Samsun’da bin 500 kedi ve köpeğin yaşadığı Büyükşehir Belediyesi Güçten Düşmüş Sahipsiz Hayvanlar Bakım Merkezi’ne kaza veya başka sebeplerle getirilen sokak hayvanlarının tedavileri yapılıyor. Yaşam şartları iyileştirilen diğer hayvanlar ise sahiplendiriliyor.
Bünyesinde bulundurduğu kedi ve köpek yaşam alanları, ameliyathane, muayene odası, röntgen ve laboratuvar bölümleri gibi birçok alana sahip Güçten Düşmüş Sahipsiz Hayvanlar Bakım Merkezi yüzlerce hayvana yuva oluyor. Samsun’da bulunan 17 ilçenin 16’sından gelen tüm hasta hayvanlara kucak açan merkez ayrıca kısırlaştırma ve sahiplendirme işlemleri de yapıyor. Günde 40 ile 60 sokak hayvanının kısırlaştırma işlemini yapan merkez ayrıca son 1 yıl içerisinde 700’e yakın hayvanı da sahiplendirdi.
Merkez hakkında bilgi veren Güçten Düşmüş Sahipsiz Hayvanlar Bakım Merkezi Veteriner Başhekimi Emre Pınar, "Bu merkezde biz sahipsiz sokak hayvanlarına hizmet veriyoruz. Kedi ve köpeklerde yavru, anneli yavru, yetişkin, hasta hayvan olmak üzere toplam bin 500 civarında hayvan bulunmaktadır. Burada 17 ilçenin 16’sından gelen tüm hasta hayvanların her türlü tedavisini yapıyoruz. Bafra’da hayvan bakım merkezi olduğu için onun dışındaki tüm ilçelerden gelen hasta hayvanlara biz bakıyoruz. Solunum enfeksiyonlarından ortopedik girişimlerine kadar her şeyi yapıyoruz. Bu konu ile ilgili Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi’yle de bir protokolümüz var. Bizi aşan durumlarda da zaten onlardan yardım alıyoruz. O yüzden hayvanlarımızın hastalıkları fark etmeksizin hepsi burada yapılıyor. 16 ilçeden gelen sağlıklı hayvanlarımıza öncelikli olarak kısırlaştırma işlemleri yapılıyor. Küpeleme işlemleri yapılıp mikroçipleri takılıyor. Kuduz aşıları yapılıyor ve belirli bir süre burada rehabilite edildikten sonra tekrar alındıkları yere bırakılmak üzere ilçe belediyelere geri teslim ediliyor. Günde yaklaşık olarak 40-60 hayvanda kısırlaştırma işlemi yapıyoruz. Haftanın her günü 13.00 ile 16.00 saatleri arasında buraya gelen herkese sahiplendirme yapabiliyoruz. Yılda yaklaşık 600-700 civarında hayvan sahiplendiriyoruz” dedi.
Merkezlerine genelde küpesiz hayvanların getirildiğini ifade eden Pınar, “Küpeli hayvan girişi ancak herhangi bir hastalığı varsa veya bir kaza geçirdiyse olabiliyor. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği küpeli hayvan sağlığına kavuşmuş ise biz onu tekrar doğal yaşam alanına salınması üzerine ilçe belediyelerine teslim ediyoruz. Küpeli hayvan çok agresif olduğunda veya bulunduğu bölgede vatandaşlara saldırma eylemi gösterdiğinde bizlere gelebiliyor. Bu durumlarda da belirli bir süre rehabilite ediyoruz. Hayvanın gerçekten saldırgan olup olmadığını tespit edip, bizlere karşı herhangi bir tehdit oluşturuyor mu diye kontrol ettikten sonra gerçekten saldırgan olduğu kanaatine vardığımızda burada onu misafir etme durumunda kalıyoruz. Ancak herhangi bir saldırganlığı yok ise ilçe belediyelerine teslimatını yapıyoruz. Siz hayvanlara nasıl yaklaşırsanız, onlar da size öyle yaklaşıyor. Bir çocukla konuşur gibi konuştuğunuzda onlar da size o şekilde karşılık veriyor. Konuştuğumuz ses tonu bile çok önemli. Öncelikli olarak hayvan davranışlarını bilmemiz gerekiyor. Tabii ki bu eğitimlerle olacak bir şey. Her vatandaşımız bunu en iyi şekilde anlayabilecek diye bir durum yok ancak ortada herhangi bir tehdit yoksa onu korkutmayalım ve saldırıya geçmesini tetiklemeyelim bu her şey için yeterli olacaktır" diye konuştu.