Atatürk Üniversitesinden DMD hastaları için umut verici çalışma
Atatürk Üniversitesinden DMD hastaları için umut verici çalışma
Kalıtsal bir kas hastalığı olan Duchenne Musküler Distrofi (Duchenne Muscular Dystrophy-DMD) hastalığına yönelik Atatürk Üniversitesinde görev yapan bilim insanları tarafından geliştirilen proje 1 Milyon TL destek almaya hak kazandı.
Erkek çocuklarda daha yoğun görülen DMD hastalığı, kas dokusu distrofin isimli protein üretimindeki eksikliğe bağlı olarak kaslarda zayıflığa neden olup ilerleyen dönemlerde kalp kası hasarı ile ciddi sonuçlara sebebiyet veriyor. Günümüzde kök hücre ve farklı kalp ilaçları (Cat 1004 iltihap önleyici) kullanılsa da sadece hastalık seyrinin yavaşlatılmasına yardımcı oluyor.
Bu hastalığın tedavisi ile ilgili Atatürk Üniversitesi Aşı Geliştirme ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Demet Çelebi, Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Yıldırım ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Taghizadehghalehjoughi ile ekibinin birlikte yürüttükleri gen transferi ve gen taşıma sistemi tasarımı ile ilgili proje, Türkiye Sağlık Bilimleri Enstitüsü Başkanlığı (TÜSEB) tarafından 2022-AR-GE/Stratejik Sağlık Teknolojilerine Yönelik Ar-Ge Proje Çağrısı ile 1 Milyon TL bütçe ile desteklenmesine karar verildi.
6 farklı disiplinden 9 bilim insanının DMD hastalığına genetik temelli tedavi oluşturulması için araştırma yapacağı projede, DMD hastaları için umut verici yerel tedavi geliştirilecek.
Hastalar ve Aileleri İçin Umut Olacak
Nadir hastalıklar kategorisinde yer alan bu hastalıkla mücadele noktasında geliştirilen projenin aileler için umut olacağını aktaran Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı: “Bacak kaslarındaki zayıflığın ilerleyişinden dolayı çocuklar 9-11 yaşları arasında yürüme yeteneğini kaybederek tekerlekli sandalye kullanmaya başlıyor. 14-15 yaşlarında ise kol kaslarının zayıflamasıyla kollarını da kullanmada zorlanıyorlar. Avrupa ve ABD’de DMD hastalarının yaşam süresi biraz daha uzun ancak ülkemizde hastalar 18-20 yaşında hayatlarını kaybediyor. Yaşanan bu olumsuzlukların önüne geçebilmek için üniversitemiz akademisyenleri öncülüğünde geliştirilen proje ile genetik temelli tedavi oluşturulması için araştırma yapılacak. Bilimsel çalışmalarda öncü olan üniversitemizin değerli mensuplarını geliştirmiş oldukları projeden dolayı kutluyor, sonucun hastalığa şifa getirmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.