BARÜ’nün projesiyle lityum-sülfür piller geleceğe taşınıyor

BARÜ’nün projesiyle lityum-sülfür piller geleceğe taşınıyor

BARÜ’nün projesiyle lityum-sülfür piller geleceğe taşınıyor

Bartın Üniversitesinin (BARÜ) projesiyle yüksek kapasite değerlerine ve uzun kullanım ömürlerine sahip lityum-sülfür piller geliştirilerek, enerji depolama teknolojileri alanında genç araştırmacılar yetiştirilecek.
Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Fen Fakültesi Biyoteknoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Recep Taş’ın TÜBİTAK 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı dahilinde hazırladığı proje desteklenmeye hak kazandı. “Mikrodalga Yöntemiyle ANi2S4 (A: Zn+2, V+2, Co+2 ve Cd+2) Üçlü Metal Sülfürlerin Sentezi ve Yüksek Performanslı Lityum-Sülfür Bataryaları için S/Katot Tasarımları” adlı projeyle lityum-sülfür bataryalarının düşük maliyetli ve yüksek performanslı kullanımı araştırılacak.

Genç araştırmacılar alana kazandırılacak
Doç. Dr. Taş’ın yürütücüsü olduğu projenin danışmanlığını Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Patat yapacak. Projede, BARÜ Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mahir Gülen ve Fen Fakültesi Biyoteknoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Hamza Dünya ise araştırmacı olarak yer alacak. Ayrıca projede bir yüksek lisans öğrencisi ile bir doktora sonrası araştırmacı da görev alarak enerji depolama teknolojileri alanında tecrübe edinmeleri sağlanacak.

“BARÜ, milli ve yerli yeni nesil batarya için AR-GE yapacak”
Proje hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Taş, “Ülkemiz, yenilenebilir enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Enerji sorunlarının çözülebilmesi için bu kaynakların etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu da yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjinin güvenli, yüksek kapasiteli ve düşük maliyetli olarak depolanması ile mümkündür. Dahası, enerji depolama teknolojisinin geliştirilmesi sayesinde elektrikli araçların yaygınlaşmasını sağlayacağından dolayı petrol gibi fosil yakıtlara olan bağlılığımızı da azaltacaktır. Bu nedenle, enerji depolama alanında yapılacak çalışmaların enerji güvenliğimizi daha ileri seviyelere taşıyacağına inanmaktayız. Bu açıdan bakıldığında, bu projeden elde edilecek lityum-sülfür bataryaların bu alanda yol gösterici olabileceği düşünülmektedir” dedi.

“Bu çalışmanın ticari ürün haline gelme potansiyeli oldukça yüksek”
Doç. Dr. Taş, yüksek katma değerli bir ürün geliştirmek için yola çıktıklarını da kaydederek “TÜBİTAK tarafından açıklanan öncelikli alanlardan biri olan enerji depolama sistemleri ve lityum iyon pilleri, sahip olduğu ekonomik ve ticari potansiyelin yanında, son yıllarda yaşadığımız taşınır elektronik devrimi ile günlük hayatımızı da etkileyecek güce sahiptir. Proje dahilinde yapılması planlanan çalışmalar ile hedeflenen yüksek kapasite değerlerine ve uzun kullanım ömürlerine sahip piller geliştirilecek bu çalışmanın ticari ürün haline gelme potansiyeli oldukça yüksektir. Enerji uygulamalarına yönelik malzemeler geliştirme çalışmaları her geçen gün artarak devam etmektedir. Bu noktada edinilecek deneyim ülkemizde yüksek katma değerli ürünler geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Yapmayı planladığımız çalışmaların ve bu çerçevede geliştirilecek malzemelerin temiz enerji kullanımı ve küresel ısınma gibi çevresel sorunların çözümünde sağlaması öngörülen katkılar önerilen bu projenin en önemli sosyal faydası olarak öne çıkmaktadır” diye konuştu.

“Geleceğin teknolojilerine odaklanıyoruz”
BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ise ülkemizin gelişimine değer katmak hedefiyle geleceğin teknolojilerine odaklandıklarının altını çizerek “Küresel ölçekte yaşanan gelişmeleri yakından takip ederek, ülkemizin ihtiyacı olan öncelikli alanlarda bilim insanlarımızı ve araştırmacılarımızı teşvik ediyoruz. ‘Akıllı Lojistik ve Bütünleşik Bölge Uygulamaları’ ihtisaslaşma alanımız başta olmak üzere yapay zekâdan otomotive, altyapıdan akıllı teknolojilere kadar geleceğin teknolojilerine ilişkin önemli çalışmalar yapıyoruz. Diğer yandan ise nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi yönünde adımlar atarak sürdürülebilir bir gelişim hedefliyoruz. Bu yolculuğumuza sundukları katkılar için Doç. Dr. Recep Taş ile birlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca bizleri hep dahi iyisi için teşvik eden YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖK üyelerimize, iyi dilekleri için TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal’a ve tüm paydaşlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.


Güncel 3.09.2022 11:17:34 0