Çevre yasasına çevrecilerden tepki

Çevre yasasına çevrecilerden tepki

MERSİN - Mersin Çevre Dostları Derneği Başkanı Suna Kılıççı, Türkiye Büyük Millet Meclisi`ne (TBMM) sunulan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarı`nın doğal hayatın ölümü anlamına geldiğini belirterek, tasarıyla birlikte doğal koruma alanlarının özel kanun kapsamından çıkartılacağını söyledi.Mersin Çevre Dostları Derneği üyeleriyle birlikte Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Basın Merkezi`nde açıklamalarda bulunan Kılıççı, 2010 yılı Ekim ayında TBMM`ye sunulan `Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı`nı sert bir dille eleştirdi. Tasarının geri çekilmesini isteyen Suna Kılıççı, tasarıyla birlikte bilimsel çalışmayı zorunlu kılan, ulusal ve uluslar arası ölçekte değer taşıyan alanlara ilişkin karar alma yetkisinin 14`ü bürokratlardan oluşan toplam 20 kişiden oluşacak kurulaverileceğine dikkat çekti. Kılıççı, "Ülkemizin en önemli doğal değerleri, görevleri koruma kararlarıyla çoğunlukla çelişen `yönetici bürokratlar`a emanet edilmektedir. Bu yasayla tüm tabiat kararları, doğal alanları kimlerin nasıl kullanacağıyla ilgili karar verme yetkisi, Çevre ve Orman Bakanlığı`na verilecek" dedi. "YASA CUMHURİYET TARİHİNİN EN KORUMA KARŞITI YASASI OLACAK" Bakanlığın yasadan almış olduğu yetkiye dayanarak gerekli görülmesi halinde doğal alanlarla ilgili izinleri intifa ve ittifak haklarını üçüncü şahıslara devredebileceğinin altını çizen Kılıççı, tasarının yasalaşması halinde böylesi bir düzenlemenin 87 yıllık Türkiye Cumhuriyeti`nde en koruma karşıtı kanun olarak tarihe geçeceğini vurguladı. Geçmişte alınmış bütün SİT, milli park, tabiat parkı gibi statülerin de kullanım/yatırım ihtiyacına bağlı olarak iptal edilebileceğini belirten Kılıççı, bunun yanındaAnadolu`daki su kullanım hakkı sözleşmeleri ile hidroelektrik santralleri yapımı için 49 yıllığına devredilen 2 bin civarında dere ve havzanın, 10 bin civarında olacağı varsayılan mikro hidroelektrik santrallerinin yapılacağı alanların ticarileştirilmesini, ormanların ve meraların şirketlerin kullanımına açılmasını, maden arama ve çıkarma faaliyetlerinin yolunu daha da güçlü açacağını iddia etti. "DERESİ, ORMANI VE SUYU OLMAYAN TOPRAK ÖLÜDÜR" Kılıççı, "Dereler ve o derelerden akan sular, damarlarımızda akan kanımız kadar yaşamsal öneme sahip. Deresi, ormanı ve suyu olmayan toprak ölüdür, buralarda yaşanmaz. Bunu nasıl çocuklarımıza anlatacağız? Canlılar, su olmadan nasıl hayat bulacak? Su hayattır, insan hayatı için bu kadar önemli olan bir şeyi paralı hale getirmek doğru mu?" diye sordu. Daha güzel ve daha temiz bir dünya istediklerini, tek çıkar ve amaçlarının da doğal hayatın ve çevre düzeninin korunması olduğunu dile getiren Kılıççı,çevrenin yok olan havasına, kirletilen mavi denizine, içindeki canlıları yok eden atıklara, çıkarları uğruna doğayı katleden insanlara, zehir saçan fabrikalara, doğal ve temiz koşullar içinde yaşamı kısıtlayanlara karşı olduklarını söyledi. Kılıççı, `Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı`nın geri çekilmesini isteyerek, "Eğer gerekli mücadele verilmezse kaybolan sadece geçmişimiz değil, geleceğimiz de olacak" diye konuştu



Güncel 25.10.2016 05:25:09 0