Ayasofya Camii ile eşdeğer sayılan Justinianus Köprüsü bin beş yıldır ayakta duruyor

Ayasofya Camii ile eşdeğer sayılan Justinianus Köprüsü bin beş yıldır ayakta duruyor

Ayasofya Camii ile eşdeğer sayılan Justinianus Köprüsü bin beş yıldır ayakta duruyor

Bizans İmparatorluğu döneminde İmparator Justinianus tarafından yaptırılan ve Ayasofya Camii ile eşdeğer sayılan ve bin 500 yıldır ayakta kalmayı başaran Justinianus Köprüsü civarında devam eden kazı çalışmalarında bulunan yapılar daha da belirgin bir hal almaya başladı. Köprü alanında gerçekleşen restorasyon hakkında değerlendirmelerde bulunan Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Serkan Yazıcı, “Justinianus Köprüsü, Roma zamanından beri ayakta duran dünyada en önemli eserler arasında“ dedi.
Serdivan ilçesi Beşköprü mevki’inde bulunan Justinianus Köprüsü, Bizans İmparatorluğu döneminin Anadolu’daki en görkemli eserlerinden biri olarak biliniyor. İmparator Justinianus tarafından yaptırılan ve bin 500 yıldır ayakta kalmayı başaran köprü, Ayasofya Camii ile yaşıt. 375 metre uzunluğunda, 12 kemerli olan köprü UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine girmeyi başardı. Köprünün UNESCO Dünya Mirası Listesine dahil edilebilmesi için Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından ihalesi yapılan ve 29 milyon TL’ye mal olacak restorasyon çalışmaları başlatıldı.
Restorasyon çalışmaları kapsamında arkeologlar tarafından yapılan kazıda köprünün güney cephesinde sarnıç ve hamam yapısı ortaya çıkmıştı. Kazıların ve restorasyon çalışmalarının devam ettiği köprü hakkında değerlendirmelerde bulunan Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Serkan Yazıcı, köprü hakkında bilgiler vererek daha önceki yıllarda köprünün bulunduğu alanda birçok bilim insanı tarafından çalışmalar yapıldığını belirtti. Kazı çalışmalarının sonrasında turistik bir bölge olacağına belirten Yazıcı, yapının Türkiye ve Sakarya için hem turistik hem de kültürel açıdan büyük bir önem taşıdığını söyledi.

Roma zamanından beri ayakta duran dünyada en önemli eserler arasında
Justinianus Köprüsü hakkında değerlendirmeler de bulunan Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Serkan Yazıcı, “Önemli gelişmeler yaşanıyor. Şehrimizin tarihi yapısıyla ilgili olarak UNESCO’nun geçici tarih mirası listesine alınmıştı. Daha sonrasında restorasyon çalışmaları hız kazandı. Önemli bulgulara da erişildiğini duyuyoruz. Bunlar arasında sarnıç ve hamam yapısı da var. Zaten bunlar olmasa bile çok önemli yapı. 375 metre uzunluğunda ve 10 metre yüksekliğiyle bir tarih abidesi orada. Fakat kazı olmazsa bizim gördüğümüz 4-5 metrelik bir kısmı, kazı tamamlanırsa da ortada muazzam bir yapının olduğu meydana çıkacak ve görsel olarak ta daha anlamlı bir hal alacak. Kazı çalışmaları şüphesiz önemli ama bundan önce de birçok bilim insanı Sencer Şahin hoca, Turhan Kaçar hoca gibi çok değerli insanlar bu köprü üzerinde çalışmalar yürütmüşlerdi. Çok ilginç teorilerde ortaya atıldı. Bunlar arasında aslında köprünün inşa edildiği dönem de suyolunun değiştirilmesi nedeni ile kullanılmamış olma ihtimali bile var. Her halükarda muazzam bir abide diye biliriz ki şuan da Roma zamanından beri ayakta duran dünyada en önemli eserler arasında ama yıldızı bir türlü parlamadı turistik ve kültürel anlamda da buradaki varlığından Türkiye’de ve Dünya’da çok az insan haberdar. Bu konuda şüphesiz çalışmaların yapılması lazım” dedi.

Ayasofya ile aşağı yukarı yaşıt bir yapıdan söz ediyoruz
Justinianus Köprüsü; dünyada büyük etki oluşturan ve tekrardan Müslümanlığa kazandırılan Ayasofya Camii ile yaşıt bir yapının olduğunu belirten Yazıcı, “Çok anlamlı bir köprü, Ayasofya ile aşağı yukarı yaşıt bir yapıdan söz ediyoruz. Bu kadar anlamlı işlevini sürdüren ve orijinal formunu koruyabilen Dünyada çok az Roma eseri var. Bu yönleriyle daha anlamlı hale gelmesi gereken bir abide ve şehrimizin kıyısında duruyor. Sunulabilecek çok yönü olduğunu ve ilgi çekecek bir eser haline gelebilecek bir eser olduğunu söyleyebilirim. Etrafının biraz daha açılması lazım şehirler arası yollara çok yakın, erişimi çok kolay bir alan rahatlıkla müze haline getirilebilir. Köprünün bir tarafında apsis var yani dini bir yapı var minik bir kilise var şimdi ortaya çıkan hamam zaten yapının kendisi muazzam güzellikte zaten kazıldıkça görülecek çeşitli dini semboller var. Aslında görülecek çok fazla şey barındıran çok değerli bir alan, müze olarak kullanılabilir ya da başka bir şekilde korunarak insanların izlemesi, görmesi sağlanabilir bunlar da iyi fikirler bence” diye konuştu.

Justinianus Köprüsü, hem şehrin turizmine hem de ülke turizmine değerli katkılar sağlar
Yapının 3 yılda bitmesi için planlama yapıldığını aradan 1 buçuk yıl geçtiğini belirten Yazıcı, “Bende açıkçası gelip geçerken takip ediyorum. Anladığım kadarıyla batıya bakan kısımda henüz kapsamlı bir çalışma yok ama doğuya bakan kısımda hamam ve diğer yapıların bulunmasından bir gelişme var ve zamanla hızlanacaktır. Restorasyonla ilgili yapılan planlama 3 yıllıktı zannediyorum 1 buçuk yılı geride bırakıldı önümüzde ki 1 buçuk yılda da daha fazla şey ortaya çıkacak. Justinianus Köprüsü’nün anlaşılmasını, değerinin anlaşılmasını ümit ediyorum. Roma İmparatorluğunun inşacı imparatorlarından bir tanesi gerçekten çok büyük eserler bırakmış Justinian birçok mirasta ondan bize kalan Anadolu ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde şehrimiz açısından da çok değerli umarım bunu daha çok insan tanır ve hem şehrin turizmine hem de ülke turizmine değerli katkılar sağlar. En doğrusu da en güzel şekilde korunması ve geleceğe aktarılmasıdır” şeklinde konuştu.

Burası müze haline getirildiğinde insanlara ekmek kapısı olabilir
Kazı ve restorasyon işlemleri sonrasında müze haline getirilmesi planlanan alanın birçok insana iş istihdamı sağlayacağını belirten bölge yerlisi 72 yaşındaki Ahmet Eren, “Burada oturuyorum ve bu köprüye yakın. Köprünün çalışmasına 1 buçuk iki sene önce başlandı. Kazılar yapıldı ve ortaya hamamlar çıktı. Burada ki yapının Ayasofya Camii ile aynı yaşta olduğunu söylediler. Yapılan kazı çalışmaları sonrasında burası müze haline getirildiğinde veya başka bir durum olduğunda burada oturan insanlara ekmek kapısı olabilir. Buradaki çalışmalara bittiği zaman bölge de bulunan menkul yapıların değerleneceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.


Güncel 29.09.2020 11:39:20 0

İlginizi Çekebilir

1

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

2

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

3

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

4

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

5

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi

6

Mipo Türkiye'de akıllı telefon pazarının yeni markası oldu

7

Bakan Kacır, TÜBİTAK 31. Bilim Olimpiyatları Ödül Töreni'nde konuştu:

8

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Antalya'da konuştu:

9

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Antalya'da Türk Telekom'un toplantısında konuştu:

10

Çukurova 16. Kitap Fuarı'nın TEKNOFEST standına yoğun ilgi