KAHRAMANMARAŞ - "Asrın felaketi" olarak nitelenen 6 Şubat 2023'teki depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'ta 146 kişinin yaşamını yitirdiği Hamidiye Sitesi 1A Blok ve 1C Blok'un yıkılmasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet Kara bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Tutuksuz sanıklar Ali K, Oğuz Y, Cengiz Y, Talat Ö, Selahattin S, Cahit K. ile müştekiler ve taraf avukatlar duruşma salonunda hazır bulundu.
Davaya yeni dahil olan müşteki Asude Balsuyu, depremde anne, babası ve kardeşlerini kaybettiğini, tek suçlunun binayı yapanlar olmadığını, temelinden bitim aşamasına kadar denetimde bulunan kişilerin de ihmal ve suçlarının olduğunu söyledi.
Ailesine mezar olan apartmanda kimin suçu ve ihmali varsa en ağır cezayı almasını istediğini belirten Balsuyu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu binada ailemi kaybettim. Bir bina alırken karakterli, dürüst müteahhit bulmak zorunda değiliz. Fakat bir binayı denetleyenin, projesini çizenin ve yapıya izin veren kamu personelinin işini güzel yapması ve karakterli bir insan olması gerekiyor. Burada denetlemeyi yapanların da ihmali söz konusu. Bu binaya ruhsat veren kişilerden de şikayetçiyim. Aileme mezar olan bu bina için müteahhit ne kadar karakterli veya karaktersiz olursa olsun bir şekilde yapılmış, oturum verilmiş. Aileme mezar olan bu apartmanda kimin suçu, ihmali varsa en ağır cezayı olmasını talep ediyorum."
Müşteki Kübra Abama da aileler olarak 6 Şubat 2023 depremlerinde yıkılan Hamidiye Sitesi'nde hayatını kaybeden 146 kişinin acısını yaşadıklarını ve tek beklentilerinin sorumluların en ağır cezayı alması olduğunu ifade etti.
Binanın yapım aşamasında hazırlanan örnek daire ile satın aldıkları daire arasında hiçbir benzerlik olmadığını ifade eden Abama, şunları söyledi:
"Bu siteyi yapan kişi ve sorumlular sadece bu sitede vefat edenlerin katili değil geride kalanların da katili. Çünkü 6 Şubat’tan bu yana bizler de ölüyüz. Konuşabiliyorsam, yürüyorsam veya gülebiliyorsam arada sırada aldığım ilaçlardan kaynaklı. Bana çocuklarım diyor ki 'felçli gibi yatıyorsun 24 saat.' Biz, depremden bu yana bu şekilde yaşıyoruz. Aldığımız ilaçlardan dolayı acımızı dahi yaşayamıyoruz ve ağlayamıyoruz bile. İlaçları almasak ayakta duramıyoruz. Dairelerin etrafında balkonlar vardı ve hiçbirinde kolon yoktu. Biz balkona çıktığımızda korkuyorduk. Kendi adıma ve çocuklarım adına da sorumlulardan şikayetçiyim, en ağır cezayı almasını talep ediyorum."
Beyanları alınan diğer müştekiler de sanık ve sorumlulardan şikayetçi olduklarını belirterek, cezalandırılmaları talebinde bulundu.
- "Binanın değerleri 1975 deprem yönetmeliğinin çok üstünde"
Tutuklu Sanık Ahmet Kara ise bir önceki celsede kendini tam olarak savunamadığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Geçtiğimiz celsede müşteki ve müdafiler tarafından şahsıma yönelik mesnetsiz ithamlarda bulunuldu. Aleyhimde yapılan suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Sitenin yapıldığı yerde ben ve kardeşim arsa sahibiyiz. 1998 yılında arsayı Hamidiye Sitesi Yapı Kooperatifi'ne 20 daire ve 3 iş yeri karşılığında devrettik. Burada bizim de dairemiz ve iş yerimiz var. Biz neden eksik ve kusurlu projenin belediyeden geçmesi için çaba harcayalım? Böyle bir şeyi mantık kabul eder mi? Binanın ruhsata uygun yapıldığı tespit edildi. Bilirkişi raporu incelendiğinde beton, karot değerlerinin 1975 deprem yönetmeliğinin çok üstünde olduğu görülüyor. 6 Şubat depremlerini iç içe geçmiş 3 büyük deprem şeklinde yaşadık. Dava konusu dosyayla ilgili 17 aydır cezaevindeyim. Tutukluluk sürecimde şahsıma yöneltilen suçlamalarla alakalı savunmamı tam anlamıyla gerçekleştiremiyorum ve tutuklu bulunduğum süreç içerisinde de ailemin zor durumda kaldığını belirtmek isterim. Tutuklu kaldığım sürecin göz önünde bulundurulmasını ve tahliyemi talep ediyorum."
Tutuksuz sanıklar da suçlamaları kabul etmeyerek, haklarındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, eksiklerin giderilmesine, sanıkların mevcut halinin devamına karar vererek, duruşmayı 8 Kasım'a erteledi.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis talep ediliyor.