Tarih: 25.11.2020 11:44
Bakan Gül’den Libya’ya seyreden ticari gemiye yapılan müdahaleye tepki
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Libya’ya seyreden ticari gemimize yapılan müdahale yetkisizdir ve hukuksuzdur. Uluslararası hukuka dayalı tüm haklarımızı Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak kullanacağız. Bu hukuk tanımaz eylemler ülkemizi uluslararası hukukun yanında olan kararlı tavrından asla vazgeçiremeyecektir” dedi.
Adalet Bakanı Gül, Adalet Bakanlığı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığınca Ankara’daki bir otelde düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddetle Etkin Mücadele Çalıştayı”na katıldı. Bakan Gül, programda yaptığı konuşmada, küresel ölçekte bölgemizde her gün başka bir hukuksuzluğun yaşandığı bir hukuk sınamasından geçtiğimiz dönemde olduğumuzu söyledi. Bu sürecin aynı zamanda hukuk standartlarıyla övünen bazı ülkelere de gerçeğin aynasını tuttuğunu vurgulayan Gül, “Türkiye ise bugün sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde haksızlığa taviz vermeden ilkeli duruşuyla küresel adaletin, insanlığın onurlu bir temsilcisi konumundadır. Türkiye, adaleti sadece ve sadece kendisi için isteyen bir ülke hiç olmamıştır, olmayacaktır. İşte gemilerimiz Akdeniz’de bu inancın, bu duruşun, bu hukukun, bu adalet anlayışının bayrağını dalgalandırmaktadır. Bu nedenle Libya’ya seyreden ticari gemimize yapılan müdahale yetkisizdir ve hukuksuzdur. Uluslararası hukuka dayalı tüm haklarımızı Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak kullanacağız. Bu hukuk tanımaz eylemler ülkemizi uluslararası hukukun yanında olan kararlı tavrından asla vazgeçiremeyecektir. Türkiye, Libya’da Birleşmiş Milletler tarafından tanınan milli mutabakat hükümetiyle yapıcı ilişkilerini devam ettirecektir” diye konuştu.
"80 günden 55 güne düştü"
2019 ile 2020 yılları arasındaki istatistikleri paylaşan Bakan Gül, “2020’de kadına karşı işlenen suç soruşturmalarının ortalama tamamlanma süresinin 80 günden 55 güne düştüğünü görmekteyiz. Son dönemde tedbirlerin önleyici tedbirler olarak daha yoğun bir şekilde karşımıza çıktığını görüyoruz. Hükmedilen önleyici tedbir kararlarının artışı uygulamanın doğru bir yönde ivme kazandığını ortaya koymaktadır. Yine 2020 yılı içinde 220 kişi hakkında elektronik kelepçe kararı verilmiştir. Elektronik kelepçe uygulaması bir önceki yıla göre yüzde 137 oranında artmıştır. Yine 2020 yılı içinde 449 mağdur hakkında kimlik ve iş yeri değişiklik kararı verilmiştir” şeklinde konuştu.
Bu rakamların bir hassasiyetin ortaya konulduğunu gösterdiğini anlatan Gül, kendileri için asıl meselenin bir istatistik meselesi olmadığını, adalet meselesi olduğunu söyledi. Bir kadının bile şiddet karşısında mağdur ve çaresiz kalmayana kadar bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek zorunda olduklarını kaydeden Gül, “Kadına yönelik mücadele kesintisiz olmalı ve kararlılık sürekli bir şekilde vurgulanmalı ve somut adımlar atılmalı. Bu mücadelede aksayan yönler elbette vardır. Örneğin bir kadın adaletin kapısına gelmişse daha önce bu kapıyı çalmış mı, failinin soruşturma geçmişi var mı bakılmalı. Belki bu zincirleme bir şiddetin parçasıdır, belki daha büyük bir olayın habercisidir. Birbirinden habersiz soruşturma ve kovuşturmalar hakikate ulaştırmayı geciktirir ve adalet duygusunu zedeler. Yine mağduru tekrardan mağdur edecek işlemlerden de kaçınılmalıyız” ifadelerini kullandı.
Bakan Gül, duruşmada iyi hal konusunun da bazen kamu vicdanını yaraladığını hep birlikte gördüklerini ifade ederek, “Kamu vicdanını yaralayan sonuçlara yol açan bu tür kararlardan da kaçınılması yine milletimizin bu süreçte bir beklentisidir. Kanun, ‘uygulamaya cezaları bireyselleştirin’ diyor. Ama kanun, bunun otomatik uygulamayı öngörmüyor. Dolayısıyla kanun, somut ve tatmin edici bir gerekçe öneriyor. Bu konuda da uygulayıcıların, toplumsal vicdanı yine dikkate alacak şekilde uygulamayı bu çerçevede yapacaklarına inancımız tamdır” değerlendirmelerinde bulundu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —