Tarih: 16.11.2021 13:32
Bakan Dönmez: “Artık kalıpları kıran, kalıplara sığmayan, kendisine dayatılanı kabul etmeyen bir Türkiye var”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, madenciliğin ham maddede bir, ara üründe on, uç üründe ise yüz kata kadar çıkan çarpan etkisine sahip olduğunu belirterek, “Madenlerimiz için böyle bir değer oluşturma imkanımız varken neden ham madde olarak ihraç edelim? Biz madenciliğe dün başlayan veya bu işleri yeni öğrenen bir ülke değiliz. Sadece bugüne kadar Türkiye’ye biçilen rol buna izin vermiyordu. Artık kalıpları kıran, kalıplara sığmayan, kendisine dayatılanı kabul etmeyen bir ülke var” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Tabii Kaynaklar Dairesi Başkanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Madencilik Meclisi tarafından, altın, bakır, kömür, mermer ve krom başta olmak üzere Türkiye’nin yer altı kaynakları hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi amaçlanan “Türkiye Madencilik Sektörü Gelişim Raporu” tanıtımı düzenlendi. Tanıtım programına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan ile madencilik meclisi üyeleri katıldı.
Covid-19 aşılarının devreye girmesi ile ekonomilerde hızlı bir küresel toparlanmaya girildiğini ifade eden Bakan Dönmez, maden ürünlerine olan talebin hızlı bir artış gösterdiğini dile getirerek, “Bu süreçten elbette bizler de etkilendik. Ancak dünyanın geneliyle karşılaştırıldığında Türkiye, diğer ülkelerden daha hızlı bir şekilde toparlandı. Maden ihracatımız 2021’in ilk 9 ayında 4,38 milyar dolara yükseldi. Geçen yılın aynı dönemine göre ihracatımız yüzde 48’lik bir artış gösterdi. Geçtiğimiz Eylül ayında 584,3 milyon dolarlık maden ihracatı yaptık. Geçen yılın aynı dönemine göre burada yakaladığımız artış oranı da yüzde 39,1 oldu” dedi.
Madencilik sektörünün 2020 yılında GSYİH’e katkısı 59,2 milyar lira
Madenciliğin gerek istihdama gerekse gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) yaptığı katkıyla öne çıkan sektörlerin başında geldiğine dikkati çeken Bakan Dönmez, “2009 yılında madencilik sektörümüzün GSYİH’ye katkısı 11 milyar lira iken, 2020 yılında bu sayı 6 kat artarak 59,2 milyar liraya yükseldi” diye konuştu.
Madende son 10 yıllık üretiminin tamamı sadece 2020 yılında üretildi
Üretimin de önemli başlıkları arasında olduğunu ifade eden Bakan Dönmez, “Son 10 yılda ülkemizde ortalama 723 milyon ton seviyesinde üretim yapıldı. Sadece 2020 yılında yapılan üretim ise 713 milyon tonu buldu” dedi.
“Dünya’da üretimi yapılan 90 maden türünün 80’ini elimizde bulunduruyoruz”
Türkiye Madencilik Sektörü Gelişim Raporu’nda yer alan bir noktaya daha değinmek istediğini söyleyen Bakan Dönmez, şöyle devam etti:
“Ülkemiz bor, perlit, trona, pomza, bentonit, pirofillit, feldspat, zeolit, barit, manyezit, krom, linyit, jips, mermer ve çimento ham maddelerinde Dünya’da en büyük rezervlere sahiptir. Dünya’da üretimi yapılan 90 maden türünün 80’ini elimizde bulunduruyoruz.”
Bakan Dönmez, dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80’inin Türkiye’de bulunması bilgisinin faydalı bir bilgi olduğunu belirterek, “Ancak bunun altını doldurmamız gerekiyor. Neyle? Teknolojiyle. Neyle? Ar-Ge ile. Neyle? daha fazla uç ürünle. Ülkemizde uç ürün sağlayan 1 adet bakır izabe,1 adet alüminyum izabe, bir adet demir pelet tesisi vardır. Son yıllarda yapılan yatırımlarla Kurşun-Çinko İzabe Tesisi de çok kısa bir zaman sonra faaliyete geçecek inşallah” diye konuştu.
