Başkan Gültak: “Akdeniz, bu işi başarıyla atlattı”
Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediye Başkanı Muhammet Mustafa Gültak, korona virüs sürecini sırça köşklerden yönetmediklerini, sahaya indiklerini ve salgının yayılmaması için çok ciddi çalışmalar yaptıklarını söyledi. Gültak, “Böyle bir pandemi geliyor deseydim, hiç kimse Akdeniz’de yaşamak istemezdi. Herkesin birinci sırada ‘Akdeniz’de hasta çok olur’ dediği bir ilçe gibi gözükürdü ama Akdeniz bu işi başarıyla atlattı. Bu sadece benim başarım değil” dedi.
Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, İhlas Haber Ajansı (İHA) Mersin bürosunu ziyaretinde, korona virüs salgının Türkiye’de ilk görüldüğü andan bugüne kadar ilçe genelinde yaptıkları ve halen devam ettikleri çalışmaları anlattı.
“1 milyonun üzerinde maske üretip dağıttık”
Virüsle mücadeleye bir eczacı olmanın ve 30 yıllık deneyimin avantajıyla başladıklarını belirten Gültak, salgının ilk dönemlerinde Dünya Sağlık Örgütü de dahil birçok çevreden maskeye ihtiyaç olmadığı yönünde açıklamalar yapılmasına karşın, bunun ihtiyaç olduğunu bildiği için ilk yaptığı işlerin başında maskenin geldiğini söyledi. Bu çerçevede, kapalı olan mahalle evlerin 4-5 tanesini açtıklarını dile getiren Gültak, “Kadınlarımızı çağırdık, dikiş makinelerimiz vardı, Toros Devlet Hastanesinden bezini aldık. Günlük 5-6 bin civarında maske ürettik. Bu maskelerden günlük bin adet ihtiyacımızı kendimize aldık, gerisini Toros Devlet Hastanesine verdik. Dolayısıyla Mersin’de sağlık çalışanları açısından çok fazla maske sorunu olmadı. Kendi bölgemizdeki aile sağlığı merkezlerine bile maske gönderdik. Maske üretimimizi ihtiyaçlar azaldığı için iki hafta önce sonlandırdık ama bu süreçte 1 milyonun üzerinde maske üreterek dağıttık” diye konuştu.
“Günlük 100 bin litre solüsyon kullanarak dezenfekte yaptık”
Korona virüsün önlenmesi için baş koşul olan hijyen konusunda da önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydeden Gültak, “İlk günden itibaren Bilim Kurulunun tavsiyesine uyarak, çamaşır suyunu hızlı bir şekilde stokladık. Çünkü biliyorduk ki, çamaşır suyu da ‘yok’ denecek veya pahalanacak ve belediye zarar edecek. Hemen kaç ton gerekeceğini hesaplayarak 3 aylık çamaşır suyu stokladık. Dediğimiz gibi de çıktı ve çamaşır suyunun fiyatı bir anda çok arttı. Çamaşır suyunu, Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda sulandırarak kullandık. Belediyenin farklı birimlerinden elemanlarımızla 150 kişilik ekip oluşturduk. Hepsine maskelerini, eldivenlerini aldık. 65 mahallemizin en riskli olan alanlarında 150 kişilik ekibimizle günlük 100 bin litre solüsyon kullanarak dezenfektemizi yaptık” ifadelerini kullandı.
Caddeleri ve sokakları da bu solüsyonla yıkadıkları bilgisini veren Gültak, “Bunun şöyle bir önemi var; hastalık yayıldığında, virüs sokakta kaldığında, biri hapşırdığında o bölgede oynayacak, gezecek çocuklara bulaşma riski olacaktı. Bizde de bu potansiyel çok yüksek. Dolayısıyla sokakları dezenfekte ettiğimizde kuralları ihlal eden çocuklarımızın hasta olmalarını engelledik” dedi.
“Yoğun noktaları 2 ay boyunca her gün istisnasız ilaçladık”
Ayrıca, aile sağlığı merkezleri, eczaneler, bakkal ve marketlerde yığılmalardan kaynaklı sıkıntılar yaşanabileceğini öngördüklerini ve buraları da 2 ay boyunca her gün istisnasız ilaçladıklarını vurgulayan Gültak, “Günlük gerçekleştirdiğimiz bu sterilizasyonla yayılmanın önüne geçtik. Bunları yaptığımızdan dolayı başarılı olduk. Ayrıca, İstanbul’dan aldığımız 50 cc’lik küçük şişelere dezenfektan doldurduk ve yaklaşık 300 bin adet dezenfektan dağıttık” şeklinde konuştu.
