Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye, bilhassa Doğu Akdeniz’de tehdit, yıldırma ve şantaj diline boyun eğmeyecek"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret etti. Erdoğan, Anıtkabir’deki mesajında, "Türkiye, bilhassa Doğu Akdeniz’de tehdit, yıldırma ve şantaj diline boyun eğmeyecek, uluslararası hukuktan ve ikili anlaşmalardan kaynaklanan haklarını savunmayı sürdürecektir" dedi.
Büyük Zaferin 98’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında, ilk tören Anıtkabir’de düzenlendi. Tören, devlet erkanının Aslanlı Yol’da yürüyüşüyle başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki kortejde, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı kabinesi ve diğer devlet erkanı yer aldı. Korona virüs nedeniyle törene katılanların maske taktığı ve sosyal mesafe kuralına uyduğu görüldü.
Beraberindeki heyetle Aslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine çıkan Erdoğan’ın, ay yıldızlı çelengi bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:
"Aziz Atatürk, bağımsızlığımızın müjdecisi olan Büyük Zafer’in 98’inci yıl dönümünde zatıalinizi ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Bizlere emanetiniz olan Türkiye Cumhuriyetini yüceltmek, güçlendirmek, muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne çıkarmak için çalışıyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023’e ekonomik, askeri, siyasi ve diplomatik bakımdan daha güçlü, daha bağımsız, daha müreffeh bir ülke olarak girmekte kararlıyız. Suriye’den Libya’ya, Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e, enerjiden terörle mücadeleye kadar farklı sahalarda elde ettiğimiz kritik başarılar ülkemizin hak ve menfaatlerini koruma konusundaki irademizin en net göstergesidir. Türkiye, bilhassa Doğu Akdeniz’de tehdit, yıldırma ve şantaj diline boyun eğmeyecek, uluslararası hukuktan ve ikili anlaşmalardan kaynaklanan haklarını savunmayı sürdürecektir. Ruhun şad olsun."