Birol Celep: “Salgında yaşanan olumsuz durumu avantaja çevirmek istiyoruz”
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, 23-27 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan ilk sanal gıda fuarı The Fource’un Türkiye’nin imajına ve ekonomisine ciddi katkı sağlayacağını söyledi. Celep, salgında yaşanan problemlere farklı bir açıyla bakarak dezavantajlı durumu avantaja çevirmek amacıyla bir sanal bir platform oluşturduklarını ifade etti.
Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisinin destekleriyle 23-27 Kasım tarihleri arasında "The Fource" adıyla sanal gıda fuarı düzenleyecek. Dünyayı etkileyen korona virüs salgını sebebiyle dijital ortamda düzenlenecek olan fuarda, Türkiye’nin 7 bölgesinde üretilen sağlıklı, katma değerli ürünler; ABD, Çin, Almanya, İngiltere, Orta Doğu ülkeleri başta olmak üzere gıda habitatında yer alan üreticiler, alıcılar, distribütörler, perakendeciler, şefler, restoran ve otel zincirleriyle buluşacak.
“Salgında yaşanılan dezavantajı durumu avantaja çevirmek istiyoruz”
Fuar öncesinde konuşan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, fuarın Türkiye’de gıda sektöründe sanal olarak ilk kez düzenleneceğini belirterek, pandemi sebebiyle dünyada yaşanan değişimin sanal fuarları mecbur kıldığını söyledi. The Fource fuarında Türkiye’de üretilen sağlıklı ürünlerin dünya pazarına sunulacağını söyleyen Celep, bu adımın çok akılcı ve geleceğe doğru atılan önemli bir adım olduğunu ifade etti. Zamanın dünyadaki değişimde en önemli enstrüman olduğunu vurgulayan Celep, “Bunun yanındaki diğer maliyetlere baktığımızda; uluslararası platformda 3 milyon kişinin istihdam edildiği bir fiziksel fuarın ciddi bir değişimine ters salto atıyoruz diyebiliriz, değişim algısı oluşturmaya çalışıyoruz. Bu yapı, Avrupa gibi gelişmiş ülkelerdeki altyapılarla onların ciddi ekonomik değerlerine ters düşen bir yapı; fakat bu yapıda pandeminin sanal fuarımıza sağlayacağı ciddi bir katkı olduğunu gözlemliyoruz. Zaman avantajı, harcama bedellerimiz ve bunların yanında bizim güçlü olduğumuz, ürünlerimizi prezente edeceğimiz platformun bir fiziksel fuar nezdinde olabileceğinin avantajı var. Salgın tüm dünya için problem ama bizler pozitif bakarak farklı düşünerek bu dezavantajı avataja çevirebileceğimiz bir platform oluşturduğunu inanıyoruz” dedi.
The Fourca fuarı, Türkiye’nin imajına ve ekonomisine katkı sağlayacak
Sağlıklı ürünlerin pandemi döneminde öne çıktığını ve bunun verilere de yansıdığını belirten Celep, “Sağlıklı ürün felsefesi bizim sektörlerimizde algı yönetimini farklılaştırıyor. Hem ülke imajımızı yurtdışına prezente edip tanıtmamız hem de bu coğrafyanın bize sunmuş olduğu zengin tarımsal ürünleri öne çıkararak bunlarla değer zinciri oluşturabilmeyi hedeflememiz lazım. Bunların da tanıtımı The Fource fuarımızla gündeme gelecek. Bu üst düzey tanıtımlar ciddi anlamda hem ülke ekonomimize hem ülke imajımıza katkı sağlayacak hem de ülkemizin 7 bölgesinin zengin ürünlerini bu fuarla ciddi olarak tanıtmış olacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Kıvrak zekalıyız, çalışkanız, coğrafyamız zengin fakat doğadan güçlü değiliz”
Celep, dünyanın ve iklim koşullarının değişiminden dolayı sürdürülebilirliğin ön plana çıktığını, gıdanın korunup israftan uzaklaşmanın olmazsa olmaz olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün itibarıyla barajlarda su eksikliğimiz söz konusu. Toprak üretim yapılmıyor, üretilmeyen toprağın hem organik hem inorganik yapısı hem de doğru üretim algısını tüm paydaşlarla bir bütün olarak irdelememiz lazım. Burada zincirin bir tek halkasının bile eksik olması hedefe giden yolda eksikliğimizi beyan ediyor. Benim önerim burada büyük fotoğrafın içerisindeki tüm oyuncuların gerçek anlamda duyarlılığı ve onun içselleştirerek hedefe ulaşacağının bilincinde olması lazım. Bizler güçlü bir yapıya sahip toplumun insanlarıyız. Kıvrak zekalıyız, çalışkanız, coğrafyamız zengin fakat doğadan güçlü değiliz. Onun için doğanın dengesine uygun fleksibilitemizi, aklımızı ve oradaki eksik olan donelerin israfa sebebiyet vermemesi için hep birbirimizle iletişim kurarak algı yönetimini sürdürülebilir hale kılmamız lazım ki rekabetçiliğimiz devam etsin.”