“Sırça köşklerden pandemiyi yönetmedik, sahaya indik”
Başkan Gültak, pandemi süresince hep sahada olduğunu, hem belediye işçilerine hem vatandaşlara moral ve bilgi vererek, kurallara uyulması konusunda uyarılarda bulunduklarını anlattı. Gültak, “Kendimiz de sırça köşklerden pandemiyi yönetmedik, sahaya indik. Sosyal mesafe, maske ve el hijyenini anlattık. Buna dikkat ettikten sonra bu hastalığın geçme şansı çok azalır. Sahada işçilerimize, vatandaşlarımıza moral verdik. Çünkü sen vatandaşa ‘maske’ tak diyorsun, sen kendin takmıyorsun. İnsanların sorunları var, yanlarına gitmiyorsun. Bunu engellemek için liderlerin sokakta olması, çalışması önemlidir diye vatandaşların yanına gittik. Gençlerimize, yaşlılarımıza sürpriz doğum günleri yaptık. 90 yaşında bir teyzemizin doğum gününü kutladık ki, tahmin ediyorum ilk doğum gününü kutladık. Ayrıca çocuklarımıza oyuncaklar dağıttık. Bazı evlerde sağlık sorunlarıyla ilgili çalışmalar yaptık” dedi.
“Vefa sosyal Destek Grubu ile organize çalıştık”
Bu süreçte hükümetin kurduğu Vefa Sosyal Destek Grubu çerçevesinde vali ve kaymakamla organize çalıştıklarını dile getiren Gültak, Akdeniz Kaymakamlığı ile birlikte günlük en az 350 gıda kolisi dağıttıklarını, her gün ihtiyaç sahiplerine bin 500 sıcak yemek götürdüklerini söyledi. Sadece Akdeniz Belediyesi olarak da 30 bin civarında gıda kolisi dağıttıklarını belirten Gültak, şöyle devam etti:
“2 ay boyunca bu devam etti bunlar. Hala günlük bin 500 sıcak yemek dağıtımı fakirlere gidiyor. Bunun dışında da biz belediye olarak sokağa çıkma yasağının uygulandığı tarihlerde günlük 30 bin ekmek dağıttık. Bunların hepsini Akdeniz Vefa Sosyal Destek Grubu adı altında yaptık. Vatandaş sokağa çıkamıyorsa vatandaşın en acil işi ekmektir, ekmeğini, ilacını götürdük, market ve pazar alışverişlerini yaptık. Hatta Vefa Sosyal Destek Grubu ile zabıtalarımız maaş çekim işlemlerini bile yaptılar.”
“Adanalıoğlu’nda tarım işçilerinin yanında olduk”
Türkiye’nin en çok biber üretilen bölgesi olan Adanalıoğlu Mahallesinde 3 bine yakın tarım işçisi çalıştığına işaret eden Gültak, pandemi sürecinde buradaki tarım işçilerini de yalnız bırakmadıklarının altını çizdi. Gültak, “Buralara sıkça gidip maske ve eldiven dağıttık, dezenfekte işlemlerine dikkat ettik. Buradaki bir hastalık tüm Türkiye’yi etkilerdi. Hastalıklı insanların eldivensiz topladıkları biberlerin 80 vilayeti kontamine etme ihtimali vardır. Böyle bir karantina işleminde de biberler toprakta kalacaktı, üretenler iflas edecekti, ayrıca Türkiye biberi çok pahalı yiyecekti. Bunları yaptık” diye konuştu.
“Akdeniz, bu işi başarıyla atlattı”
Vatandaşın hemen hemen her türlü ihtiyacını Akdeniz Vefa Sosyal Destek Grubu ile koordineli şekilde karşıladıklarını vurgulayan Gültak, “Böyle bir pandemi geliyor deseydim, hiç kimse Akdeniz’de yaşamak istemezdi. Herkesin birinci sırada ‘Akdeniz’de hasta çok olur’ dediği bir ilçe gibi gözükürdü, altyapısı, üstyapısı, konjonktür gereği ama Akdeniz bu işi başarıyla atlattı. Bu sadece benim başarım değil” ifadelerini kullandı.