Cumhurbaşkanı Erdoğan: “En uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hava harekatlarımızı kesintisiz sürdürürken bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz. Teröristlerin içine saklanarak kendilerini güvende hissettikleri o beton tünellerin mezarları haline geleceği gün yakındır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulunan Erdoğan, ”Bu sabah erken saatlerde yaşadığımız Düzce Gölyaka merkezli 5,9 şiddetindeki depremi hisseden tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Geniş bir alanda etkisini hissettiren depremde yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum” dedi.
Depremin Gölyaka’da çok sayıda binada hasara neden olmakla birlikte vahim bir yıkım ve kayba sebep olmadığını ifade eden Erdoğan, ”Kurumlarımız gereken tespit ve telafi çalışmalarını yürütüyor. Türkiye’yi depreme hazırlamak için son 20 yıldır TOKİ projelerinden kentsel dönüşüm faaliyetlerine kadar bina alt yapımızı yeniliyor, kurumsal kapasitemizi genişletiyoruz. Bu amaçla 2022’yi deprem tatbikat yılı ilan ederek 94 binin üzerinde faaliyet yürütmüştük. Gölyaka depremi hem deprem gerçeğinin ne kadar yakınımızda olduğunu hem de yürütülen çalışmaların hızlandırılması gerektiğini göstermiştir” açıklamasında bulundu.
Dün hizmete açılan Artvin Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile yeni yerleşim yerleriyle yolların hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, gövde yüksekliği bakımından Türkiye’nin en büyük, dünyanın 5. büyük barajı olan Yusufeli’nin Türkiye’nin gelişmesine önemli katkıları olacağının bir kez daha altını çizdi. Erdoğan, “Yusufelili kardeşlerimize evlerini, geçmişlerini, işyerlerini geride bırakıp yeni yerleşim yerlerine taşınarak yaptıkları fedakarlık için teşekkür ediyorum. İlçe merkezindeki konutlarıyla, işyerleriyle, köy evleriyle yepyeni pırıl pırıl bir Yusufeli inşa ederek kardeşlerimize şükranlarımızı ifade etmeye çalıştık. Yılda 5 milyar buradan geri gelmiş olacak. Bu gelirle kendini finanse edecek. 35 milyara bu barajımızı milli bütçeden gerçekleştirdik. Bay Kemal, sonra kaynak nerede deme; yeri gelir milli bütçeden, yeri gelir uluslararası piyasadan ama biz yaparız. Ülkemize gerçekten iftihar verici bir eser kazandırdık. Rabbim hepimizi eseri olmayan gafillerden uzak eylesin diyorum” dedi.
“Dökülen masum kanların hesabı kendisinden misliyle sorulacak ve cezası kesilecektir”
Terör saldırıları ve atılacak yeni adımlarla ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadeledeki kararlılığa bir kez daha vurgu yaptı. Erdoğan, ”İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı saldırı, failleri ve onların bağlantılarıyla birlikte kısa sürede aydınlatılmıştır. Bombayı kuran terörist ve onlara yardımcı kişiler bulundukları yerlerde yakalanarak adalete teslim edilmiştir. Bu eyleme karışan kim varsa, nerede olursa olsun mutlaka bulunacak, dökülen masum kanların hesabı kendisinden misliyle sorulacak ve cezası kesilecektir” diye konuştu.
“Eylemi timsah gözyaşı ile kınayanların gerçek yüzleri hemen arkasından başlattığımız operasyonla ortaya çıkmıştır”
Erdoğan, Türkiye’nin terörle mücadelede önemli bir kabiliyet kazandığını belirterek, ”Türkiye artık ülkemize ve milletimize yönelik saldırılara karışan teröristlerle onlara yardım eden herkesi sınırlarımız içinde ve dışında yakalama, tespit etme, cezalandırma kabiliyetine ve gücüne sahiptir. İstanbul’daki eylemi timsah gözyaşı ile kınayanların gerçek yüzleri hemen arkasından başlattığımız operasyonla ortaya çıkmıştır. Suriye’de kontrolleri altında tuttukları bölgelerden ülkemize yönelik herhangi bir tehdit gelmeyeceği güvencesi veren güçlerin bu sözlerini tutamadıkları ve tutamayacakları son olayla bir kez daha anlaşılmıştır. Biz yaptığımız her anlaşma gibi Suriye sınırlarımızla ilgili ahitlerimize de sonuna kadar sadık kaldık. Ama madem karşımızdakiler kendi sözlerini tutamıyor, yapılan anlaşmanın gereklerini yerine getiremiyor, öyleyse bizim kendi başımızın çaresine bakma hakkımız doğmuştur. Bizim her sözümüz gibi bu beyanımızın da gerisinde çok somut gerekçeler, haklı sebepler, inkarı mümkün olmayan hakikatler var. Şimdi sizlere 2015 yılından bugüne kadar Suriye topraklarından sınır şehirlerimize yönelik saldırıların icmallerini paylaşarak, niçin bu noktaya geldiğimizi göstermek istiyorum. Suriye sınırlarımızdaki Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak illerimize son günlerdekilerle birlikte 764 havan, roket, füze saldırısı yapılmıştır. Bu saldırılarda 32 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 261 vatandaşımız yaralanmıştır. Bölücü terör örgütü ülke içinde eylem yapma kabiliyetini yitirdikçe, sınır ötesinden gerçekleştirdiği saldırılarına ağırlık vermektedir” ifadelerini kullandı.
"Etkisiz hale getirilen terörist sayısı da 13 bin 500’ü bulmaktadır"
Yılbaşından beri terör örgütü elebaşlarının ardı ardına yaptıkları açıklamalarla sivillere yönelik saldırıları teşvik ederek aslında gerçek yüzlerini sergilediklerini kaydeden Erdoğan, ”Bu gerçeği rakamlarla ifade edecek olursak, mesela terör örgütü ülkemiz içinde 2015 yılında 26 eylem, 2016 yılında 44 eylem, 2017 yılında 9 eylem yapmıştı. Bu sayı son yıllarda yılda 2’ye, 3’e düşmüştür. Geçtiğimiz 7 yılda ülkemiz sınırları içindeki yerleşim yerlerinde PKK ve bağlantılı örgütler tarafından yapılan 87 ayrı terör eyleminde ise 153 güvenlik görevlimiz ile 173 vatandaşımız şehit olmuştur. Etkisiz hale getirilen terörist sayısı da 13 bin 500’ü bulmaktadır. Bilhassa çözüm sürecinin ardından ülke içindeki taban desteğini ve silahlı gücünü büyük ölçüde kaybeden, Kuzey Irak’taki varlığı ciddi oranda gerileyen örgüt bütün dikkatini Suriye üzerinde yoğunlaştırmıştır” diye konuştu.
"Bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz"
Batılı ülkelerin terör örgütünün Suriye’deki kolunu PKK’dan ayrıştırma gayretlerinin beyhude olduğunun yaşanan her gelişme ile ortaya çıkmakta olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Ölü, yaralı veya sağ olarak yakaladığımız teröristlerin üzerlerinden çıkan donanımlar ile eğitim gördükleri yerler Suriye’de farklı isimlerle sahaya sürülen örgütün bizzat PKK’nın kendisi olduğu gerçeğini teyit etmektedir. Artık hiç kimsenin bu yalanla karşımıza gelmesine tahammülümüzün olmadığını burada bir kez daha ifade etmek isterim. Uçaklarla, toplarla, SİHA’larla yaptığımız operasyonlar sadece başlangıçtır. Güney sınırlarımızın tamamını ülkemiz topraklarına saldırı imkânı bırakmayacak şekilde bir güvenlik şeridiyle kapatma kararlılığımız her zamankinden daha güçlüdür. Gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi harekatlarla bu şeridin bir kısmını zaten oluşturduk. Kalanlarını da Tel Rıfat, Münbiç, Ayn el Arab gibi çıban başı yerlerden başlayarak adım adım halledeceğiz. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tehditleri sınır ötesinde karşılama ve yok etme stratejimizi hayata geçirmek için gereken faaliyetleri yürütüyor. Hava harekatlarımızı kesintisiz sürdürürken bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz. Teröristlerin içine saklanarak kendilerini güvende hissettikleri o beton tünellerin mezarları haline geleceği gün yakındır” dedi.
Irak ve Suriye yönetimlerinin Türkiye’nin terörle mücadele çerçevesinde yaptığı harekatlar ile güvenli hale getirdiği bölgelerden rahatsızlık duymaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, ”Tam tersine, bizim attığımız bu adımlar Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü de güvence altına alacaktır. Sınırları içindeki diğer devletlerin varlığından, envai çeşit terör örgütünün faaliyetinden rahatsız olmayanlar, Türkiye’ye karşı farklı tavır sergilemeleri, kendi halklarıyla yönetimlerinin bağlarını zayıflatmaktan öte anlam taşımaz. Hep söylediğimiz gibi bizim terk derdimiz, kendi vatandaşlarımızın ve yanı başımızdaki tüm kardeşlerimizin güvenli, huzurlu, müreffeh geleceğini inşa etmektir” diye konuştu.
"Yoğunlaşan saldırılar hiç şüphesiz terör örgütünün ve onu üzerimize salanların Türkiye’nin geleceğine yönelik hesaplarıyla yakından ilişkilidir”
“Son dönemde hem ülke içinde, hem sınır bölgesinde yoğunlaşan saldırılar hiç şüphesiz terör örgütünün ve onu üzerimize salanların Türkiye’nin geleceğine yönelik hesaplarıyla yakından ilişkilidir” diyen Erdoğan, ”Terör örgütüyle, onunla aynı çizgideki yapıların iplerini ellerinde tutanların karın ağrısı bellidir. Bunlar, ülkemizin güven ve istikrar içinde hedeflerine yürümesinden rahatsızlar. Bunlar, ülkemizin kendi siyasi ve ekonomik kararlarını özgürce vermesinden, kendi çıkarlarını cesaretle savunmasından rahatsızlar. Bunlar, ülkemizin küresel krizleri fırsata dönüştürmesinden rahatsızlar. Bunlar, Türkiye’nin bölgesel liderliğini güçlendirmesinden rahatsızlar. Bunlar, bizatihi milletimizin Anadolu’daki bin yıllık varlığından rahatsızlar. Üstelik tüm bu rahatsızlıklarını gizlemeye gerek dahi görmüyor, açıkça da söylüyorlar. Ülkemizin maruz kaldığı hangi haksızlığı, adaletsizliği, nobranlığı kazısak altından hep aynı anlayış, aynı hazımsızlık, aynı husumet çıkıyor. Biz bunu Avrupa Birliği tam üyeliğimizin engellenmesinde yaşandık. Biz bunu, Amerika’yla aramızda vuku bulan F-35 krizinde yaşadık. Biz bunu sınırlarımıza füzeler yağarken ülkemizdeki hava savunma sistemlerinin sökülüp götürülmesinde yaşadık. Biz bunu, Kıbrıs konusunda enerji anlaşmalarına kadar Akdeniz’deki her tartışmada yaşadık. Biz bunu, milyonlarca masumun canını ve onurunu kurtarmak için yaptığımız fedakârlıkların görmezden gelinmesinde yaşadık. Hemen her uluslararası platformda bu bakış açısının emarelerine şahit oluyoruz. Tabii herkes gibi bizim de kendimize göre bir oyun planımız var. Geçmişten aldığımız dersler ışığında Türkiye’nin ve milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa ona göre hareket ediyoruz. Bunu yaparken tahammül sınırlarımızı zorlayan hadiseler karşısında da tepkimizi göstermekten geri kalmıyoruz. En çok da bel altı vuruşlara tevessül edilmesinden üzüntü duyuyoruz. Son dönemdeki hadiseleri de bu çerçevede görüyoruz” dedi.
Terör örgütlerinin amaçlarına ulaşamayacağını dile getiren Erdoğan şunları söyledi:
“İstanbul’da bomba patlatarak Türkiye’nin canını acıtacaklarını sanıyorlar. Sınır şehirlerimize havanlarla saldırarak milletimizin cesaretini kıracaklarını sanıyorlar. Diplomatik ve ekonomik şantajlarla ülkemizi Türkiye yüzyılı yolundan döndürebileceklerini sanıyorlar. Halbuki bilmiyorlar ki, biz artık bu safhaları geçeli çok oldu. Gençler vesayetin burnunu sürten, sokakları karıştırmak isteyen vandalları bozguna uğratan, teröristleri açtıkları çukurlara gömen, darbecileri püskürten, ekonomik tetikçilere eyvallah etmeyen, velhasıl istiklaline ve istikbaline sahip çıkan Türkiye’yi hala sinsi yöntemlerle dize getirmeye çalışanlara mesajımız gayet net; başaramayacaksınız.”
"Cumhuriyetimizin ilk yüzyılını tamamlarken yeni yüzyılına yeni bir başlangıç yapmanın yolu 2023 imtihanından başarıyla çıkmaktan geçiyor"
Küresel finans krizinden Covid-19 salgınına, Rusya-Ukrayna savaşından enerji ve tedarik krizine kadar yaşanan her hadisenin bir gerçeğe işaret ettiğini ifade eden Erdoğan, ”Bu da bizi dize getirmek isteyenlerin kendi güvenlik ve refah düzenlerine yönelik en küçük bir tehdit karşısında aslında kendi dizleri üstüne nasıl kolayca çökebildikleri gerçeğidir. İşte dün itibarıyla 2021 yılı ihracat rakamımız 225.2 milyar dolar idi ve bu aşıldı. 2022 için konulan hedef 250 milyar dolar ve bunu da Allah’ın izniyle aşıyoruz. Köhnemiş küresel yönetim ve ekonomi sistemini yaşatmak için kendilerine kurban arayanlara inşallah 2023’te de aradıkları fırsatı sandıkta benim milletim vermeyecek. Şimdi buradan sesleniyorum, ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum sizler vasıtasıyla hep birlikte çok çalışmamız, milletimizin her bir ferdinin gönlünü kazanmamız şarttır ki Cumhur İttifakı olarak büyük bir zaferle 2023’ün Haziran’ından çıkalım. Aksi takdirde öyle bir vebalin altına gireriz ki Allah muhafaza her iki dünyada da hesabını veremeyiz” değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, ”Cumhuriyetimizin ilk yüzyılını tamamlarken, yeni yüzyılına güçlü bir başlangıç yapabilmenin yolu 2023 imtihanından başarıyla çıkmaktan geçiyor. Bunu da hep birlikte gerçekleştirerek gelecek nesillere her birimizi hayırla yad etmelerini sağlayacak güzel bir miras bırakacağımıza inanıyorum. Kardeşlerim; ülke ve millet olarak bekamıza yönelik tehditlerle mücadelemizi sürdürürken içerideki siyasi gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Hepinizin de bildiği gibi tarih boyunca tüm büyük filozoflar, alimler, yöneticiler siyaset nedir sorusuna hep cevap aramışlardır. Siyaset, kelime kökeni olarak yönetmek, eğitmek, yetiştirmek gibi anlamlara sahiptir. Bu kavramla eş anlamlı olan politika ise, eski Yunan’da doğrudan devletin yönetimine ilişkin faaliyetlere işaret ediyordu. Dolayısıyla siyaset, devletin kimler tarafından hangi programla ve hangi kadrolar tarafından idare edileceğini anlatır. Demokrasilerde seçimlerde halk hangi ittifaka, hangi partiye, hangi lidere bu sorumluluğu verirse ülkeyi o yönetmektedir. Daha önce parlamenter demokrasiyle yönetilen ülkemizde güven ve istikrar ikliminin tesisinde ciddi sıkıntılar yaşanmıştır. Hatırlayın, neler çektik 6 aylık yönetimler, 1 yıllık yönetimler, 15 aylık yönetimler, burada istikrar olur mu? Olmadı, olmaz. Onun için istikrarın olmasına inandığımızdan dolayı ne yaptık? Yönetim sistemini milletimizin teveccühüyle değiştirdik” açıklamasını yaptı.
"Bak Kağıthane’yi Kağıttepe diye ifade eden bir kişiden bu ülkeye cumhurbaşkanı olur mu?”
“Koalisyon dönemlerinin ve onun bir parçası haline gelen vesayet gölgesiyle darbeler zincirinin ülkemize ağır maliyetleri olmuştur” diyen Erdoğan, ”Tarihimizin en büyük yönetim reformlarından birini gerçekleştirerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmek suretiyle hamdolsun bu sorunu çözdük. Yürütmenin temsilcisi Cumhurbaşkanının halkın yarısından fazlasının desteğiyle iş başına gelebilmesi, yeni sistemde yönetimin demokratik meşruiyetini en üst seviyeye çıkarmıştır. Ancak hala bu gerçeklerin farkında olmayan birilerinin varlığını üzüntüyle görüyoruz. Ömründe devlet yönetimine dair -bunlara dikkat edelim, ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum- özellikle Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü dönemi hariç herhangi bir bilgisi, tecrübesi, kabiliyeti olmayan CHP Genel Başkanının devleti yönetme sorumluluğu nutukları atması ise ayrı bir komedi olarak karşımıza çıkıyor. Bu zatın öncelikle ülkenin en büyük ikinci partisinin başında olmasının getirdiği sorumluluk bir yana, herhangi bir vatandaş olarak göstermesi gereken asgari hassasiyetin farkına varması gerekiyor. Bak Kağıthane’yi Kağıttepe diye ifade eden bir kişiden bu ülkeye cumhurbaşkanı olur mu?” dedi.
Erdoğan’ın gündeminde Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalar da vardı. Erdoğan, ”Şimdi söyleyeceklerim belki biraz ağır olacak, ama emin olun hepsi de muhatabının sonuna kadar hak ettiği tespitlerdir. Madem sorumluluktan söz ediyoruz, öyleyse kendi devletini, bütçesini uyuşturucu parasıyla finanse etmekle suçlayan bir haysiyet fukarası sorumluluk lafını ağzına en son alacak kişidir. Kendi devletini borsasının yükselişi üzerinden hançerlemeyi siyaset sanan bir sefil, sorumluluk ifadesinin yanına yaklaşamaz. Kendi devletini, ülkesini mafyaya teslim etmekle itham eden bir zavallı sorumluluk kavramının yanından-yöresinden bile geçemez. Yurt dışına gittiğinde ülkenin ve milletin hayrına tek bir görüşme yapmayıp ne kadar terör örgütü destekçisi, ne kadar Türkiye düşmanı varsa onların ekmeğine yağ sürüp gelen bir gafil sorumluluk lafıyla yan yana gelemez. Teröriste terörist, terör örgütüne terör örgütü deme cesareti olmayan, terör örgütü güdümündeki partiyi ülke yönetimine ortak etmeye çalışan bir namert sorumluluktan söz edemez. Ağzını her açtığında yolsuzluktan, hırsızlıktan, arsızlıktan, ahlaksızlıktan söz edip de kendi belediyelerindeki parti teşkilatlarındaki kepazeliklere gözünü kapatan bir kifayetsiz sorumluluğun S’sinin bile yanına yaklaşamaz. Devraldıkları belediyelerde bırakınız taş üstüne taş koymayı, yapılanları yaşatmayı, başlatılanları sürdürmeyi beceremediklerinden sorumluluk diyerek ortalıkta dolaşması kadar yüzsüzce bir tavır olamaz” değerlendirmesinde bulundu.
"Ağaç diye gevelemeye başladığına göre bu nöbet kendisine geçti"
Türkiye’nin diplomaside önemli bir başarı ortaya koyduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Dünyada ülkesinde orman ve yeşil varlığını en çok artıran bir yönetime ağaç diyerek saldıranların aslında hangi alçak hesapların peşinde olduğunu Gezi olaylarında görmüştük. Şimdi CHP’nin başındaki zat da ağaç diye gevelemeye başladığına göre, demek ki bu nöbet kendisine geçti. Hele bir de dış politikadan söz etmesi yok mu, işte tam da bu noktada insanın artık sözünün bittiği yer diyesi geliyor. Bütün dünya Türkiye’nin Rusya-Ukrayna Savaşından Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşuna kadar her alanda dış politikada elde ettiği başarıları konuşurken, bu zatın dış politika diye eveleyip-gevelemesi karşısında söylenecek her lafı israf olarak görüyoruz” dedi.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmekten dahi aciz olan, kendisine böyle bir siyaset alanı açamamış bulunan bu zata harcadığımız her nefesin fuzuli olduğunu elbette biliyoruz. Ama ola ki bu hezeyanlara kulak kabartanlar varsa, onların yüreklerini ferahlatmayı boynumuzun borcu olarak gördüğümüz için kendisini muhatap alıyoruz. Aynı şekilde haksız, hukuksuz, ahlaksız, pervasız bir şekilde itham ettiği öğretmeninden polisine, sağlıkçısına çiftçisine, muhtarından hakim, savcısına kadar tüm kamu görevlilerinin sahipsiz olmadığını görmesi için kendisine cevap veriyoruz. Bay Kemal, ne bu polis, ne bu öğretmenler, ne bu sağlıkçılar, hiçbirisi sahipsiz değildir, onların yanında ve arkasında biz varız biz. Dışarıdan bakıp da Türkiye’de her türlü yalanın ve iftiranın dolaşıma sokulabileceği vehmine kapılanlar olabilir diye kendisine en ağır ifadelerle mukabele ediyoruz” açıklamasını yaptı.
"Eğer muhalefet liderleri de aynı delikanlılığı gösterebilecekse, buyurun 2023’ü bir demokrasi şölenine çevirelim"
Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunan Erdoğan, “Buna rağmen, mademki bu zat her şeye rağmen ülkenin en büyük ikinci partisinin başındadır, umudumuzu tümden kaybetmek de istemiyoruz. Nitekim bu zatın siyasi hayatında ilk kez bir vizyon açıklamaya hazırlandığın ilan etmesinden memnuniyet duyduk. Bizim asıl yarışmak istediğimiz alan, asıl güreşmek istediğimiz minder, asıl tartılmak istediğimiz kantar işte burasıdır. Biz, muhalefetle polemik siyasetinde değil, eser ve hizmet siyasetinde yarışmak istiyoruz. Biz, muhalefetle mesaimizi sürekli onların yalanlarına cevap vererek değil, Türkiye yüzyılı vizyonumuzun benzeri gayretlerini konuşarak yürütmek istiyoruz. Bize ülkenin ve milletin hayrına programlarla, projelerle, iddialarla gelin canımızı yiyin. Yeter ki, artık bıkkınlık veren şu arsız, yüzsüz, yalan ve iftira üzerine kurulu tek parti devri bakiyesi siyaset üslubunuzdan vazgeçin. Yeter ki, artık kısır siyasi çıkarlarınız, anlık hazlarınız için kendi ülkenize, kendi milletinize, kendi insanınıza ihanet derecesine varacak ifadelerden, tavırlardan uzak durun. Eğer muhalefet pozitif siyaset konusunda samimiyse, işte buradan, AK Parti grubundan Cumhur İttifakı adına söz veriyorum, kendilerinin hiçbir eksiklerini yüzlerine vurmayacağız, hiçbir zayıflıklarının üzerine gitmeyeceğiz, hiçbir gaflarıyla dalga geçmeyeceğiz, çünkü Türkiye eski devir kalıntısı siyaset tarzından artık çok yorulmuştur. Bilhassa gençlerimiz desteksiz atıp tutma, hiçbir şey söylemeden çok laf etme, sırf muhalefet etme adına inatla siyaha beyaz, beyaza siyah deme fanatizmine dayalı siyaseti kesinlikle istemiyor. Ziyaret ettiğimiz şehirlerde ve pek çok programda sıkça bir araya geldiğimiz gençlerimizin, demokrasi, özgürlük, hakkaniyet, adalet, açık yüreklilik, açık fikirlilik konusundaki beklentilerinin en yakın şahidi biziz. Biz kendimizi vizyonumuzla, programımızla, projelerimizle, üslubumuzla geleceğin Türkiye’sini hazırlamak için samimi ve yoğun bir gayret içindeyiz. Dün 2023 hedefleri demiştik, bugün Türkiye yüzyılı diyoruz. Yarın inşallah çok daha ileri adımlarla insanımızın karşısında olacağız. Muhalefetin bu yeni siyaset tarzına ayak uydurması, bizim de işimizi kolaylaştıracaktır, bizi de rahatlatacaktır. Gelin hep birlikte büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için yapabileceklerimizi ortaya koyalım, vizyonlarımızı yarıştıralım, projelerimizi kapıştıralım. Fikri ve fiziki tüm birikimimizi hep birlikte bu doğrultuda seferber edelim. Hayatı boyunca hasbi siyaset tarzıyla, harbi insan ilişkisiyle, ilkeli yönetim anlayışıyla milletimizin gönlünde yer etmiş birisi olarak söylediğim her şeydeki samimiyetimi herhalde kimse sorgulayamaz. Eğer muhalefet liderleri de aynı delikanlılığı gösterebilecekse, buyurun 2023’ü bir demokrasi şölenine çevirelim. Ama eski usulde devam etmeye kalkarlarsa da, hiç kimse kusura bakmasın milletimizin geleceğini kimsenin şahsi ihtiraslarına, karanlık hesaplarına kurban etmeyiz. Şimdi bizde gül var, ama bizde gürz de var” ifadelerini kullandı.
"Siyasette küslük, dargınlık olmaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısının ardından gazetecilerin "Suriye ve Mısır ile görüşme olacak mı?" sorusuna, "Olabilir. Siyasette küslük, dargınlık olmaz. Eninde sonunda en uygun şartta adımlar atılır” cevabını verdi.
AK Parti’ye katılanları rozetleri Erdoğan tarafından takıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısı sonunda AK Parti’ye katılanlara rozetlerini taktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti’den istifa ederek AK Parti’ye geçen Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan, CHP Aydın İl Başkan Yardımcısı iken ayrılan Mustafa Ertekin, Belediye Meclis üyesi Ali Gölgesiz ve Aydın’ın Nazilli ilçesi Dallıca Muhtarı Mustafa Ali Uçar’a rozetlerini taktı.