yıl duraksayabilir.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —