Beyni besleyen ince damarlara uygulanan anjiyo yöntemi dünya tıp literatüründe
Konya Şehir Hastanesinde görevli Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Özdemir’in beyni besleyen ve ulaşılması daha zor ince damarlardaki tıkanıklar için geliştirdiği ve tedavisinde kullandığı anjiyo yöntemi, dünya tıp literatürüne girdi. Bu yöntemle hastalar 10 dakikalık müdahale sonrası oluşabilecek kalıcı engellerden kurtulabiliyor.
Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Özdemir’in beyni besleyen ve ulaşılması daha zor ve hayati bölgedeki ince damarlardaki tıkanıklar için geliştirdiği anjiyo yöntemi dünya tıp literatürüne girdi. Türkiye’de kullandığı bu yöntemle hastalar, 10 dakikalık müdahale ile oluşabilecek kalıcı engellerin de önüne geçiliyor. Türkiye’de bu yöntemin hızla yaygınlaştığını anlatan Doç. Dr. Gökhan Özdemir, inme veya beyin damar hastalıkları olarak bilinen beyin felci durumu beyni besleyen damarların tıkanıklığa bağlı olarak gelişen ve dünyada en sık özürlülüğe ve sakatlığa neden olan bir durum olduğunu söyledi.
“Beyin damar tıkanıklıkları kalp krizinden sonra en sık ölüm nedeni"
Beyni besleyen damarların tıkanması durumunda saniyeler içerisinde kişinin konuşmasının bozulduğunu, ağızda kayma ve gözlerin de dönmeye başladığını belirten Doç. Dr. Gökhan Özdemir, erken müdahalenin hayati önem taşıdığını vurgulayarak, "Bu bizim nörolojide acil bir durumdur. Çünkü o beyin damarı tıkanıklığı eğer devam ederse, kalıcı olarak ileriki dönemde o kişi başkasının yardımına ihtiyaç duyacak şekilde yatağa bağımlı hale gelebilir. Hatta beyin damar tıkanıklıkları ölüme sebep olur ki, şu anda ülkemizde de dünyada da en önemli ölüm nedenleri arasında ikinci sırada gördüğümüz. Beyin damar hastalıkları yani kalp krizlerinden sonra en sık ölüm nedeni bu beyin damar tıkanıkları. Durum acil bir durumdur. İlk birkaç saniye içerisinde damar kandıktan sonra hemen beyin hücreleri ölmeye başlar. Acil ve hızlı bir şekilde bu damarların açılması gerekiyor. İlk altı saat içerisinde özellikle hızlı bir şekilde ulaştırılan hastalarda dramatik olarak bu felcin düzeldiğini biz görüyoruz. Özel kapalı bir yöntemle, anjiyo yöntemiyle beyin damarlarına ulaşılarak o tıkalı damarlardaki pıhtıyı alarak temizleme işlemleri başarılı bir şekilde yapmaktayız. Bu işlemlerin yapılabilmesi için kişinin 7/24 şeklinde hizmet veren ve ülkemizde de birçok yerde bulunan inme hastaları hızlı ve acil bir şekilde ulaştırılması gerekmektedir” dedi.
“Beynin daha uç dallarına ulaşılarak, birçok hastada damarı açarak felcin düzeldiğini gördük”
Geliştirdiği yöntem ile beyni besleyen zor ve kritik tıkalı damarların açıldığını anlatan Doç. Dr. Gökhan Özdemir, “Dünyada ve ülkemizde genelde bu damar tıkanıklıkları, müdahale yapılan beyni besleyen büyük ana arterlere yapılıyor. Fakat beyni besleyen daha ulaşılması zor, daha uç bölgelerdeki damarlara genelde müdahale yapılan bir durum değil. Fakat beyni besleyen bu stratejik alanları besleyen küçük, bu ulaşılması zor damarlar da tıkandığı zaman hastalarda ağır özürlülüklere sebep olabiliyor. Literatürde yaptığı bu yayında, ulaşması zor beynin daha uç dallarına ulaşılarak birçok hastada da yine damarı açarak felcin düzeldiğini gördük. Bu şekilde de yayınımızı yaptık ve literatürde de ilk yayın olarak bunu kabul ettirdik. Beynin ulaşılması zor, daha kıvrımlı, daha uç bölgelere de ulaşılabilirliğini ve müdahale yapılabilirliğini göstermiş olduk” şeklinde konuştu.
“İnme merkezleri dünya standartları, hatta dünya standartlarının da üzerinde”
Vatandaşlara uyarılarda bulunan Özdemir, “Yanınızda anneniz, babanız, kardeşiniz olabilir. Kolunda, bacağında bir kuvvet kaybı, ağzında kayma yani bir felç durumu olduğu zaman hiç bekletmeden hemen acil bir şekilde 112’nin aranması gerekiyor. 112’de görevli arkadaşlar hastalarımızı ilgili merkezlere hızlı bir şekilde ulaştıracaktır. Ülkemizde yeterli sayılı inme merkezi bulunmakta ve 7/24 şeklinde çalışmakta. Bu inme merkezleri dünya standartları, hatta dünya standartlarının da üzerinde hizmet verebilmekte, gerekli müdahaleler yapılmaktadır. Hastalar 10 dakikalık müdahale ile oluşabilecek kalıcı engeller aşılıyor” diye konuştu.