Cihannüma Derneği Kayseri İl Başkanı Konaç, “Mustafa Yalçın Başkanımıza sahip çıkmak, vatan görevidir”
Cihannüma Derneği Kayseri İl Başkanı Fevzi Konaç, “Van’da terör örgütünün menfaatlerinin önünü kestiği için, terör örgütü ile ilişkili, çalışmadan maaş alan kişileri işten çıkardığı için teröristlerce hedef gösterilen, aleyhinde propaganda yapılan Mustafa Yalçın Başkanımıza sahip çıkmak, vatan görevidir” diyerek, DHKP-C terör örgütü üyesi İbrahim Gökçek’in defni ile ilgili olarak “Mevzuatta bu merasimin tüm detayları bellidir. Bakanlıklar, Valilikler, Kamu Kurumları bunun bir parçasıdır. Bütün illerde bu işin sorumlusu devletin tüm resmi görevlileridir. Belediyeler ise bu işin toprakla buluşmasını temin eden son durağıdır” ifadesinde bulundu.
Cihannüma Derneği Kayseri İl Başkanı Fevzi Konaç, “ Sayın Mustafa Yalçın, emekli olup tam rahat edecekken, Van Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımlar döneminde kendisine ihtiyaç duyuldu. Ve hizmet etmek için o çok zor günlerde Genel Sekreter olarak terör tehdidinin en yüksek olduğu dönemde Van’da görev yaptı. Belediyenin teröre aktarılan enerjisinin önünü keserek, kaynakların vatanın ve milletin asıl sahibi vatandaşa hizmet olarak kullanılmasını sağladı. Bu yüzden terör örgütleri, karşılıksız maaş alan ve işten çıkarılan terör örgütü üyeleri Van’dan ayrılmasına sevindi” dedi.
Konaç, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın ile ilgili olarak, “Kayseri’de görev yaptığı uzun yıllar boyunca tertemiz bir üst düzey bürokrat olarak sevildi ve sayıldı.
Yalçın Başkan’ımıza karşı büyük bir haksızlık yapıldığını hüzünle izliyorum. DHKP-C terör örgütü ve Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in cenazesinin Talas Mezarlığı’nda defnedilmesine verilen tepkilerde hak etmediği bir protesto yaşadığını düşünüyorum. Bu kişi devletin adalet saraylarında yargılanırken, devletin cezaevinde yatarken, bakımı ve ihtiyaçları karşılanırken, devletin hastanesinde tedavi edilirken, devletin aracı ile cenazesi nakledilirken, cenaze merasiminin güvenliği sağlanırken hiç sesi çıkmayanların, son durakta yüksek sesle bağırmalarını hayretle izliyorum. Sevelim veya sevmeyelim, öfke veya nefret kusalım, bu kişinin nüfusuna kayıtlı olduğunu (Talas’ın yerlisi) unutmayalım. Anne/babasının hala burada yaşadığı, aile mezarlığının Cemil Baba Mezarlığı olduğu birinin istek halinde Talas’ta defnedilmesi yasal mevzuat gereğidir. Bu defin işinden Belediye Başkanımızın sorumlu tutulmasını haksızlık ve artniyetli bir yaklaşım olarak görüyorum. İlginç olan ise İbrahim Gökçek bu topraklarda terör örgütü üyesi olarak ölüp gömülen ne ilk kişi, ne de son olacaktır” diyerek şunları söyledi:
“Bu cenazenin ( kişi terörist bile olsa) ailesinden sonra tek sahibi içimiz sızlayarak söylüyor olsak da, devlettir. Bu, sosyal devletin, kişiyi sevmesi veya sevmemesi fark etmeksizin vatandaşına son görevidir. Bu ülkede terör örgütünün katillerinin bile cenazeleri acı ki (!) bu ülke toprağına gömülüyor. Mevzuatta bu merasimin tüm detayları bellidir. Bakanlıklar, Valilikler, Kamu Kurumları bunun bir parçasıdır. Bütün illerde bu işin sorumlusu devletin tüm resmi görevlileridir. Belediyeler ise bu işin toprakla buluşmasını temin eden son durağıdır. Devletin bütün mekanizmaları bu adamın cenazesinde güvenlikten, ulaşıma kadar görev almış ve rol üstlenmiştir. Bütün bunlar ortada iken, kimi çığırtkanların sosyal medyadan yaptıkları yorumlarla, tek ses olarak Belediye Başkanımıza fatura kesmeye çalışması asla kabul edilebilir değildir.
Her türlü terör örgütüne ve yandaşına mesafemiz bellidir. Nefretimiz ve öfkemizde bellidir. En az kendimiz kadar tanıyıp, sevdiğimiz Başkanımızın da tavrı bundan farklı değildir. İnanıyorum ki her Şehid için yüreğinde yangınlar çıkar. Her teröriste bizlerden çok daha fazla lanet eder. Ancak, o bir Belediye Başkanı olarak ilçesinin evliyasından da, eşkiyasından da sorumludur. Bu ahlaki değerlerle yetişmiştir. Kendisine sorsanız toplumun sükûnunun bozulmaması için bu defnin orada yapılmasını belki de istemezdi. Devletin Savcısının başına silah dayayarak Şehid eden tüm teröristlerin can güvenliğini, yine devletin Şehid adayı polislerimiz sağlıyor. Ölüleri yine bu vatan toprağına defnediliyor. Bu yaman çelişkiler elbette ruhumuzu savuruyor. Ancak mevzuat ve insanlığımız ne yazık ki hepimizin elini kolunu bağlıyor. Provakasyonlara karşı da dikkatli olmak gerekir.
Son olarak şunu söylemek isterim; Van’da terör örgütünün menfaatlerinin önünü kestiği için, terör örgütü ile ilişkili, çalışmadan maaş alan kişileri işten çıkardığı için teröristlerce hedef gösterilen, aleyhinde propaganda yapılan Mustafa Yalçın Başkanımıza sahip çıkmak, vatan görevidir. Sen milliyetçisin, ırkçısın, devletçisin diyen o terör gruplarıyla, farklı gerekçe ile aynı çizgide Başkanımıza karşı tavır almak, vatansever hiçbir hemşehrimize yakışmaz. Yasal mevzuatın elini kolunu bağladığı için, ölmüş birinin mezarlığa gömülmesinden dolayı ona karşı, “tabiri caizse” terör grupları ile aynı safta buluşamayız. Başkanımıza hayırlı her işinden dolayı madden ve dua ile sahip çıkmak bize yakışandır. Adam kıtlığı yaşanan bu devirde Başkanımız gibi “Adam Gibi Adamlara” sahip çıkmak görevdir.”