Erciyes Teknopark bünyesinde kurulan Klonbiyotek Biyoteknoloji firması tarafından geliştirilen ‘Buzağı ishalinde erken tanı kiti’ seri üretime geçiyor. Seri üretim süreci konusunda bilgiler veren ERÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi ve Klonbiyotek Biyoteknoloji kurucusu İbrahim Sözdutmaz, destekler ile geliştirme sürecini 10 yıldan 3 yıla düşürdüklerini söyleyerek, “Veteriner hekimlikte kullanılan tüm kitleri yerli ve milli olarak geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Geliştirilen ürün ile beraber teşhislerde bir laboratuvara ihtiyaç duyulmayacağını söyleyen İbrahim Sözdutmaz, “Ülkemiz hayvancılığının en büyük problemlerinden bir tanesi, yeni doğan buzağılar da meydana gelen ishal olguları ve ishale bağlı olan ölümler. Bu hastalık olgularının erken teşhisi ve zamanında etkin bir şekilde etkene yönelik tedavisi mümkün olduğu zaman, ülkemizde meydana gelen buzağı ishalleri ve buna bağlı olarak gelişen ölümlerin en aza indirilmesi mümkün. Biz de bu amaçla TÜBİTAK 1512 Tekno Yatırım Sermaye Desteği kapsamında, bir tanı kiti geliştirme sürecine girdik. Buzağı ishallerine sebep olan etkenlerin, etkin bir şekilde tanısını gerçekleştirecek bir tanı kiti geliştirdik. Geliştirdiğimiz tanı kitininde destek almak sureti ile seri üretim sürecine geçtik.
Geliştirdiğimiz tanı kiti, buzağı ishallerine sebep olan etkenlerin hızlı ve etkin bir şekilde teşhisini sağlıyor. Yaklaşık 10 dakika içerisinde bu işlemi gerçekleştiriyor. Buzağı ishallerine sebep olan rotavirüs, koronavirüs, e-coli virüslerinin tanısı hasta başında herhangi bir laboratuvara ihtiyaç duymadan gerçekleştirilmiş oluyor” dedi.
Seri üretim aşamasında aldıkları destekler ile üretim tesislerinin kurulduğunu söyleyen Sözdutmaz, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Klonbiyotek Biyoteknoloji firmamız, TÜBİTAK 1512 Tekno Yatırım Sermaye Desteği kapsamında kuruldu. Öncelikli olarak Erciyes Teknopark ve Erciyes Teknopark bünyesinde bulunan Sera Kuluçka Merkezinde bir ön geliştirme ve prototipleştirme süreci gerçekleştirildi. Sonraki devam eden süre içerisinde de Erciyes Teknopark tarafından kurulan ERBAN Melek Yatırım Ağı üyelerinin yaptığı 3 milyon TL değerleme ile yatırım alındı. Bu yatırımla da şu anda içerisinde bulunduğumuz seri üretim alanı kuruldu ve tesis edilmiş oldu. Geldiğimiz noktada artık bütün eksikliklerimizi gidererek ürünün seri üretim sürecini de tamamlamış durumdayız. Satış ve pazarlama noktasında da aktif olarak çalışmalarımız devam ediyor.”
Firma olarak veteriner hekimlikte kullanılacak bütün kitleri yerli ve milli olarak üreterek yurt dışı pazarlara açılmayı hedeflediklerini söyleyen İbrahim Sözdutmaz, “Seri üretime geçiş noktasında TÜBİTAK 1512 destek programı ile Erciyes Teknopark çatısı altında kurulduğumuzu söylemiştim. Sonrasında da ERBAN Melek Yatırım Ağı bünyesinde aldığımız destekle de firmamızın alt yapımızı oluşturduk. 2020 yılı içerisinde de köpeklerin hastalıklarına yönelik bir projeyi de sonuçlandırdık. Bu kapsamda köpeklerin 2 farklı hastalığı köpek parvovirüs ve köpek korona virüs hastalıklarını da hasta başında teşhis edecek, tanı kitini de seri üretim aşamasına kadar getirdik. Firmamızın ileriye yönelik planları içerisinde veteriner hekimlikte kullanılan ve ithal olarak temin edilen tüm tanı kitlerini yerli ve milli imkanlar ile geliştirmek ve üretmek yer almaktadır. Şu an seri üretim aşamasına getirdiğimiz, buzağı ishal tanı kiti ve köpeklerin 2 farklı hastalığına yönelik ortaya koyduğumuz tanı kitini, önümüzdeki süreç içerisinde de bütün ürünlerimizi geliştirerek, tüm tanı kitleri alanına yaymak ve süreç içerisinde de ülkemizde buna yönelik yapılan ithalatın mümkün olduğunca önüne geçerek ve hatta 2021 yılı içerisinde de dünyaya da ihraç eden konuma gelmeyi hedefliyoruz. Hedeflerimiz arasında veteriner hekimlikte kullanılan tüm tanı kitlerinin yerli ve milli imkanlar ile üretilmesi geliyor. Özellikle aşı ve tanı kiti gibi alanlarda bir ürünün geliştirilmesi ve ticarileşip satışa sunulması aşaması 10 yıl gibi uzun bir süreyi alabilmektedir. Firmamızda TÜBİTAK, KOSGEB ve ERBAN Melek Yatırım Ağı üyelerinden aldığımız yatırım destekleri ile birlikte bu 10 yıllık süreyi 3 yıl gibi kısa bir süreye düşürerek, 2021 yılı içerisinde seri üretim ve satış sürecini başardık. Yine hedeflerimiz arasında aynı şekilde ürünlerimizin yurt dışı pazarlarında kullanılabilmesi için, 2021 yılı içerisinde de ihracatımızı gerçekleştirmek var” dedi.