Deprem bölgesinde kesintisiz hizmet veren tıp öğrencileri takdir topladı

Deprem bölgesinde kesintisiz hizmet veren tıp öğrencileri takdir topladı

Deprem bölgesinde kesintisiz hizmet veren tıp öğrencileri takdir topladı

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 6 Şubat depremlerinden sonra bölgeye belirli periyotlarla sağlık hizmeti sunan 6. sınıf 20 tıp öğrencisi takdir topladı. Verdikleri hizmetlerden dolayı sertifika takdim edilen öğrencilerden Elif Büşra Mutlu, “Bizim için oraya gitmemek bir seçenek bile değildi. Ayrıca kariyerimiz adına da çok büyük bir deneyim oldu” dedi.
Geçtiğimiz aylarda tüm Türkiye’yi yasa boğan ve 50 bin kişiden fazla vatandaşımızın ölümüne sebep olan 6 Şubat depremlerinden hemen sonra sağlık hizmeti sağlamak amacıyla Altınbaş Üniversitesi de Dünya Doktorları Derneği ile yaptığı işbirliği çerçevesinde gönüllü son sınıf tıp öğrencilerinin bölgeye ulaşımını sağlamıştı. Haftalık periyodlarla dernek tarafından kurulan mobil sağlık noktalarında geleceğin doktorları ve aynı zamanda üniversite bünyesinde bulunan hastaneden hemşireler depremzedelere birinci ve ikinci kademe sağlık hizmet sundu. Afet bölgesinde verdikleri hizmetten dolayı aynı zamanda farklı bir deneyim kazanan 20 tıp öğrencisine düzenlenen törenle birlikte tıp fakültesi dekanı ve dernek yöneticileri tarafından sertifika takdim edildi. Törende ayrıca öğrenciler deprem bölgesinde yaşadıkları deneyimleri ve anıları katılımcılarla paylaştı. İşbirliğinin devamında önümüzdeki süreçlerde de tıp öğrencileri tarafından aynı hizmetin devam edilmesi hedefleniyor.
“Hem hizmet verdik hem de çocuklarımız kendilerine deneyim kattılar”
Depremin ilk anından itibaren hem üniversite hem de tıp fakültesi olarak “nasıl bir katkı sağlarız” sorusuyla hareket ettiklerini ifade eden Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tunç Fışgın bu doğrultuda Dünya Doktorları Derneği ile çalışmayı uygun bulduklarını söyledi. Bölgeye doğru bir hizmet vermekle birlikte öğrencilerin de deneyim kazanması adına güzel bir çalışmaya imza attıklarını aktaran Prof. Dr. Tunç Fışgın, yapılan çalışma ile ilgili şu detaylara değindi:
“Öncelikli olarak öğrencilerimizin yanı sıra tüm bu organizasyonun başında ve ilk günden itibaren hep bölgede olan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ayşe Jane Özcan’a da teşekkürlerimizi iletiriz. Hem tıp fakültesinin eğitim misyonunu güçlendirecek hem tıp fakültesi öğrencilerinin tecrübesini arttıracak hem de bölgedeki sağlık hizmetlerine destek verecek ve bölgedeki insanlara dokunacak bir hizmeti hep birlikte yapılandırmaya çalıştık. Bu anlamda Dünya Doktorları Derneğinin o bölgedeki yaptığı organizasyona biz de tıp fakültesinin son sınıf öğrencileri olarak destek verdik. Ayrıca hastanemizdeki hemşirelik hizmetlerinden arkadaşlarımız da öğrencilerimizle birlikte periyodik olarak bölgeye gidip dernekle birlikte birinci ve ikinci basamak sağlık hizmetinde bulundular. Bu tabi ki de afet alanına bir destekti fakat bunun yanı sıra tıp fakültesi öğrencilerinin bir felaket ile karşı karşıya kaldıklarında nelerle karşılaşabileceklerine yönelik çok önemli bir tecrübe olduğunu düşünüyorum. Biz o bölgedeki hizmetlerde küçük de olsa bir desteğimiz olduğu için çok mutluyuz. Hem deneyim kazandık hem çocuklarımız kendilerini gördüler. Üstelik şuanda oradaki yaptıkları faaliyetlerden bilimsel makale üretmeye döndüler. Bunun da çok önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Çünkü o bölgedeki felaketin bir de bir bilgi birikimi var. Bilgi birikiminden yeni bilgiler oluşturulması ve bunun bilim dünyası ile literatür eşliğinde tartışılmasının da üniversiteye ayrı bir katkı olduğunu düşünüyorum.”
“Herkes gönüllüydü fakat onları organize bir şekilde buluşturmak gerekiyordu”
Dünya Doktorları Derneğinin Programlar Direktörü Cem Hatunoğlu ise deprem sonrası çok fazla sağlık çalışanının gönüllü olduğunu fakat verimli olabilmek adına organize olmanın önemine değinerek, “Dernek olarak depremin olduğu sabah hemen yola çıkarak ilk 8 saat içinde Hatay’a vardık. Durum tespit çalışmaları sonucunda saha konseptimizi ihtiyaç olarak tesit ettik ve nasıl çalışacağımızı belirledik. Daha çok mobil sağlık hizmetleri üzerinden olanaklarımızı sunuyoruz. Burada da doktor, hemşire ve ebe gibi kritik personele ihtiyacımız vardı. İlk başta birden o kadar sağlık personelini mobilize etmek mümkün değil herkes çok gönüllüydü ama onları buluşturmak gerekiyordu. Bu durumda Dekan hocamızla bir şekilde irtibat kurduk, kendisi çok pozitif karşıladı ve hemen reaksiyon gösterdiler. Sonrasında da intörn doktorlar ve hemşirelerle destek olundu” dedi.
“Özellikle deprem döneminde sadece sivil toplum kuruluşlarının inisiyatif alması değil halkımızın da göstermiş olduğu destek bizlerin sahada çalışmasını güçlendiriyor” diyerek sözlerine devam eden Cem Hatunoğlu, “Bir de Altınbaş Üniversitesi gibi buna kaliteli ve gönüllü destek sağlayan kurumlar da olduktan sonra artık bize sadece adanmış bir çalışma kalıyor” şeklinde konuştu.
“Bizim için oraya gitmemek bir seçenek değildi”
Hatay’da verdikleri hizmet ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşan tıp fakültesi son sınıf öğrencisi İntörn Doktor Elif Büşra Mutlu ise deprem sonrası bölgeye gitmek için hep bir yol aradıklarını söyledi. “Bizim için oraya gitmemek bir seçenek değildi” diyerek sözlerine devam eden Elif Büşra Mutlu, “Dernek ile yapılacak işbirliğini duyduktan sonra biz de gönüllü listelerimizi hazırladık. Orada 1 haftalık periyodlarla kaldık. Bazılarımız ise 2 hafta kadar kaldılar. Oradayken birinci ve ikinci basamak mobil sağlık hizmeti verdik. Bazı arkadaşlarımız çadır kentlerde sağlık taramaları yaptı, küçük ilçelerde veya köylerde aile hekimlerinin olmadığı yere sağlık hizmeti götürdük. Burada olduğumuz sürece bölgeye gidemediğimiz zaman çok huzursuz hissediyorduk. Oraya gittikten sonra oradaki insanların da başka şehirlerden gelen insanları gördükçe mutlu olması bizi çok motive etti” ifadelerini kullandı.
“Çok büyük tecrübe sahibi olduk”
Eğitim hayatlarına da çok büyük katkı sağlayan afet bölgesi deneyimi hakkında da konuşan Mutlu, “Afet bölgesinde hekimlik yapmak, özellikle görüntüleme yöntemlerinin olmaması ve laboratuvar testlerine de ulaşılamaması sebebiyle fiziksel muayenenin ve anemizin çok daha ön planda olduğu, yani hekimliğin temel prensiplerinin önde olduğu bir uygulama. Bu anlamda oraya giden hekimler bu deneyimi yaşadıkları için büyük tecrübe sahibi olduklarını düşünüyorum. Gelecekte başımıza gelecek herhangi bir afet durumunda neleri daha iyi bilmeliyiz, nelerimiz eksik bunları gördük. En önemlisi de afet bölgesindeyken kitaplardan öğrenemeyeceğimiz şey olan, orada ne hissediyoruz, hasta ne hissediyor ve hastayla olan iletişimde nelere dikkat edilmesi gerektiği konuları bizim günlük hayatta edinemeyeceğimiz deneyimler oldu” diyerek sözlerini sonlandırdı.


Yurt Dünya 22.05.2023 09:52:57 0

İlginizi Çekebilir

1

İŞKUR Engelli hibe desteği ile patron oldu

2

Asansöre sıkışarak feci şekilde can verdi

3

Survivor’da bir Osmaniye’li daha!

4

Kadirli’de öncelik alt yapı

5

Osmaniye’de normal doğum toplantısı

6

Gümrük Vergisi Nedir, Nasıl Ödenir?

7

Atış poligonu yenilenecek

8

CHP’den Toprakkale’de esnaf ziyareti

9

Osmaniye’de intiharı önleme toplantısı

10

Osmaniye’de Yenidoğan Canlandırma Eğitimi Tamamlandı