Aydem Yenilenebilir Enerji’den biyoçeşitliliğin devamı için sürdürülebilir projeler
Türkiye’nin sürdürülebilirliğine sağladığı katkıyla ESG’de (Çevresel, Sosyal, Yönetişimsel) sektörün öncü ve lider şirketi olan Aydem Yenilenebilir Enerji, yatırımlarıyla ülkemizin temiz enerji üretimine katkı sağlarken; sürdürülebilirlik faaliyetleri çerçevesinde biyoçeşitlilik projelerini de hayata geçiriyor.
Biyoçeşitliliğin korunmasının yalnızca bugün değil, sürdürülebilir gelecek için de hayati öneme sahip olduğu bilinci ile hareket eden Aydem Yenilenebilir Enerji; gelişen teknoloji dünyasında göz ardı edilen habitatın daha fazla bozulmaması ve korunabilmesi adına çok sayıda biyoçeşitlilik projesine de imza atıyor.
Türkiye’nin yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan enerji üreten en büyük şirketi Aydem Yenilenebilir Enerji, yeni projesinde tarım zararlısı böceklerle mücadelede biyolojik yöntemi odağına aldı. Şirket, tarıma zarar veren böceklerle mücadelede ekosistem içerisinde en etkin ve faydalı biyolojik yöntem olarak bilinen yarasalar için ‘Yarasa Evi’ projesini Aydın ve Muğla’da hayata geçirdi.
Aydem Yenilenebilir Enerji’nin sürdürülebilirlik yaklaşımı hakkında bilgiler veren Aydem Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Ömer Fatih Keha, “Şirket olarak, doğa dostu iş modelimiz, sıfır atık yaklaşımımız, kaynakları en verimli şekilde kullanmamız gibi döngüsel ekonomi çözümlerimizle sürdürülebilir gelecek için önemli bir rol oynuyoruz. İşimiz gereği ürettiğimiz yenilenebilir kaynaklı elektrik enerjisiyle küresel ısınma, iklim sorunları, ekosistem ve biyoçeşitliliğin korunması dahil dünyamızın sürdürülebilir geleceği için çevresel ve doğa konularında çözümün de bir parçasıyız. Odağımıza aldığımız bu konularla ilgili inovatif projelerimizi bir yandan geliştirmeye devam ederken; diğer yandan da sürdürülebilirlik alanında dünyanın neresinde olduğumuza ilişkin uluslararası bağımsız kuruluşların değerlendirmelerine önem veriyoruz. ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) skorumuzla Vigeo Eiris / Moody’s tarafından, ülkemizde iki kez sektör birincisi seçilerek, bu alanda öncü bir şirket olurken; dünyada ise gelişmekte olan pazarlar alanında da 54 şirket arasında lider olduk. Hedefimiz ESG skorumuzla Avrupa’nın ilk 10 şirketi arasında yerimizi almak. Yenilenebilir enerji sektörünün lideri konumumuzu korumamızı sağlayacak yatırımlarımızla, örnek işlere imza atmaya ve ‘Hayat için Enerji’ üretmeye; işimize, çalışanlarımıza, topluma ve çevreye katma değer sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
Şirketin çevre politikası dahilinde biyoçeşitlilik çalışmalarının ilk sırada yer aldığını hatırlatan Ömer Fatih Keha, “Biyoçeşitlilik çerçevesinde içerisinde geliştirdiğimiz yarasa evleri projesi, ekosisteme sağladığı katkısından dolayı önemsediğimiz projelerin başında geliyor. Denizli Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi işbirliğinde öğrencilerin ellerinden hazırlanan yarasa evleri ile tarım alanlarında yarasa popülasyonunu artırarak, tarımda insan sağlığı açısından zararlı olan böcek ilacı kullanımının önüne geçmeyi hedefliyoruz. Dünyada Covid-19 virüsünün çıkışından dolayı toplumda yarasalara karşı kötü bir algı oluşsa da ekosistemimizi korumak için çalışmalar yaparken; yarasaları asla göz ardı etmememiz gerekiyor. Ekosistemimize önemli katkısı olan yarasalar, çeşitli nedenlerden dolayı tüneme alanı bulamadığında bölgeyi terk etmek zorunda kalıyor. Tarım arazilerine yakın yerlerde yarasa evleri ile onlar için uygun tüneme alanı oluşturacağız. Bu sayede yarasalar bölgede kalmaya devam ederek, popülasyon yoğunluğunu artıracak. İlk etapta Aydın’da faaliyet gösteren Kemer HES ve Muğla’da ise Dalaman HES çevresinde yarasa evlerimizi konumlandırdık. Bizim uzun vade etkisini göreceğimiz sürdürülebilir projemizde, alanında uzman ekiplerle yarasaların bölgede izlemesini de yapacağız. İzleme sonrası projeyi geliştirici gerekli aksiyonları alarak, yarasaların bölgedeki tarıma ve ekosisteme olan katkısını artırmış olacağız” diye konuştu.
Yarasaların ekosistem içerisindeki yerinin çok önemli olduğunu belirten Ömer Fatih Keha, “Yarasaların bölgeyi terk etmemesi ile bölgenin biyolojik dengesi korunmuş olacak. Biyolojik kontrol çalışmaları, kimyasal kontrolden daha etkindir ve daha çok tercih edilir. Yarasalar için yaptığımız bu koruma çalışmaları, orman ve tarım alanları için biyolojik vitamin görevi görecek’’ İfadelerini kullandı.