Çocuğunuza ödül de vermeyin ceza da
KOCAELİ – Ailelerin çocuklarına uyguladığı ödül ve ceza yöntemi, çocukta bir ömür travmaya sebep oluyor. Ödül, çocuğun doyuma ulaşmasını engellerken, ceza uygulanan çocuklarda ise şiddete yönelim dikkat çekiyor.
Birçok ailenin çocuklarına uyguladığı ödül ve ceza yöntemi, çocuklarda bir ömür peşlerini bırakmayacak travmaya sebep oluyor. Ailelerin isteklerini yaptırmak için verdiği ödül, çocuğun doyuma ulaşmasını engelliyor. İstekleri gerçekleşmeyen ailelerin verdiği cezalar ise çocuğun öfkeli ve şiddete eğilimli olmasına sebep oluyor. Konunun uzmanları, iki yöntemi de çocuklarda önermiyor.
“Odanı toplamadan dışarı çıkamazsın”
Ödül vermenin sıkıntılarını anlatan Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nden Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi Büşra Günal, “Ödül, çocuklarda yapmasını istediğimiz doğru bir davranışın tekrarlanması için, çocuğa istediği bir şeyi sunmamızdır. Mesela, ’Sınıfını geçersen sana bilgisayar alacağım’ gibi vaatlerde bulunmaktır. Ceza ise çocukta yapmasını istemediğimiz bir davranışı söndürmek ya da tekrarlanmaması için, karşılığında onu istediği bir durumdan mahrum bırakmak ya da ona farklı yapmak istemediği bir şeyi sunmaktır. Nedir mesela? Odanı toplamadan dışarı çıkamazsın gibi. Bunları daha çok çeşitlendirebiliriz. Mesela oyuncaklardan mahrum bırakıp saatlerce beklemesini sağlayabiliyorlar. Telefonu, tableti saklama, dışarı göndermeme, en sevdiği arkadaşından mahrum bırakma, teneffüse çıkartmama. Arkadaşları dışarıda oynarken o sınıfta bekliyor. Bize saçma gelen birçok yöntem kullanılıyor. Ödülü sunduğumuzda çocuğa, çocuk doyumsuzluğa ulaşıyor. ‘Sınıfı geçersen sana bilgisayar alacağım’. Tamam çocuk sınıfını geçti, bilgisayarı aldınız. Bunun ikincisi gelecek. Çocuk bir daha sınıfı geçtiğinde, o zaman daha da büyüyor istekler. Bu sefer ne yapıyor? Çocuk doyuma ulaştığı sürece bunu artık bir sorumluluk olarak görmüyor, ‘Ben sınıfı geçmeliyim’ demiyor. Tamamen ödüle odaklı gidiyor. Çocuğun istekleri arttıkça, ailenin de ondan beklediği sorumluk artıyor. Aslında bu tamamen sorumluluk bilincini oluşturmuş olmuyor. Çocuk tatmin olmuyor. Ailenin geliri de belki buna yetmeyecek bir süre sonra. O yüzden ödül çocuklarda sorumluluk bilincini kaybetmesine sebep oluyor, oluşmamasına sebep oluyor” dedi.
“Ceza alan çocuklarımızda şiddet eğiliminin çok yoğun olduğu gözlemleniyor”
Ceza verildiğinde ise çocuğun kaygı seviyesinin çok yükseldiğini ifade eden Günal, "Mesela bir arkadaşından onu mahrum bıraktınız, oyun oynamaktan mahrum bıraktığınızda çocuk için inanılmaz bir etki oluyor. Büyüdüğünde bile hep aklına gelecek. Çocuklar ailelerin yansımasıdır, ayna gibidir. O çocuk, çocuk olarak kalmayacak, ileride büyüyecek. O da bir anne, baba olacak ve aslında diğer nesli de etkilemiş olursunuz. Çünkü çocuk, anne babasının gördüğünü yapacak. Ceza alan çocuklarımızda şiddet eğiliminin çok yoğun olduğu gözlemleniyor. Öfke krizlerine, öfke nöbetlerine girebiliyorlar. Kendisine ve dışarıdaki çocuklara zarar verebiliyorlar. Bu sefer aileler, ‘Keşke yapmasaydım’ diyebiliyorlar. ‘Keşke’ demeden önce, ödül ve ceza yöntemini önermiyorum. Yerine daha farklı şeyler sunabiliriz” diye konuştu.
“Frontal bölge işlevini kaybediyor”
Beyinde frontal bölgesinin olduğunu söyleyen Günal, “Frontal bölge; muhakeme etme, düşünme ve ilişkilendirme becerilerimizin gerçekleşmesini sağlayan bölgedir. Çocuk size itaat ettiği zaman, artık bunu robotlaştırdığı zaman ne yapıyor? O bölge işlevini tamamen kaybediyor. Çocuğun beyin gelişimi tamamen olumsuz etkileniyor. Bu da ilerleyen tüm yaşlarına etki etmiş oluyor. Özellikle ergenlik dönemindeki çocukların öfke nöbetleri, kendisine ve dışarıya zarar verme potansiyeline gelmiş oluyor. Hayatlarının tüm alanlarını tabii ki de etkiliyor” şeklinde konuştu.
“Sorumluluk sahibi olarak yetiştirmeliyiz”
Ödül ve ceza yerine yapılması gerekenleri anlatan Günal, “Çocuğumuzu küçük yaştan itibaren sorumluluk sahibi bir birey olarak yetiştirmeliyiz. Çocuğun odasını toplamasını mı istiyoruz? Odasını neden toplaması gerektiğini anlatabilmeliyiz. ‘Bu senin sorumluluğun’ diyebilmeliyiz. Küçükken çocukları sorumluluk bilinciyle yetiştirirsek, ceza ve ödülüne zaten gerek kalmayacak. Ödül ve ceza bir süre sonra çıkar ilişkisine dönüyor. Sorumluluk gelişmemiş oluyor ki, ilerleyen yaşlarda sorumluluk bilinci gelişmeyen bir çocuk evlendiğinde, ondan eve ekmek getirmesini bekleyemezsiniz ya da çocuğuna kıyafet almasını bekleyemezsiniz. Çünkü sorumluluk sahibi olmuyor. Bunun yerine yapacağınız en önemli şey, çocuğunuzu küçük yaşta sorumluluk sahibi olarak yetiştirmek. Ayrıca ceza ve ödül değil, önemli olan aranızdaki şefkat ve bağdır. Ne kadar güçlü tutarsanız, zaten çocuk sorumluluk bilinciyle her istediğinizi yapacaktır” ifadelerini kullandı.