“Artık kalıpları kıran, kalıplara sığmayan, kendisine dayatılanı kabul etmeyen bir Türkiye var”
Madenciliğin ham maddede bir, ara üründe on, uç üründe ise yüz kata kadar çıkan çarpan etkisine sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Madenlerimiz için böyle bir değer oluşturma imkanımız varken neden ham madde olarak ihraç edelim? Neden ham madde olarak ihraç ettiğimiz ürüne 5 katına, 10 katına tekrar ithal edelim? Biz madenciliğe dün başlayan veya bu işleri yeni öğrenen bir ülke değiliz. Sadece bugüne kadar Türkiye’ye biçilen rol buna izin vermiyordu. Artık kalıpları kıran, kalıplara sığmayan, kendisine dayatılanı kabul etmeyen bir ülke var.”
“Maden sahaları Türkiye’nin can damarıdır”
Madencilik sektöründe, “Maden de bizim, doğa da bizim” ilkesiyle ilerlediklerini ifade eden Bakan Dönmez, “Madencilik sektörümüze, belirli bazı zümreler tarafından maalesef olumsuzca yorumlar ve eleştiriler oluyor. Artık madenciliğin sadece tüketici bir sektör konumunda olmadığının farkına varılmalı. Teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeliyiz. Maden sahaları, istihdam edilecek işgücünün arttırıldığı ve maden bölgelerindeki ekonomik ve endüstriyel değişimin giderek arttığı Türkiye’nin can damarıdır” diye konuştu.
Madencilik faaliyetlerinin, sanayi için önemli olan ham madde tedariğini sağladığını belirten Bakan Dönmez, “Bu ürünleri üretmediğimiz taktirde mecburen dışa bağımlı hale geleceğiz, dışa bağımlılığımız artacak” dedi.
Madencilik sektöründe 10 yılda kadın istihdamı yüzde 106 arttı
Türkiye Madencilik Sektörü Gelişim Raporu’na göre, madencilik sektöründe sosyal gelişim doğrultusunda sektörde çalışan kadın istihdamının, 2010 yılına göre yüzde 106 artarak 5 bin 732 olarak gerçekleştiği bilgisini veren Bakan Dönmez, aynı yıllar arasında erkek istihdamının ise yüzde 2 azalarak 117 bin 212 olarak gerçekleştiğini söyledi.
Eski maden sahalarına 29 yılda 10 milyon ağaç dikildi
Bakan Dönmez, Türkiye Kömür İşletmelerinde (TKİ) madencilik faaliyetleri kapsamında eski maden sahalarına 29 yılda 10 milyon ağaç diktiklerini dile getiren Bakan Dönmez, “TKİ’ye bağlı Manisa Soma’daki Ege Linyitleri İşletmesi Müdürlüğü’ne bağlı sahalarımızda diktiğimiz yaklaşık 7 bin 700 adet zeytin ağacından 6 bin 500 litre zeytinyağı ürettik” diye konuştu.
“Madenciliği çevre karşıtı bir faaliyet gibi göstermek, istihdam ve ihracata hayır demektir”
Bakan Dönmez, şöyle devam etti:
“Tüm bu gelişmelere rağmen halen madenciliği çevre karşıtı bir faaliyet gibi göstermek, buna destek olmak ve bu tür faaliyetleri finanse etmek üretim, istihdam ve ihracata hayır demektir. Akıl, izan ve bilim dışı tamamen ideolojik kaygı ve saiklerle yapılan açıklamaların ve eylemlerin her zaman karşısında olacağız.”
Önce insan ve çevre, sonra madencilik
Bakan Dönmez, her zaman “Önce insan ve çevre, sonra madencilik” ilkesi ile çalışmalarını yaptıklarını ifade ederek, “Ancak her madencilik projesine ideolojik nedenlerle karşı çıkmak madencilik gibi katma değeri yüksek bir faaliyet alanının değersizleştirilmesine ve tartışmaların bilimsellikten uzak sübjektif yargılarla yapılmasına neden olmaktadır. Buna karşı, yapıcı eleştiriyle gelenlere ise kapımız sonuna kadar açık. Bakanlığımız sektörle güçlü bir iletişim halinde. Bizden talep edilen ne varsa, bizden beklenen ne varsa iyi niyet çerçevesinde her türlü adımı atmaya hazırız” diye konuştu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —