Tarih: 23.02.2023 14:11
Deniz kumu sanıldı, kılcal damarlardan yüzeye çıkan sitrik kil olduğu anlaşıldı
Hatay İskenderun’da depremin ardından deniz kumu olduğu düşünülen toprağın, fay hatlarındaki kılcal çatlaklardan yüzeye çıkan sitrik kil olduğunu anlaşıldı.
Kahramanmaraş merkezli iki depremin etkilediği kentler arasında yer alan İskenderun’da onlarca bina yıkıldı ve hasar aldı. Taşıyıcı sistemlerinde herhangi bir hasar oluşmayan sahil bandındaki bazı binalarda ise yatmalar olduğu görüldü. Aynı zamanda yine sahil şeridinde zemindeki kum dikkat çekmişti. Vatandaşların denizden geldiğini düşündüğü kumun aslında sitrik kil olduğu ve yer altından yüzeye çıktığı öğrenildi. Zemin sıvılaşmasının yanı sıra kılcal damarlardan yüzeye fışkıran sitrik killer, pek çok yapıda çökmelere neden oldu. Sahil bandında yıllarca denize doldurarak inşaat faaliyetlerinin yürütüldüğünü ifade eden İskenderun Teknik Üniversitesi Akademisyeni İnşaat Mühendisi Sıtkı Alper Özdemir, "Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen deprem sonucunda fay hatlarındaki kırılmaların neticesinde özellikle zeminde sıvılaşma gerçekleşen bölgelerde çöküntüler gerçekleşti. Fay hatlarındaki kırılmaların sonucunda binaların oturumlarında farklı çökmeler olduğu hatta taşıyıcı sistemlerinde hasar olmayan binaların temellerinde yatmalar yaptığı gözlemlenebiliyor" dedi.
"Yüzeye doğru kılcal damarlardan bir sitrik kil fışkırması gerçekleşti"
Deprem nedeniyle fay hatlarının hareketi sonucu kılcal kırıklardan yukarıya doğru sitrik kilin çıktığını ifade eden Özdemir, "Zeminin kum diye tabir ediliyor ama sitrik kil malzemesi var. Bu da taşıma kapasitesi düşük olan zeminlerin bariz özelliğini içeriyor. Yüzeye doğru kılcal damarlardan bir sitrik kil fışkırması gerçekleşti. Taşıma gücü kapasitesi düşük bulunan ve İskenderun merkezi, Arsuz ve Karaağaç bölgesinde aynı sitrik kil fışkırdı. Kılcal damarlar da çatlakların gerçekleştiği bölgelerde bulunuyor. Bunlar aslında net özelliğini bize veriyor. Şehrin hiçbir noktasında aynı zemin şartlarında değiliz. Hem fay hatlarındaki son durumu hem de sıvılaşma riski açısından bu bölgeleri tek tek tespit ederek raporlamamız ve yapılaşmamızı buna uygun yapmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —