OSMANİYE - Bir asra yakın ömrüne rağmen ``kendimi turp gibi hissediyorum`` diyen Ömer Gök, ``yaşam iksirinin sigara ve alkolsüz yaşam, sabah kahvaltısında bal ve tereyağı tüketimi ile hormonsuz sebze ve meyve olduğunu`` söyledi. Osmaniye`nin Karacalar köyünde yaşayan Ömer Gök, gerçek doğum tarihinin 1901 olduğunu, ancak babası Gök Musa askerdeyken dünyaya gelmesi ve askerliğin de o dönemlerde 9 yıl sürmesi nedeniyle nüfus cüzdanının, babası askerden döndükten sonra çıkarıldığını söyledi. Ömer Gök, çocukluk ve gençlik yıllarının bir bölümünün Osmaniye`nin dağlarında mavzer, fişek ve ilkel bir silah olan gamalarla geçtiğini, Fransız ve Ermenilerin işgal döneminde Karacalar köyüne yerleştiklerini, o yıllarda, köyde sadece birkaç ailenin bulunduğunu belirtti. Ömer Gök, ``Ermeniler, ineklerimizi, katırlarımızı ve ev eşyalarımızın tümünü aldılar. Osmaniye`nin tamamı Ermenilerin elindeydi. Biz, Ermenilerin korkusundan bir süre Osmaniye`ye giremedik. Daha sonra bizim çetelerimiz topraklarımızda mesafe katedince karayollarına hakim olduk. Çeteler karayolunu kapatınca Fransızlar, Kahramanmaraş ve Gaziantep`i elde etmek için trenlerle Mamure tren istasyonunu topa tuttular, büyük kayıplar yaşadık`` dedi. İslahiye ve Hakkari`de 4 yıl askerlik yaptığını belirten Gök, Osmanlının dağılma sürecine de tanık olduğunu söyledi. Ömer Gök, 7 çocuk, 35 torun ve 25 torun çocuğu bulunduğunu, ilerleyen yaşına rağmen hafızasını hiç kaybetmediğini, hayatı boyunca bir kez rahatsızlandığını ve bu yüzden 8 yıl önce kalbine pil takıldığını ifade ederek, ``Buna rağmen kendimi turp gibi hissediyorum`` dedi. İlk eşi Emine Gök`ü 1992 yılında 85 yaşında kaybettikten sonra bugün 85 yaşında olan ikinci eşi Elif Gök ile evlendiğini bildiren Ömer Gök, şöyle konuştu: ``Ömrümün uzun olması Allah`ın bir lütfu, Allah ömür verdi yaşıyorum. Ancak sağlıklı yaşamam tamamen kendime özen göstermemden kaynaklanıyor. Mutlu evliliğim de ömrüme ömür katıyor. Hayat yalnız çekilmiyor. İkinci eşim benim için ikinci bir hayat oldu.`` Sigara ve alkol kullanmadığını, günde bir litre ayran, pekmez, bir kase yoğurt, kuzu eti ve bulgur pilavı ile sabah kahvaltılarında tereyağ ve bal yediğini, akşamları ise hormonsuz sebze ve meyve tükettiğini anlatan Ömer Gök, ``Bugünkü gençlerin elinde sigara ve alkol görünce çok üzülüyorum. Bizim zamanımızda daha çocuk yaşta sigara ve alkol kullanan yoktu. Yazık oluyor gençliklerine`` dedi.
