Tarih: 18.05.2022 10:39

Bozkurt’taki selde 17 kişinin öldüğü, 3 kişinin kaybolduğu Ölçer Apartmanının müteahhidi tahliye edildi

Facebook Twitter Linked-in

Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 11 Ağustos 2021 tarihinde meydana gelen sel felaketinde yıkılarak 17 kişinin ölmesine, 3 kişinin de kaybolmasına sebep olan Ölçer Apartmanı ile daha sonra alınan kararla kontrollü olarak yıkılan Rüya Apartmanı’nın müteahhidi tahliye edildi.
11 Ağustos 2021 tarihinde Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yıkılan Ölçer apartmanında yaşayan 17 kişi hayatını kaybetti. Kaybolan 3 kişi de yapılan tüm arama çalışmalarına rağmen bulunamadı. Yıkılan Ölçer Apartmanı’nın müteahhidi Mehmet Özkan’ın inşa ettirdiği aynı dere yatağındaki Rüya Apartmanı da sel felaketinden sonra kontrollü olarak yıkıldı. Soruşturma çerçevesinde Ölçer Apartmanı’nı selden 3 yıl önce yapan müteahhit Mehmet Özkan hakkında gözaltı kararı çıkartıldı. Sel felaketinin ardından Bozkurt ilçesinden ayrılan Mehmet Özkan, İstanbul Esenyurt’ta polis ekiplerince gözaltına alındı. İstanbul’daki işlemlerinin ardından Kastamonu’ya getirilen Mehmet Özkan, İnebolu Adliyesine sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan Özkan, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İddianamede ‘taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma’ suçundan cezalandırılmaları istendi
Olayla ilgili tutuklu Mehmet Özkan ile tutuksuz yargılanan Mimar Levent Mutlu, mühendis Ahmet Ersöz, Salim Terzi ve Şadi Yıldırım hakkında başlatılan soruşturma çerçevesinde hazırlanan iddianamede, sanıkların sel ve taşkın riski taşıyan Bozkurt ilçesinde mevzuata ve yapı tekniğine aykırı şekilde gerçekleştirdikleri eylemlerin sonuçlarını gördükleri, ancak buna rağmen mevzuata ve tekniğe aykırı olarak sorumlu eylemleri gerçekleştirdikleri, şüphelilerin öngördüklerini, ancak gerçekleşmesini istemedikleri neticesinin 11 Ağustos 2021 tarihindeki sel felaketinde gerçekleştiği belirtilerek sanıkların bilinçli ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçunu işledikleri ifade edilerek cezalandırılması istendi.

Sanıklar hakim karşısına çıktı
İddianamenin kabul edilmesinin ardından sanıklar hakkında İnebolu Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava görülmeye başlandı. Davanın ilk duruşmasında hakim karşısına çıkan sanıklar savunma yaptı. Duruşmaya sanık Mehmet Özkan ve Levent Mutlu SEGBİS aracılığı ile bağlanırken, Ahmet Ersöz, müştekiler, tanıklar ve avukatlar duruşma salonunda hazır bulundu. Salim Terzi ve Şadi Yıldırım’ın ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadıkları belirtildi. Sanıklar Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamenin okunmasının ardından sanıkların savunmaları dinlendi.

“En son suçlanacak kişi benim”
Duruşmada ilk olarak savunma yapan müteahhit Mehmet Özkan, yıkılan bina gibi dere yatağına yapılan istinat duvarının da incelenmesi gerektiğini söyleyerek, “Müteahhit olarak nasıl ki bizim yaptığımız yıkılan bina inceleniyorsa DSİ tarafından yapılan istinat duvarının da araştırılması gerekmektedir. Bu duvarın yapılmasına izin veren duvarı yapan müteahhidin de soruşturmaya dahil edilmesi gerekmektedir. Bu duvarlar yaparken dere daraltılarak yapılmıştır. Duvar yığma taş arasına kamyonda karılan harç ile yapılmıştır. Bu yüzden beton değeri bilinmemektedir. Bu binanın yıkılmasında kusurum olduğunu düşünmüyorum. İddianameye konu taks ve kat değerlerine ilişkin olarak belediyeden aldığımız evrakları dosyaya sunduk. Taks ve kat değerine girmeyen merdiven boşluğu, balkon gibi değerlerde vardır. Rapor tanzim edilirken mimar olması gerekirken 3 tane inşaat mühendisi olmasından kaynaklı bu hususun gözden kaçırıldığını düşünüyorum. Gerekirse yeniden bilirkişi raporu aldırılmasını talep ediyorum. Proje yapmak benim görevim değildir, projeyi mimar yapar, ruhsatını belediye verir, bu kişiler suçlandıktan sonra en son suçlanacak kişi benim. Sel afeti olduğunda İstanbul’daydım. Sel afetinin olduğu gün kayınvalidem ameliyat olmuştu, bu nedenle dönmeyi düşünmedim. Olayda kusurum olduğunu düşünmüyorum” dedi.

“Böyle bir selin gelebileceğini öngörmemiz mümkün değildir”
Selin öngörülmesinin mümkün olmadığını belirten Özkan, “Apartmanı yapıldığında DSİ tarafından yapılan istinat duvarı Ölçer Apartamına kadar gelmekteydi, ancak Rüya Apartmanını korumamaktaydı. Bu nedenle istinat duvarı yapmak hasıl oldu. Ancak Rüya Apartmanı yapıldıktan sonra dere yatağının içerisinde taş duvar yapıldı, yapmış olduğumuz istinat duvarı, bu taş duvarın arkasında kaldı. Rüya Apartmanı Ölçer Apartmanına göre dereye daha yakındır. Ölçer Apartamına yönelik DSİ tarafından yapılan istinat duvarı olduğundan ayrıca kız kuran kursu arkasından gelen yol olduğu ve bu yolun kapanması gerekeceği için Ölçer Apartmanına istinat duvarı yapılmadı. Böyle bir selin gelebileceğini öngörmemiz mümkün değildir. Olayın bu kadar büyük bir olay olması ve basında bu şekilde haberler çıkmasından dolayı adresimi değiştirdim. Polisler kapıya geldiğinde ise kapıyı kendim açtım ve teslim oldum” diye konuştu.

“Belediyenin vermiş olduğu imar çerçevesinde binayı hazırladım”
Daha sonra savunma yapan mimar Levent Mutlu ise Bozkurt Belediyesi’nin verdiği imar izni dahilinde binanın projesini hazırladıklarını belirterek, “Mimar olarak yıkılan binada kusurum olduğunu düşünmüyorum. Çünkü belediyenin vermiş olduğu imar çerçevesinde binayı hazırladım, yapı denetimde bu binayı inceledi. İşin yapım kısmı ile alakalı olarak da herhangi bir görevim olmadığı için kusurum yoktur. Ben binanın sadece mimari projesini çizdim” şeklinde konuştu.

“DSİ böyle bir sel taşkınını öngöremiyorsa bizim öngörmemizin beklenmesi mümkün değildir”
Ahmet Ersöz, “Binanın betonarme projesi bize geldiğinde gerekli çalışmaları yaptım. Bunları denetim firmasına ve proje denetçisine sundum. Bina bir apartman olması nedeniyle TS 500 yönetmeliğine tabidir. İlgili diğer mevzuata uygun olarak binayı yaptık. Rapor içeriği incelendiğinde binanın mevcut yapısının ilgili mevzuatlara uygun olduğu belirtilmektedir. Bana göre bu olayda taşkın koruma projesi kusurludur. Asıl olarak taşkın koruma projesinin incelenmesi gerekmektedir. Sel taşkın korumayı aşmasaydı bizim binamız yıkılmayacaktı. Binanın yıkılmasının sebebi taşkın koruma projesinin yeterli görevi görememesidir. İddianamede seli öngörmediğimiz için suçlanmaktayım, böyle bir seli öngörmem mümkün değildir. Taşkın anında gelen debi normalin çok üstünde 3 katı civarındadır. Bozkurt havzası yaklaşık 375 kilometre karedir. 500 yılda bir gelebilecek bütün debiler istatistik altına alınır ve gerekli önemler buna göre alınır. DSİ inşaat sektöründe öncü bir kuruluş olup DSİ böyle bir sel taşkınını öngöremiyorsa bizim öngörmemizin beklenmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Müteahhit Mehmet Özkan tahliye edildi
Sanıkların savunmaların dinlenmesinin ardından söz veren müştekiler, sanıklar hakkında şikayetçi olduklarını belirterek cezalandırılmalarını istedi. Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti duruşmayı ileri bir tarihe erteleyerek karartılacak delil olması ve tutuklulukta geçirilen süreye ölçülü olacağı gerekçesi ile Mehmet Özkan’ın tahliye edilmesine karar verdi. Mahkeme heyeti tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına karar verdi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —