Dedesinin, ’ben giderim, kokum kalır’ sözünü yaşatıyor
Kocaeli’de 1947 yılında dedelerinin mendil satarak açtığı kolonyacı dükkanını devralan torunları, şimdilerde yurt dışında satış yapmaya hazırlanıyor. Hala ilk günkü gibi geleneksel yöntemlerle bin bir çeşit kolonya üreten torunlar, dedelerinin, "ben giderim, kokum kalır" sözünü yaşatıyor.
Hikmet Kırlı, sokakta el arabasıyla mendil ve çorap satarak, biriktirdiği paralarla İzmit’te tuhafiyeci dükkanı açtı. Tuhafiyede çeşitli ürünler satan Kırlı, vatandaşlardan gelen yoğun ilgili dolayısıyla tuhafiyecisini kolonyacıya dönüştürdü. Özel formülle ürettiği kolonyaları satmaya başlayan Kırlı, kısa süre sonra tüm kentte tanınmaya başladı. Onlarca çeşit kolonya üreten Kırlı, tüm kentte ’Kolonyacı Hikmet’ olarak tanınır oldu. Hikmet Kırlı, 1947 yılından 2010 yılına kadar kilometrelerce uzaklıktan gelen vatandaşları çeşitli kokularla buluşturdu. 2010 yılında 93 yaşındayken vefat eden ve öldüğü güne kadar bir an olsun dükkanından ayrılmayan Kolonyacı Hikmet’in torunları, dedelerinden kalma dükkanını işletmeye başladı.
"Ben giderim, kokum kalır"
74 yıl önce dedesinin kurduğu dükkanın başına geçen ailenin 3’üncü kuşak temsilcisi Nejat Olguntürk, kendi ürettiği özel kokuları Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırıyor. Kişiye özel olarak hem parfüm hem de kolonya yapan Olgüntürk, koku çeşitlerinde de bine ulaşmış durumda. Hikmet Kırlı’nın hatırasını sürdüren torun dedesinin, "ben giderim, kokum kalır" sözünü yaşatmaya devam ediyor.
"Özel karışım ve formüllerimiz var"
Dedesinden kalan kolonya üretimini, 3’üncü kuşak temsilci olarak devam eden Nejat Olguntürk, "Kolonyacı Hikmet namıyla bilinen dedem Hikmet Kırlı, dükkanı 1947 yılında açtı. O günden beri İzmit halkına kendi özel formüllerimizle kolonya hazırlamaktayız. Dedem 60 yıl boyunca bu işin başında durdu, vefat ettikten sonra da bu iş, kızlarına ve torunlarına kaldı. Sattığımız kolonya ve parfümlerin tarifi bize ait. Yüzlerce çeşit hammadde olduğu gibi kendi özel karışım ve formüllerimiz de var. Bu sebeple parfüm ve kolonyalardaki koku çeşidi binleri bulabilir. Biz sadece olan kokuyu müşteriye vermiyoruz. Aynı zamanda müşterilerimizin özel isteklerine göre de kokular hazırlıyoruz. Yasemin ağır bir kokudur. Bir müşteri Yasemin alırken hafif bir koku olmasını isterse, Yasemin’in içine farklı kokular karıştırırız. Herkese göre özel formüller geliştiriyoruz. Şu dönemde en çok Mavi Göl ve Lotus Çiçeği adlı kokularımıza rağbet var" dedi.
"Yurt dışına da satışlarımız olacak"
Türkiye’nin her yerine kargoyla satış yaptıklarını söyleyen Olgüntürk, şu ifadeleri kullandı:
"Yakın zamanda yurt dışına da satışlarımız başlayacak. Şehir dışından büyük bir rağbet var. Pandeminin ilk döneminde büyük bir yoğunluk yaşandı. Bu yoğunluktan dolayı hammadde sıkıntısı da yaşandı. Günde ortalama 100 litre kolonya satıyorken, pandemi döneminin başlarında bu rakam 600 litreye kadar çıktı. O dönemde limon kolonyası haricinde diğer kolonyalara da rağbet vardı. Her kolonyamız dezenfektan olarak da kullanılabiliyor. Parfüm ya da kolonya hazırlarken işin en büyük sırrı koku hammaddelerinin yüksek oranda kullanılması ve bu kokuların kaliteli olanlarından kullanılmasıdır. Şuanda dükkanımızın 74’üncü yılındayız ve 100’üncü yılını görmesini çok istiyoruz. Ürünlerimizin hepsi el yapımıdır. Dedemin, "ben giderim, kokum kalır" şeklinde bir sözü vardı. Kendisi vefat etti fakat kokusu gerçekten de burada. Biz de o kokuyu elimizden geldiğince ve ömrümüz boyunca yaşatmaya devam edeceğiz"