MERSİN - MUSTAFA ÜNAL UYSAL - Mersin Üniversitesi (MEÜ) Deniz Kaplumbağaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serap Ergene, caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağalarının popülasyonunun korunmasında temiz çevrenin önemli rol oynadığını söyledi.
Mersin'de caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağalarının önemli yuvalama alanları arasında bulunan Davultepe, Alata, Göksu ve Anamur'daki kumsallara mayıs ayından itibaren anaç kaplumbağaların bıraktığı yumurtaların kuluçka süresi tamamlanıyor.
Yavru çıkışlarının başlamasıyla deniz kaplumbağalarının zarar görmemesi ve doğal dengelerinin bozulmaması için Prof. Dr. Serap Ergene ve beraberindeki ekip, vatandaşlara uyarılarda bulunuyor.
Uyarılarla, çevrenin temiz tutulması ve deniz kaplumbağası popülasyonunun korunması amaçlanıyor. Sahillerdeki uyarı levhalarının yanı sıra vatandaşlara bilgilendirici broşürler dağıtılıyor.
- "Deniz kaplumbağası üreme alanlarını çok iyi korumak gerekiyor"
Serap Ergene, AA muhabirine, Mersin'de deniz kaplumbağalarının 5 üreme alanı olduğunu söyledi.
Bu alanların deniz kaplumbağası popülasyonuna önemli katkı sunduğunu dile getiren Ergene, kumsalların temiz olması gerektiğini vurguladı.
Ergene, vatandaşların da bu bölgelerde dikkatli olması gerektiğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Mersin'deki 5 üreme alanı deniz kaplumbağalarının popülasyonuna oldukça önemli katkı sağlıyor. Davultepe, Kazanlı, Alata, Göksu ve Anamur'u düşündüğümüz zaman yaklaşık olarak yılda 3 bin ile 5 bin arasında yuva sayısı oluyor. Bu da çok sayıda yavrunun denizle buluşmasını anlamına geliyor. Bu kaplumbağa popülasyonunu kurtarır mı? Kurtarmıyor çünkü 1000 yavru canlıdan sadece bir tanesi ergin hayata ulaşıp tekrar bu kumsallara dönebiliyor. O nedenle bütün deniz kaplumbağası üreme alanlarını çok iyi korumak ve koruma altına almak gerekiyor."
Ergene, yavru çıkışları döneminde vatandaşlara önemli görevler düştüğünü belirterek, bu alanları kullananların bilinçli şekilde hareket etmesi gerektiğini aktardı.
- "Kaplumbağalar plastiğe takılıp boğulup ölebiliyor"
Kumsaldaki atıkların deniz kaplumbağası yavrularına zarar verdiğini ifade eden Ergene, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Atıklarımızı kumsallara bırakmayalım. Yuva açtığımızda cam kırıkları görüyoruz, hem deniz kaplumbağaları hem de yuvayı açan yetkililer etkileniyor. Kaplumbağalar plastiğe takılıp boğulup ölebiliyor. Bu dönemde aksi istikamette olan ışıkların kapalı olması gerekiyor çünkü yavrular parlak ışık bulduklarında o ışığa gidiyor. Normalde denizin yakamozunda yollarını bulup denize ulaşırlar. Ellerine almamaları gerekir. Kumsallara araç sokulmaması lazım. Bunların yapılmaması gerekiyor. Bu unsurlar deniz kaplumbağası yuvası ve yavrularına zarar veriyor."
Deniz kaplumbağalarına yönelik uzun yıllardan beri çalışma yaptıklarını, bu süreçte farkındalık oluşturmak için birçok girişimde bulunduklarını anlatan Ergene, şunları kaydetti:
"Bu alanda 20 yıl önce çalışmaya başladığımızda hiç bilgi yoktu. Deniz kaplumbağasının varlığından birçok kişinin haberi yoktu. Biz çalışmalara devam ediyoruz. Bu çalışmalar sırasında halkımızı aydınlatmaya çalışıyoruz, konferanslar veriyoruz, broşürler dağıtıyoruz. Dolayısıyla 10 yıl öncesiyle karşılaştırdığımız zaman insanlar daha bilinçli ve farkındalar fakat bu durum kumsalları doğru kullanmayı sağlayamadı. Hala insanlar pet şişe, plastik atıyor. Kullandıkları her şeyi kumsala bırakıp gidiyorlar. Oysa insana yakışan; 'Seninle geleni seninle götürmektir'. Umarım bu konuda da başarıya ulaşacağız."